Yazılarımı takip eden ve Çin’e
gidip geldiğimi bilen sevgili arkadaşlarım, yakınlarım ne zamandır Çin Çarpması
3 yok mu diye sorup durullaa. Gel gelelim, bu
kez Çin’li ilham perisi bana bir türlü uğramak bilmedi kardeş, niyeyse. Gide gele yüz göz olduk tabii, nerde o eskisi gibi gel deyince gelmeler, git deyince gitmeler. Aylar oldu, daha yenice teşrif etti
haspa. 😉
Yok yok, perinin falan günahı yok. İşin aslı,
hayatım Çin seyahatleri arasına sıkışmış vaziyette gibi son aylarda. Bir bakmışsın seyahate
hazırlanıyorum, bir bakmışsın dönüp yerleşiyorum. Ha bir de
yorgunluktan mıdır, yoksa Çin’de kaptığım ne idüğü belirsiz virüs mirüs
durumlarından mıdır bilmem, döndükten sonra günlerce yatıp kalmalar, durup
durup devrilmeler, hayattan kopmalar da ayrı faktör tabii. Hal böyleyken ne kafa
müsait yazmaya, ne yorgun bünye işin gerçeği. Neyse ki şu üç günlük bayram
girdi de, bir sonraki seyahat öncesi acık nefes alabildi şu narin bünyem.
Maksat şikayet değil elbette. Son seyahatten taze dönmüş, yazılacaklar ise beklemekten
yorulmuşken, bir zahmet yazayım artık duygusuna teslim olmak benimkisi.
Hep diyorum ya, şu Çin’liler gayet şahsına
münhasır, başkaca hiçbir millete benzemeyen,
her gittiğimde beni şaşırtmayı başaran ufak tefek ve de şirin
insancıklar. Şirinler öyle olmasına da, bilen bilir, bazı konulardaki
gelişmişlikleri ve hijyen anlayışları için pek de muasır medeniyetler
seviyesinde denemez hani, bu da bir gerçek. Biliyorum, geçtiğimiz yazılarda az çok
bahsettim bu konulardan. Ancak son seyahatlerde öyle şeyler gördüm ki,
bahsetmeden geçsem yazık olur, arkamdan ağlar neme lazım. 😜
Şöyle ki, Çin’e yaptığımız son seyahatlerde acık taşra
bölgesine gitme şerefine de nail olduk. Şeref, nail falan dediysem de lafın
gelişi o. Bilakis, bildiğin kötü yola düşer gibi, taşraya düştük evladım iş
güç derdine. Bu da neymiş dedik. Meğerse Shanghai Çin değilmiş, iyi mi?!
Shanghai bildiğin modern, gelişmiş, Avrupa’nın bir çok kentine taş çıkartacak
nitelikte, güzel mi güzel, cennet mi cennet bir şehirmiş meğer. En azından
bizim bulunduğumuz yerleri öyleymiş enikonu. Oraya bile gitmeye nazlanan
Mimikli’nin burnunda tüttü ya Shanghai, taşraya düşünce tabii... 😄
Şimdi biz, en azından ben, her yeri Shanghai gibi
zanneden çocuksu saflığımla çıktım kardeş yine seyahate. Pekin’e indik önce.
Güzel, ışıklııı, renkliii, ışıl ışıl. Shanghai gibiymiş duygusuyla asıl
güzergaha yollandık yanımızdaki Çince İngilizce kursunun -1 kurunu anca
tamamlamış, iyi niyetli çekik gözlümüzle. Arada, bir tren istasyonuna yolumuz
düştü. E elbette ki benim gibi birinin tuvalete uğraması olmazsa olmazdı.
Bu sefer donanımlıyım ya ama. Çantamda kağıt mendillerim, Hacıoğlu Kebap,
Sevinç Pastanesi, Özsüt, Gıt Gıt Tavuk vs. envai çeşit yeme içme yerinden
toplayıp, özenle o gün için biriktirdiğim ıslak mendillerimle Voltran’dan bile halliceyim
yani donanım bakımından. 😎 Hoş, donanıma full mesai harcayıp, yazılımı es geçmişiz gerçi bu sefer de. Çin’in taşrası nedir, nasıldır bir bilgi, bir app falan yüklememişiz
ki bünyeye. Neyse efenim, güvenle girdim sıra sıra üç tuvaletin yer aldığı
WC'ye. En sondaki en temizdir duygusuyla (Herkes öyle düşünüyorsa, kısmet artık. 😄), yöneldim üçüncüsüne yorgun ve uykusuz halimle. Bölmeye girmek üzere bir
döndüm kiii, o ne! Kadın kapı ardına kadar açık vaziyette açmış mabadını,
öyle ele güne karşı şey ediyor iyi mi. "Ayh!! Sorry!" çıktığını anımsıyorum ağzımdan
bir şokla ve de kendimi bir hışım geri attığımı. 😲
İlk taşra şokunu yorgunluğun da etkisiyle çabucak
attıktan sonra gide gide vardık sonunda final destineyşınımıza. Geceyi neyse ki olaysız geçirdikten sonra yollandık yeni tanıştığımız üreticiyi ziyaret etmek üzere. Her şey
gül gibi giderken haliyle yine teşaşür ihtiyacı hasıl oldu yine ve sağ olsun dış
ticaretçi Çinli meslektaşım kısçe nezaketle WC'nin yolunu gösterdi. Göstermez
olaydı, iyiydi. Bir açtım ki kapıyı, eski Roma usulü yan yana dizilmiş alaturka
tuvaletler, arada ne duvar ne paravan, ne perde, öylece bana bakıyorlar
kendilerinden bir hayli emin, "Biz buyuz, yaradılışımız bu. İşine gelirse güzelim." der gibi. Bir totomuzu ortak sileceğimiz fırçalar eksik anlayacağın. 😖 Tuvaletlerin öyle olması bir yana, kapı da kapanmıyor mu üstüne. Deli
gibi sıkışmışım, ne yapacağımı bilemez haldeyim. Çaresizlik insana neler
yaptırıyor yareppim. Kağıt mendili kapının arasına sıkıştırıp kapıyı iyi kötü
kapattım, yanımda birilerinin daha olduğunu, sohbet ederek şey etmenin nasıl bir akıl durumu olabileceğini düşüne düşüne artık ne kadar oldurabildiysem, attım
kendimi o garip tuvaletten, daha da otele kadar tutacağıma içten içe yeminler
ederek.

Ertesi gün, bir başka üretici ziyaretimizde, 'burası
daha medeni bir fabrikaya benziyor. Bak, kızın Çingilizcesi bile taaa şahane” diyen
iç sesimin eşliğinde yollandım yine haceti gidermeye. Bir döndüm ki kapısı
olmayan upuzuuun tuvaletin köşesini, gördüğümü nasıl işleyip, yorumlayayım; veri
tabanımda nereye kaydedip, nasıl bir çıktı sağlayayım bilemedim bir an. Zira o
bir gün önceki sıralı alaturka tuvaletlerin arasında bu sefer duvarlar var kapısız,
lakin bu sefer karşısına da aynısından bir sıra koymuşlar. Yani öyle çömdüğünde
hacetini görmeye, karşındaki iş arkadaşının mabadıyla sansürsüz yüz
gözsün bu sefer. O an kafamın içinin ısındığını, sırtıma iğneler
batmaya başladığını hatırlıyorum, çaresizlik hissiyle. Neyse ki çabuk geçmiş, aklım devreye girmiş olmalı ki kendimi en dip
köşede, karşısındaki tuvalete temizlik malzemeleri yığılmış tuvalete atıverdim.
Gel gelelim çapraz karşıya Çinli hatunun teki gelip kuruldu mu pervasızca. Bir yandan
şey derken, bir yandan da karşısındakiyle laflıyor mu üstüne. Gözümü alamıyorum bir türlü,
konsantre olamıyorum ne yapsam, naturama ters zira. Neticede ben kapıda birileri sıra beklerken bile rahatsız olup, yapmadan geri çıkan bir pamuk prensesim yahu?! Ne
kadar da teşneymişler toplu halde şey ederken sosyalleşmeye meğerse… Neyse, daha da detaya girip devrelerinizi yakmayayım, lakin Çin işkencesi dediklerini birebir
yaşadım diye yemin etsem, başım ağrımaz. 😄
O günü de atlatmanın, her su yoluna gidişte bin bir
macera yaşarken, her çıkışta bir şekilde zevahiri kurtarmış olmanın, Çin ile ilgili engin bilgi ve tecrübelerime böylesine möhüm bir yenisini daha katmış
olmanın huzuruyla, sulu sabunlu otelimiz, cennetimize döndük sağ salim. Ertesi
gün, niteliği, kapasitesi bakımından pek de istemeden, patronun isteği üzerine bir başka
üreticiye gittik. Veee tuvalet kalite kontrolcüsü ünvanım gereği, dakika bir
gol bir, sordum tabii yine yerini. Bir şirin kız kattılar yanıma tuvaleti
göstersin diye, tin tin yollandık yine bütün iyi niyetimizle. Kız bir duvar arkasını
gösterdi tuvalet diye ve gitti. Gel gelelim o duvarın arkasına bir geçtim ki
ne göreyim! Ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Yere bir oluk gibi bir şey yapmışlar
derme çatma; vardığı yer boşluk, ışık, tarla. Ne çeşme, ne su! Tuvalet olduğunu
anlayabileceğin tek şey koku ve o olukta henüz tarlaya ulaşma şerefine nail
olamamış insani çıktılar! 😕 Yıllar sonra ilk kez kendimi,
çocukluğumdaki, Almanya’dan Türkiye’ye arabayla gelirken Yugoslavya’da tuvalet
bulamayıp, gübrelenen mısır tarlalarında gibi hissettim... (Aşağıdaki foto için very sorry... 🙈🙊 Hale bak! Bir gün ak sakallı, nur yüzlü bir dede rüyama girip, "Gün gelecek, hiç gitmek istemediğin Çin diyarına on yüz kere gidecek; hiç işin yokmuş gibi, olur olmaz tuvaletlerin fotoğraflarını çekip çekip, bir de üstüne kırk laf edeceksin" dese inanmazdım. 😃)
Allahın hakkı üçtür ya, bizimki dört oldu, o
oldu Çin tuvaleti eziyetim. Ondan sonraki seyahatlerde daha da üç beş kişilik
sosyal tuvaletlerle karşılaşmadım hamdolsun. Karşılaşmadım da, genel anlamda memlekette hijyenin hi’si yok, o ayrı. Ne sabun, ne tuvalet kağıdı çekik gözlerini
öptüğümün diyarında. Günlerce oradasın sonuçta kendileriyle teşrik-i mesai
derdine. Kabullenmek yerine pimpiriklensen, eziyeti katlarsın. Bir yerden sonra artık sen de, koy dötüne rahvan gitsin diyorsun sonuçta ister istemez.
Artık dönüşümüzde, nasıl pis hissettiysem, nasıl
yokluk duygusuna kapıldıysam demek, Atatürk Havalimanı’na iner inmez bir hışım attım
kendimi kapılı, klozetli, missss gibi tuvalete. 😄 Nasıl temiz hissediyorum,
nasıl güveniyorum ama temizliğine, yere yiyecek düşse alıp yiyeceğim, o derece
sıyırmışım. Sanırsın evime ayak basmışım. Yetmedi, geçtim lavaboya. Hani
filmlerde vaha bulmuş çöl bedevileri gömülür ya suya, o biçim gömüldüm gözüm dönmüşçesine. Nasıl sabunluyorum kendimi, yetmiyor, vuruyorum suyu suratıma şap şap. Bildiğin
duş aldım yahu memleketimin gözünü sevdiğim umumi tuvaletinde. Doğruya
doğru, her ne kadar Avrupa standardında olmasa da, memleket iyiymiş meğerse,
iyiymiş kardeş. Vesselam, toprağı öpesi gelmek ne demek, şu yaşımda deneyimledim yani şu
Çin tuvaletlerinden ötürü… 😉
Bu arada, Çindi tuvaletti bir yana, eve gelir gelmez
eşimin ilk lafı ne olsa; “Balkonlara dokunmadım, sana bıraktım aşkım.” 😄😄
Onca içinizi kaldıracak, tiskinç resimden sonra şifa niyetine, güzel yanları da çok helbet resmisi... 😉 |
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları
kullanarak yapalım. :)
Hahahaha, bazen kabuslarımda görürüm böyle şeyler, uleyn önceki hayatımda Alaska'da yaşadığıma emindim ama yoksa Çin'de de mi bulundum. Klozet olsa yine idare eder insan bir şekilde de alaturka karşılıklı muhabbet görüntüsünü unutmak istiyorum :D
YanıtlaSilSorma Handaanım, ben de unutmak istiyorum istemesine. Gel gelelim, unutmayı bırak, gidip gidip tazeliyorum görüntüleri. :D
SilSabah iş yerinde simit, peynir ve çay üçlüsünü yaparken tuvalet yazısı okumak paha biçilmezdi Mimikli :D :D
YanıtlaSilBu kıyağımı da unutma. :D Çok özür bilerim. :)
Sildiğer yazılarınızı da okumuştum ama yine yazınızı ilk okuyuşumda çin değil cin çarpması olarak okudum :) farklı bir deneyim olmuş .
YanıtlaSilYayınlarken, Sevilay okursa yine cin çarpması gibi görmez umarım diye geçti vallahi içimden. :D Sevgiler. :)
SilVay kimleri görüyorum. Mimikli zalım maceralarıyla geri dönmüş:) Tuvalet kalite kontrolcülüğü çekilir dert değilmiş. Adamlar utanmasa yollarda, parklarda halka açık hizmet sunacaklarmış. Sen yazdıkça ben Çin' den ve Çinliler' den soğuyorum valla:)
YanıtlaSilZalım macera. :D :D Çok yaşa!
SilYok yok, soğuma. Tamam, böyle yönleri var. Ama öte yandan öyle mütevazi ve güzel insanlar ki, bazen diyorum bu alçakgönülüllük dağıtılırken en önde Çin'liler en arkada Türk'ler duruyordu zahir. Egolarını iyi terbiye etmişler. En azından benim tanıdıklarım öyle. Neticede, gitmeli, görmeli mirim. ;)
Sevgiler...
Gülmekten karnım ağrıdı okurken. Ne tuvalet macerası imiş arkadaş. :) Bir yaşıma daha girdim!
YanıtlaSilhttps://www.facebook.com/BirYasimaDahaGirdim/
Recep bey beğenmenize, okurken eğlenmenize sevindim. :) Sayfanızda da paylaşmışsınız, teşekkür ederim. Çok incesiniz. :) Ayrıca bu yazıyı beğendiyseniz öncekileri de hoşunuza gidebilir. Bakmak isterseniz:
Silhttp://mimiklibocek.blogspot.com.tr/2016/09/cin-carpmas_3.html
http://mimiklibocek.blogspot.com.tr/2016/09/cin-carpmas-part-2-utu-de-yaparm_43.html
Bloğunuzu bulamadım malesef ancak G+'dan takibe aldım. Her zaman beklerim. Saygılar. :)
blogum şudur: http://www.rehitu.com/
Silteşekkürler :)
Teşekkürler. Bloğunuzu da takibe aldım. Uygun bir zamanda ziyarete gelirim. İyi günler. :)
SilBi kerem balkonları sana bırakmadım :( İnsanlar hakkımda ne düşünecek, hiç düşünmiysin!!
YanıtlaSilHahhaa! Yok, bırakmadın. Hatta o gün bugündür komple devraldın, elimi sürdirmıysın, doğruya doğru. :) Ama gelir gelmez lafını da olsa ettin, koparttın ya o bitik halimle, iyiydi. :D Tişikkür idirim! :)
SilNeler geçmiş başınızdan öylee :))
YanıtlaSilTuvalete sık giden biri olarak sanırım ben de çaresiz kalırdım, gün boyu gitmeyenlere özeniyorum. Ve buradaki lavabolara pis derken Çin'i görünce iyiymişiz gerçekten :D
Geçmiş olsun diyeyim, ancak o denir :D
Ah canııım, demek siz de aynı dertten muzdaripsiniz. Çok yok da böylesi etrafımda. :D Kötü bi durum ama sevindim açıkcası yandaş bulduğuma. :D
SilTeşekkür ederim. Sevgiler. :)
Hihi insan çoğu zaman tuvalete gitmeye çekiniyor dmi :)
SilAman bizi böyle kabul etsinler.
Ve size Çin'i yasaklıyorum :D
Gizli Öznem, ciğerim, duygularıma tercüman oldun. Aynen öyle. İnsan tuvalete gitmeye çekiniyor bazen. :/
SilYalnız biz birlikte takılsak, Çin'e felan birlikte gitsek ne şahane olurdu. Körler sağırlar birbirini ağırlar hesabı, bütün garip gurup tuvaletleri eğlenerek keşfederdik hiç değilse. :D :D Ne demişler, ortak dert, dert değildir! ;)
:D Ayy haha sahiden ne güzel olurdu
SilHijyenik bir şeyler icat ederdik belki :D tuvaletlere karton götürür tutardık birbirimize :D
Hoşgeldinnn sosyal medyada bu tuvalet fotoğrafları üzerine ne geyikler yapılıyor :))))
YanıtlaSilHatta inşatı tamamlanmamış yapılar olarak bile algılandı gerçekmiş yaaaa:)
Kıyamam yaa ne rezillik bu kimseye sormadınız mı bu nedendir diye çok mu meraklılar görmeye anlamadım ki. Diğer gidişin de sabun ve bebelere satılan her yerde kullanılabilir mini tuvaletlerden almalısın diye geçirdim içimden okurken:)))))))))) ayy onlar bile steril yaptın poşeti bağla at:))
Hayatta çok sınav var da sana en şey olanı düştü bu sefer demek ki. Ülkemiz de ummumi tuvaletler de olsun en azından kapısı var artık diyeceğiz o zaman:)))
Gece gece iyi güldüm yaa geçmiş olsun şimdilik diyorum.
Aaa, gerçekten mi? Sosyal medyada nerede ki? Haberim yoktu. Kuyuya taş attım desene. :D
SilYok valla sormadık Hatice hanımcım. Ayıp geldi herhalde ne bileyim. Yalnız çözüm önerilerine bittim. :D Teşekkür ederim. Bir dahaki sefer aklıma geleceksin kesin. :D
Teşekkürler katkın için ve kocaman sevgiler marifetli, güzel yürekli kadın. <3 :)
çin tuvaletleri :) aksiyon filmiiii :) balkonları sana bıraktım :) romantik komediii :)
YanıtlaSilHahhaaa! :D Deep, süpersin. Bütüne bakışın hep farklı. Sayende romantik komedi kahramanı da oldum, hadi iyiyim. :)
SilSevgiler. :)
İlginç, ilgiyle okudum yazınızı; şaşırmadım diyemem. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim ilginize, katkınıza. Aynen. Gerçi 'şaşırmadım diyemem'den öte bir duyduydu benimkisi, tabi bizzat tecrübe etme zorunluluğu olunca. :) Saygılar.
SilOkurken ne güldüm ama :D Çinlilerin temizlik anlayışlar antik dönemden geliyor galiba :D Efes Kenti'nde de tuvaletler yan yana bu şekildeymiş ya -.-
YanıtlaSilHe valla kardeş. Benim de aklıma o tuvaletler geldi hemen. Efes'te ilk gördüğümde ne tepki vereceğimi bilemeyip, "bu ne beğğ!" diye cırladığımı hatırlıyorum. Bi de üstüne ortak kullanılan fırçaları duyunca, o dönemde, orada yaşamadığım için neremle şükredeceğimi şaşırmıştım. :D :D Nerden bilecağdım bugün bir benzerini bizzat yaşayacağımı tebi. :)
Silçok seviyorum bu seriyi ya , tamam senin için kötü olmuş ama okuması çok eğlenceli , japonya da muazzam temiz anladığım kadarıyla ama çine gitmekten vazgeçiverdim gari :(
YanıtlaSil:) Sevmene çok sevindim. Gerçi ben içten içe "taa neler yaşeyceen acep şu Çin diyarında" diye iç geçiriyo olsam da, dediğin gibi okuması yaşamasından daha eğlenceli hiç değilse. Malzeme oluyo işte gele gide. :D
SilAma sen yine de bi git, gör derim. Taşraya gitme evladım. Pekin, Shanghai, Qingdao'ya git. ;) Elma dersem çık, armut dersem de çık! :D
Tuvalet deyip geçmemek lazım... :) önemli bence de... Çİn e gitceğimi sanmıyorum :)
YanıtlaSilhttp://loveandsmile.wordpress.com/
Çok çok önemli desek taa doğru. ;)
Sililahi çok hoşsun :)))
YanıtlaSilöldüm anlattıklarına
sevgiler
:) Sevindim beğenmene, gülümsemene. Her ne kadar yaşarken acı da olsa. :D
SilSevgiler benden.
Çin Dili ve Edebiyatı mezunu eski hoşlandığım çocuk geldi aklıma nedense :D
YanıtlaSilİyi mi ettim, kötü mü bilemedim. :D
SilAy dur mendilim nerde benim? Gülmekten ağrıyan karnımı bıraktım, yaşaran gözlerimi silmeliyim:DDD Hele o kumaş kaplı klozeti gördüğün anki mimiklerini düşünüp düşünüp resmen gülmekten anırdım. Bu posttan alınacak ders: Çin gezi listelerinde en sonlara yazılsın:DDD
YanıtlaSilHahhaa Calimero! Yaza yaza herkeşi Çin'den soğuttum valla. :D Yok yok, Çin gerçekten gidilesi, görülesi bir memleket. Lakin süprizlere hazırlıklı olmak lazım tebi. ;)
SilKuzum farkında mısın 2017 bitiyor aylardan Aralık :)))) şiştttt orda mısınnnn bi cee yapsana
YanıtlaSilYaaa, tokat gibi çarptı 2017 bitiyor deyince. Bir baktım, son yazı Temmuz'dan. :/ Çok ihmal ettim çok.
SilAma öte yandan hiçbir şey yayınlamadan hatırlanmış olmak da gülümsetti, mutlu etti. Ne tatlısınız Hatice hanımcım, çok teşekkür ederim. <3 Ha öte yandan böyle güzel blog arkadaşların var, sen tembellik ederken bile arayıp, soruyorlar. Sen hala otur diye daha da çok çimdikliyorum şimdi kendimi. :D
Siz de iyi misiniz? Torun? Örgü bebekler, el emekleri? :)
Harikayız çok tatlı oldu kuzum:)))
SilBen bildiğin gibi her daldan az biraz ellerimin işe yaramasına şükretmeye devam:)) zaman zaman hayatın akışına göre uzak kaldığımız oluyor da sen güzel yazılarından çok uzun aralıklarla mahrum etme bizi:))) öpüyorum
Olmuştur tabii, maaşallah. :) Teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Bi denesiniz. <3 Ben de öptüm, sevgiler. :*
SilGelip bir bakayım dedim, huuu, tuvalete düşmedin di mi?
YanıtlaSilAh Handaanım, ne iyi ettin geldin. Mutlu ettin. :) Her ne kadar Çin tuvaletlerine düşmemiş olsam da, hayatım bir Çin seyahatinden öbürüne geçiyor gibi sanki. 2 hafta oldu daha sonuncusundan döneli. Bir de üstümde bir atalet mi nedir. Geçer helbet, bu ara da böyle demek. ;) Öpüldünüz efenim. :*
Silo maşallah nerelere gittin :)
SilKürkçü dükkanına Deep. ;)
SilMimikli nerededir? Ne yapmaktadır? Neden yazmamaktadır? Sorular, sorular:)
YanıtlaSilYaa, ama siz böyle sözleşmiş gibi dürtüp durursanız nice olur benim halım?! Zaten kendime kızıyorum bloğumu ihmal ettim diye.:/
SilNe diyim. Bir garip hallerdeyim zahir. Çin gerçekten çarptı mı nedir gide gele. :D
Sizler nassınız efenim? Afiyettesinizdir inşallah? ;)
İşler güçler, hayat gailesi. Yuvarlanıp gidiyoruz:)Mimikli sahalara dönmeli:)
SilBence de. ;)
SilBurdaki kapanmayan tuvalet kapılarının sonunun görseldekilere doğru evrildiğini düşündüm bir an ve korktum. Bir kapı yapmak o kadar mı zor gelmiş yahu :D Yine de suya sabuna hakkını vermek lazımmış. Okurken çok güldüm, özellikle o görsellerle karşılaşınca, yine de güzel deneyimler olmuş. Umarım bir dahaki sefere böyle şeylerle karşılaşmazsın. Bir katlanır karton falan mı taşısan ki? :) Ayrıca aylar sonra okumuşum ama ben de ufaktan yakınayım ki belki geri dönersin. Aylar olmuş yazmayalı, yeni hikayeleri merakla bekliyorum :)
YanıtlaSilOrası öyle. Yaşarken tatsız da olsa, yaşanıp bittikten sonra tatlı geliyor deneyimler malum. ;)
SilValla öyle oldu kardeş. Bir atalet çöktü ki üstüme. Bir de başka öncelikler çıkardım başıma. Bloğu bir güzel ihmal ettim anlayacağın. Ama geçer bence. ;) Ben de bekliyorum geçmesini. :D
Gece gece iyi güldüm trajikomik yazınız sayesinde :D Tek başıma yetmeyince yanımda ders çalışan kardeşimi de iki de bir dürtükleyip yazıdaki can alıcı yerleri gösterdim :D Temiz bir millet olmadıklarını duymuştum ama bu kadarı da pes doğrusu. Canım köyümün tuvaletleri bile bunların yanında 5 yıldızlı otel tuvaleti kalır :D En azından mahremiyet, su ve sabun var :D
YanıtlaSilBlogunuzu geç keşfettim (yazar burada çok üzgün) ama bundan böyle maceralarınızı dinleyecek bir kulak daha -gerçi bu durumda okuyacak bir göz daha edindiniz :)))
Merhaba Esseve Rin. :) Maalesef yorumun mailime düşmediği için daha yeni gördüm. :( Çok özür dilerim. Demek bundan sonra çok güvenmeyip, arada girip kontrol etmeliyim.
SilÇok teşekkürler geldiğin ve samimi yorumun için. Güldürebildiysem ne mutlu bana. :) Her zaman gel. Sevgiler. :)
Bu arada, blog adresini verirsen, iade-i ziyarete gelmek isterim. Google+'da birçok farklı adres görünüyor. :)
Silhttp://periodiclibrary.blogspot.com.tr/ eslem tatliş o daaa :)
SilHarikasın Deep. <3 :)
Sil