21 Eylül 2016 Çarşamba

Çin Çarpması Part 2- Ütü de yaparım, kariyer de...


Geçenlerde Çin diyarındaki maceralarımı ucundan kenarından tattırma niyetiyle yazdığım bir önceki yazıyla ilgili yok çok kısa olmuşmuş, yok resimler azmışmış mahiyetindeki serzenişlerinize istinaden buyrunuz devamı efenim. Azında kararında olsun dedimdi, lakin siz kaşındınız. 😋 Bundan kelli de yok çok uzattındı, yok çok mu lazımıdı babında lakırdılar duymayayım. Muasır medeniyet seviyesine henüz ulaşamamış, no toilet paper, no hijyen temalı umumi Çin helalarında cırcırlara gark olasınız diye ilenirim, gözünüzün yaşına bakmam ona göre… 😄 Bu vesileyle bir önceki yazıyı hala okumamış olup, bu içten ve de tiskinç dileklerimin ne manaya tekabül ettiğini merak edenler, buyurunuz efenim, buradan başlayınız derim nacizane: http://mimiklibocek.blogspot.com.tr/2016/09/cin-carpmas_3.html#more)

Madem öyle, geçen yazı kısa öz olsun diye es geçtiğim, seyahate gitmeden önceki zaman dilimine bir dönelim izninizle. Efenim seyahatten evvel bir önceki yazıda bahsettiğim, aman nasıl geçecek, acaba in mi çıkacak, Çinli mi öpecek türü kaygılarımla bir hayli tebelleş olmam sebebiyle haliyle pek de oralı

3 Eylül 2016 Cumartesi

Çin Çarpması


İstemediğin ot başında bitermiş ya hani, işte tam da adı geçen otun, her nasılsa bütün başımı kaplamış olduğu gerçeğiyle yüzleştim birkaç hafta önce. Kendi başımda bitmiş olmasa, başkasından duysam inanmazdım kuvvetle muhtemel. Şöyle ki; eşimle sohbetlerimiz esnasında laf dünyayı görmeye, gezip tozmaya geldiğinde ben hep Uzak Doğu ve Arap ülkeleri meraklısının olsun, şu dünya gözüyle hiç mi hiç görmek istemediğim yerler olur zira kendileri, ama n'olursa olsun, Avrupa benim olsun derdim. Ve derken de hiç, ama hiç gideceğimi de düşünmez, içim gayet rahat, tuzum da kuru bir şekilde bugüne kadar olduğu gibi, bundan kelli de hep Avrupa civarında takılacağımı sanırdım. Herhalde istemediğim bir yere kimsenin beni sürükleyeceği de yoktu, değil mi ya?! Hiç!!

Hiç de öyle değilmiş oysa kazın ayağı. Zira hayatın kendi planlarının yanında, bizimkiler bazen sivrisinek vızıltısı kadar cılız kalabiliyormuş işte. Vesselam hayatın benimle ilgili de ilginç planları varmış meğerse. Şöyle ki, kısa bir zaman önce, eski işim olan dış ticaret pozisyonunda bir