30 Haziran 2015 Salı

İyi ki doğmuşum...


İyi ki doğmuşum. 

İyi ki bu ailenin parçası olarak doğmuşum, böyle bir anne babanın terbiyesiyle, görgüsüyle ve sevgisiyle hayata hazırlanma şansını bulmuşum. İyi ki mecburiyetten de olsa bir süre ailemden ayrı kalmış, halaların, teyzelerin elinden de geçmişim ki, kişiliğime onların renklerini de katabilmişim. 

İyi ki ağlaya ağlaya da olsa okuyacağım diye çooook uzaklara, ülkenin bir ucuna gitmek zorunda kalmışım ki, tek başıma da ayakta kalabilmeyi, özlemime ve korkularıma rağmen kuyruğu dik tutup, devam edebilmeyi öğrenebilmişim. 

İyi ki bugüne kadar iyisiyle kötüsüyle hayatıma gelenler gelmiş, iyi kötü izlerini bırakmış. 
Bazıları iyi ki gitmiş, ki yeni, dürüst, samimi sevgilere ve dostluklara yer açmış. 
İyi ki kalanlar kalmış ve sevgileriyle, dostluklarıyla renklerimi oluşturmaya devam etmişler. 

İyi ki çok sevmiş ve hayal kırıklıkları yaşamışım. 
Ve iyi ki yeniden sevmeye korkmamış ve sonunda diğer yarımı bulmuşum. 
İyi ki diğer yarım, kocaman sevgisiyle, anlayışıyla, saygısıyla toprağım olmuş, beslenmişim, kök salmışım, çiçek açmışım. 
İyi ki bu toprakta yeşermişim ve oğlumun annesi olmuşum, onda cennet kokusunu bulmuş, koşulsuz sevgiyi tatmışım. 

Ve umarım ki hayatım hep canlarımla, sevdiklerimle, arkadaş ve dostlarımla sağlık, bolluk ve 'İyi ki' lerle dolu dolu geçer... 
Umarım herkesin hayatı hep 'İyi ki' lerle dolu geçer.
 
İyi ki varım ve iyi ki varsınız... 😇

***********************************
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 

28 Haziran 2015 Pazar

Tekizdir zannımca...



Arabaların vites kollarına rengarenk lastik toka, boncuk vs. takan tek türüzdür zannımca...

Ayda yılda bir gelen misafirin oturması için evin kocaman bir odasını ayırıp, eni konu dayayıp, döşeyip, her daim temiz ve düzenli tutmak için çoluğu çocuğu, ev ahalisini odaya girmekten men edip, o yüce mekanın adını da misafir odası koyan;


Eğitim sisteminde zorunlu seçmeli adı altında dersleri olup, söz konusu dersleri isteyene istemeyene dayayıp, üstüne bir de kişi kendisi seçiyormuş gibi yapan, mış gibicilikte önde giden;

Araç yolunun ortasından koyun misali yürüyüp, arkasından gelen aracın korna çalmasına da sanki araba yaya yoluna çıkmışçasına heyheylenip, höykürebilen;
 

14 Haziran 2015 Pazar

Modayla İmtihanım


Şu modayla debelenmelerim nedir, niyedir diye düşünür oldum son günlerde. Bir türlü uyum sağlayamayışım, eğreti hallerim... Bana mı öyle geliyor, yoksa bu zamanda modanın ayarı mı kaçık bir çözebilmiş değilim. Sanki modacılar insana yakışan, düzgün gösteren şeyler değil, şişmanı hepten şişman, zayıfı toptan çiroz gösteren, güzeli bile çirkinleştiren tasarımlar yapma konusunda yarışıyorlar gibi geliyor işin aslı. İnsanlar zaten pek bir hevesli modayı takip etmeye. Moda olsun, çamurdan olsun, uysa da giyerim, uymasa da kafasında çoğunluk. Herkes giyiyorsa, herkes takıyorsa, benim neyim eksik modunda, hepsi aynı fabrikanın aynı bandından çıkmışçasına dolanan tipler ortalıkta...

Bir kere zaten buradan kaybediyor en başta benim gibi kara koyunlar. Herkeste varsa, bir şeyi herkes yapıyorsa, benim hiç yapasım gelmez çünkü inadına. Ben başka bir şey giyerim, hatta mümkünse bir tek bende olsun o model, bir tek bana yakışsın isterim. Ha, ergenlik denen aklımı dürüp, bir süreliğine rafa kaldırdığım, ortalıkta