16 Ağustos 2015 Pazar

MUĞLA'DA Bİ GÜZELKÖY VAAAMIIŞ...



Geçen aylarda yine elim işteyken, gözümü oynaştıracağım bir dizi bulayım diye bakınırken, nasıl oldu bilemiyorum, Güzel Köylü diye bir diziye denk geldim. Önceki yazılarımı okuyanlar bilir, bendeniz ütü falan yaparken işi eğlenceli hale getirmek maksadıyla güldürüklü şeyler izlemeyi severim. Zaten genelde de izleyeceksem bir şeyler, acıklı, kanlı silahlı, ağlamaklı şeylerdense eğlenceli şeyleri tercih ederim. İşte yine bir gün, benzer bir halet-i ruhiyedeyken denk geldim Güzel Köylü'ye.

Başta isminden dolayı güzel bir kızın köy maceraları mı ki diye bir önyargı yaptım açıkçası, ama sonra bir bölüm izleyeyim, beğenmezsem bir dahaki ütüye başka bir şeyler bakarım deyip, açılışı yaptım vesselam. Ve ilk bölümde bu dizinin önümüzdeki aylarda ütü arkadaşım olacağını anladım. Eee, bu kadar beğenince de yazmak,  

6 Ağustos 2015 Perşembe

Bebemizi de mi emzirmeyelim?!


Jessika Arraes adlı kişinin Pexels'daki fotoğrafı
Bu sabah Ayşe Arman'ın dünya emzirme haftasıyla ilgili yazısını okumuş, her dediğine katılmış, çok da beğenmiştim. Zira ben de bebeğimi emzirirken aynı duyguları birebir yaşamış ve bunu yaşayabildiğim için hep şükretmiş, isteyen her kadının yaşamasını gönülden dilemiştim.

Gel gelelim az önce tarzını, duruşunu hiç beğenmediğimden dolayı pek de takip etmediğim başka bir kadın yazarın yazısı, sosyal medya çorbasında bir yerde karşıma çıkıverdi ne yazık ki. Konu emzirmek olunca tabii, yazarını sevmesem de hemen dikkatimi çekti. Lakin çekmez olaydı da okumayaydım keşke dedirtti yine eğreti duruşuyla. Bir kez daha neden kendisini sevmediğimi, yazılarını okumadığımı anladım. Aylar öncesinde hipoglisemiden muzdarip kişilerin oruç tutmamalarıyla ilgili, 'hastalık bahane, orucu asmak şahane' konulu iğneleyici bir yazısını okuduktan sonra kendisini ilahi adalete teslim edip, bir daha da yazılarına dönüp bakmamıştım. Sanki herkesin birbirine neden oruç tutup tutmadığıyla ilgili izahat vermesi gerekiyormuş gibi, o da ayrı konu...

Neyse konuyu dağıtmayayım, hanımefendi kadınların orada burada bebeklerini emzirmelerini hiç doğru bulmuyormuş. Kendisi de sadece iki ay emzirip kesmişmiş. Emziren kadın görünce libidosu şey oluyormuş tarzında bir yazıydı. Merak eden bulup, okuyabilir. Zira benim derdim

2 Ağustos 2015 Pazar

Bir güzel şehir, Eskişehir...


Porsuk Çayı

İki ay oldu gideli göreli, hala yazacağım, hala yayınlayacağım. Üstüme yük oldu yazmadıkça bildiğin. Ne çok erteledim. 😳 Zaten son zamanlarda her ne hikmetse her şeyi bir sallama, boş verme hali çöktü ki üzerime pek fena. Tam bir tembel tenekeye döndüm adeta. Totomdaki pirelerin hepsi uyku moduna geçti sanki. Hayır, nedir bu haleti ruhiye, nicedir bir anlasam, çözeceğim. Gel gelelim anlayamamanın, bilememenin ve buna bağlı içime çöreklenmiş rehavetin sürüklediği boşlukta debelenmekteyim hanidir. Memleketin halinden ve bundan mütevellit düştüğüm dipsiz umutsuzluk çukurundan mıdııır, çöl sıcaklarından mıı, yoksa hayatımızdaki bazı değişikliklerden mi bilemedim. Her neyse sebebi, artık silkelenmek, kendime gelmek niyetindeyim ama çok gönülden... 👼

O zaman iyi niyetli bir silkelenme hamlesi kapsamında Eskişehir'i gezintiye başlayalım hadi gecikmeli de olsa:

Şimdi efenim bizim oğlanın doğum günlerini böyle partili martili, bol çocuklu, hediyeleri açma krizli, ağlamalı,