Mimikli Böcek
22 Aralık 2019 Pazar
Çin çarpması 4- Köpekler arkadaş mı, yiyecek mi?!
25 Nisan 2018 Çarşamba
Kentsel Düşüşüm
16 Şubat 2018 Cuma
Kapı önü pabuçlar, birbirini kovalar...
Şu kapı önlerine gelişigüzel çıkarılıp bırakılan ve gelip geçerken ayağıma da, gözüme de takılan ayakkabılarınız bir bir cana gelip, alıp başlarını gitseler keşke de, ben de bu çileden kurtulsam... 😕 Bodoslama konuya daldım, evet. Lakin konu öyle usul usul, nazikçe dalınabilecek türden olmamakla beraber, aklıma geldikçe içimdeki cadı heyheylenip dile geliyor, o durumdayım vesselam…
2 Temmuz 2017 Pazar
Çin Çarpması 3- Yiğidin Malı…
15 Mart 2017 Çarşamba
Whatsapp grubun mu var, derdin var...
27 Ocak 2017 Cuma
Ot gelip, saman gitmek...
Mimikli de ne güzel hep kakara makara yapıp dururken nereden geldi yahu böylesi bir konuya diyorsunuzdur şimdi… Aslında her zaman etrafımda böylelerinin olması hasebiyle hep konunun kenarında kıyısındayım yıllardır da, şu anki kadar dolmadıysam demek bugüne dek. Son günlerde
8 Aralık 2016 Perşembe
Ruhum önde, bedenim arkada; kah oradayııım, kah burada… - Lizbon
16 Ekim 2016 Pazar
MİM- En Sevdiğim 15 Kitap...
Mimlerle aram her ne kadar iç güveyinden hallice dahi değilse de, ara ara sobeleniyorum herkes gibi bu halimden bihaber blogger arkadaşlara. Bu hafta da kim bilir hangi gezegenin hangisiyle aşne fişnesi münasebetiyle mim kısmetim nasıl açıldıysa demek, üst üste mimleyen mimleyene. Hal böyle olunca da yarım kalan şeyleri tamamlamaya meyilli ilkel beynim rahat vermiyor ki kuzum, görmezden gelip geçeyim. Hiç değilse en kolayına cevap vereyim; şu hobisi, işi, meşgalesi bol hayatıma, bari bu kadarını sığdırayım dedim bugün her nasıl olduysa...
21 Eylül 2016 Çarşamba
Çin Çarpması Part 2- Ütü de yaparım, kariyer de...
3 Eylül 2016 Cumartesi
Çin Çarpması
25 Ağustos 2016 Perşembe
Feysteyim, öyleyse varım...
3 Haziran 2016 Cuma
Akşam olsa yatmasam, sabah olsa kalkmasam...
27 Nisan 2016 Çarşamba
Çalışan kadının temizlikçi kadınla imtihanı
Hayır kadın çok, buluyorum bulmasına da, anacığım geliyor, ilk gün bir demo yapıyor, bir demo, kendinden geçersin. O derece yalamış yutmuş evi düşün. Her yer bal dök
10 Mart 2016 Perşembe
Biz zaten kişisel gelişikiz?!
31 Ocak 2016 Pazar
Modayla İmtihanım 2- Tehlikeli güzelliğimsiz...
18 Ocak 2016 Pazartesi
Kısmet ise gelir Hint'ten, Yemen'den...
Yıllar önce Erzurum'da okuyorum. Daha oraya gittiğim ilk günlerde gönlümü kaptırdığım, çok sevdiğim, hatta aşkımdan beynimin büzüştüğü erkek arkadaşımla Bursa'ya yatay/ dikey bir şekil geçiş yapmaya karar vermişiz. Zat-ı muhterem dikey geçiş için hazirandaki sınavı beklerken, bendeniz yaban ellerde tek başıma kalma endişesiyle olsa gerek yatay geçiş başvurumu çoktan yapmışım ve sömestr tatilinde başvurumun kabul edildiğini öğreniyorum. Lakin bir yandan lütfedip, kabul buyurduklarına sevinirken, diğer yandan büyük aşkımdan yaza kadar ayrı düşeceğime de kahroluyorum için için. Ve o karışık duygular içinde kendisine bir kazak örüp, kaydımı ve eşyalarımı almaya gittiğimde hediye ederek dönmeyi kafaya koyuyorum. Sahaflar çarşısına gidip eski Burda dergilerini
3 Ocak 2016 Pazar
Benim tutulmamın yanında ayınki halt yemiş...
Neyse girizgahı keselim, işte tam da eşimin taze gittiği günlerden bir gün bendeniz telefonu elime almış art arda görüşmeler yapmaktayım. Yalnız görüşmeler acık gergin, belirsiz, bir türlü netleşememekte ve şu narin bünyemi telef etmekteyken, öte yandan da
20 Aralık 2015 Pazar
KEDİLİLİK
Bir
kediyle hayatı paylaşınca bütün kedilere karşı duyarlılığın artacak, hepsi
seninmiş gibi hassaslaşacaksın derlerdi de inanmaz, anlayamazdım. Gerçekmiş...
Evimize bir kedi girdiği günden beri kedigillerle ilgili duyarlılık ve
farkındalığım tavan yapmış durumda zira. Aynı çocuk sahibi olmak gibi bir
şeymiş meğerse. Oğlum doğduktan sonra tüm erkek çocuklarını kendi oğlummuş gibi
görmeye başlamış, ağlamalarına, üzülmelerine dayanamaz, gördüğüm yerde korur
kollar hale gelmiştim. Şimdi de tüm kediler benimmiş gibi davranır oldum
çıktım. Hepsini çok seviyorum, hepsinin varlığına minnettarım yani, öyle bir
şey. Eskiden durup durup kedi videosu, resmi paylaşanları yadırgardım mesela.
Bununla da kalmaz, acık haddimi aşar, kedilerle kafayı yediklerini, hatta insanlara
verebilecekleri ve bir sebeple veremedikleri sevgilerini, kedilere verdiklerini
bile düşünürdüm. 😕 O değil, kendimde kedi seven insanları bu şekilde yargılama
hakkını da nereden buluyordumsa artık. Çok üzgünüm şimdi o zamanki düşüncelerim
ve önyargılarımdan dolayı. 😒 Meğerse
bu başka bir
8 Aralık 2015 Salı
Özencik miyiz neyiz?!
Bahse girerim, bizim insanımız her bir şeyin suyunu çıkarmak konusunda dünya milletleri arasında ilk üçe girer. Bir şey yeni çıksın mesela, hele bir de tutulmayagörsün, hemen uyanık birileri çıkar, aynısını isminin iki üç harfini, ön ekini, bilemedin son ekini değiştirip, olayı birebir kopyalar. Sonra başka uyanıklar da silsile halinde aynı konsepti çalar ve yer gök o tutulan şeyden olur. Hatta iş öyle bir boyuta gelir ki, insanın bırakın o şeyi sevmeyi, gördüğü yerde kusası gelir, o derece. Farzı misal zamanında biri çıktı Çokşeker diye bir şey icat etti. Koydu rengarenk, çeşit çeşit şekerlemeleri, hepi topu üç kuruşluk şekeri dayadı üç beş katına, e bittabii ok kadar para verince de pek bir tatlı oldu o boyalı renkli şekerler. Hal böyle olunca çok sürmedi kopyacıların konsepti alıp, adım başı şeker dükkanı açmaları. Kısa zamanda her yeri 'Pekşeker, Hepşeker, Hadihadişeker, Bicibicişeker...' adında bilumum şekerciler sardı. Bir ara ekmek fırınından fazla şekerci vardı desem, abartmış olmam herhalde. Ve işte işin cıcığı çıkarılınca haliyle hepsi iş yapamadı ve biir bir kapandılar zaman içinde.