8 Aralık 2015 Salı

Özencik miyiz neyiz?!


Bahse girerim, bizim insanımız her bir şeyin suyunu çıkarmak konusunda dünya milletleri arasında ilk üçe girer. Bir şey yeni çıksın mesela, hele bir de tutulmayagörsün, hemen uyanık birileri çıkar, aynısını isminin iki üç harfini, ön ekini, bilemedin son ekini değiştirip, olayı birebir kopyalar. Sonra başka uyanıklar da silsile halinde aynı konsepti çalar ve yer gök o tutulan şeyden olur. Hatta iş öyle bir boyuta gelir ki, insanın bırakın o şeyi sevmeyi, gördüğü yerde kusası gelir, o derece. Farzı misal zamanında biri çıktı Çokşeker diye bir şey icat etti. Koydu rengarenk, çeşit çeşit şekerlemeleri, hepi topu üç kuruşluk şekeri dayadı üç beş katına, e bittabii ok kadar para verince de pek bir tatlı oldu o boyalı renkli şekerler. Hal böyle olunca çok sürmedi kopyacıların konsepti alıp, adım başı şeker dükkanı açmaları. Kısa zamanda her yeri 'Pekşeker, Hepşeker, Hadihadişeker, Bicibicişeker...' adında bilumum şekerciler sardı. Bir ara ekmek fırınından fazla şekerci vardı desem, abartmış olmam herhalde. Ve işte işin cıcığı çıkarılınca haliyle hepsi iş yapamadı ve biir bir kapandılar zaman içinde.

Sonra bir gün bir akıllı çıktı, bildiğimiz sokak simidini başrole atayıp, yanına da Karper peyniri, reçel, ve çayı figüran eyledi. Adını da şöyle saraylı köşklü kocaman bir şey koyup, çıktı piyasaya. Simidi pek seven Türk insanına temiz bir ortamda, çayıyla peyniriyle simit yeme fikri hoş gelmez mi? Geldi tabii ve ziyadesiyle sevildi. Günden güne her yeri kapladı böylece aynı konsept. Bu kez de Simit Evi, Simit Köşkü, Keyf-i Simit, Simit Aşkı, Simit-i Şahane vs. tarzı Osmanlıcadan evrilme, Türkçeye devşirme abuk subuk isimlerle iş çığırından çıktı. Sonunda kaderleri de şepşekercigiller gibi oldu ne yazık ki. Çoğu yok oldu gitti vesselam, büyükleri baki kaldı.

Aynı olay Kahve dükkanları konusunda da tekerrür etti sonrasında. Normal bildiğimiz Doydoy kafeler, Ercan büfeler, Lale pastaneleri vs. pek bir azaldı. Onların yerine adım başı Kahve Hatırı, Kahve Satırı, Keyfi Kahve, Kahve Keyfi, Kahveli Seyfi, Seyfili Selfi isimli kafelerle doldu. Sizi bilmem ama, beni çok irrite etti, çok itti artık bu şuursuz kopyacılık, özentilik halleri.

Kopyalamak, özentilik söz konusu olunca iş tabii ki sadece işyerleri için değil, her alanda geçerli bizde hamdolsun. Bir ara bir ahşap boyama furyası vardı, sonra onu takı tasarımı, kurdele nakışı, filografi vs. izledi. Dönemine göre her üç evden birinde bu hobilere sarmış birisini ve buna mukabil her bir yana dolmuş taşmış objeleri bulabilirdiniz. Şimdi de şu yetişkinler için boyama kitapları, mandalalar aldı bunların yerini. Bu nasıl bir çılgınlıktır, nasıl bi özencikliktir Allahcığım. Tamam, tüm bu uğraşların insan ruhuna etkisi yadsınamaz elbet. Şahsen kendim her tür sanatsal faaliyete pek bir meraklıyımdır bizatihi. Lakin benim bahsettiğim bu değil elbette. Herkes yapıyor diye yapmak saçma olan. İlle de trendi yakalamak. Cool olmak zorunda hissetmek. Bomboş olan iç dünyasını, dışına doldurduğu sözde havalı ve trend şeylerle telafi etmeye çalışmak. İnanın şu ara boya kalemi gördükçe içim kalkıyor, o kişiye karşı bakışım insafsızca değişiyor, o derece vahim halde konuya yaklaşımım. 😒 Hayır anlayamıyorum evladım. Bugüne kadar boya kalemini bilmiyor muydun, boyama defterlerinden bihaber miydin? Ne oldu da birden sardırdın? Vahiy mi indi? Uzaylılar beynine boyama programı mı yükledi iki arada? Nereden peyda oldu bu boyama aşkı birden a kızanım özencikim?! (Dediğim gibi sözüm, özünde zaten böyle şeylere merakı olan ve her türlüsüne dönem dönem sardıran kişiler meclisinden dışarı. Sözüm, herkes yapıyor diye her şeyi yapangillere.)
 

Boya moya bir yere kadar yine. Bir de sırf moda diye kapanan, trend diye namaza başlayan ve bunu millete yaygara yapan, hatta Umre'ye gidenler var. Hele onları görünce artık nutkum tutuluyor, diyecek, yazacak kelime bulamıyorum. Şimdi bu paragrafa bir sürü agresif yorum gelme olasılığı yüksek elbette. Ve fakat o tarz konunun özüyle alakası olmayan yorumları yayınlamam, peşinen söyleyeyim, yorulmasın kimse yok yere. Bir kere en başta şunu belirteyim ki, her ne kadar dışarıdan belli olmasa da, bendeniz de İmam Hatip ortaokulu mezunuyum ve iyi kötü temelden neyin ne olduğunu zamanında öğrenmiş birisiyim. Dindar birisi elbette ki dinin gerekliliklerini yerine getirecek, buna kimsenin lafı sözü olamaz. Herkesin inancı, dini kendine. Benim derdim dinle imanla değil, her alanda özenciklik, çakmalık, o yaptı ben de yapayım, tamamlanayımcılıkla. Bunun her türlüsüyle. Zaten sırf bu yüzden modayla aram da hiç iyi değildir ya. Herkes giyiyorsa ben de giymek, herkes gidiyorsa ben de gitmek zorunda değilim. Tam tersini yapmayı, kendime özgü olmayı, gerçekten ilgi duyduğum şeylere zaman ayırmayı, istediğim gibi giyinmeyi tercih ederim kendimce. Yeri gelmişken kışları görmekten yorulduğum, yüreciğime ağır gelen şu ayı patisi modeli çizmelerle, yazları adım başı önüme çıkan Birnenşok, Firkentok mu neyse, çakmasında zirveye ulaşılmış o 'malumunuz' parmak arası terlik modelinden de artık gına geldi, ruhum telesidi vallahi. Bu kadar mı herkes aynı olmak ister yahu?! 

Celallenmiş yazarken aklıma geldi, biz bazı atasözlerini yanlış algılayıp, bazen de fazla mı ciddiye alıyoruz ki nedir? "Sürüden ayrılanı kurt kapar" sözünü de fazlaca çarpıtmış, amacını aştırmış olabilir miyiz acaba şu halimize bakılırsa? Ya da sırf özgüvensizlik, yüzeysellik, kıskançlık mı yaptırıyor insana tüm bu saçmalıkları? Bilemedim ben... 😒

Sizi bilmem ama bana göre herkes kendine özeldir, kendi farklılığını yaşamalı, yaşatmalıdır. İçinden geleni, kendine yakışanı yapmalı, giymeli, takıştırmalıdır. E bu durumda sürüden ayrılın evladım bir. Ayrılın da dünyaya kendi gözlerinizle, kendi yüreğinizle bakın bir zahmet acık değil mi canım, aaa!

  
***********************************

Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. 😊



33 yorum:

  1. Aynı şeyleri defalarca düşünmüşümdür:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aklın yolu bir. Lakin akılsızın yolu da bir ne acı ki... ;)

      Sil
  2. Emin ol sürüden ayrılanı kurt kapar mantığıyla yapmiyorlardir. Herkes de bir özenti var.Baskalari için yaşıyoruz ne yazık ki. .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de tamamen insanın kendisi olamamasından kaynaklandığını düşünüyorum Sevdicaaanım. Oysa kendin olabilmek ne özel bi şey, bi bilseler... :*

      Sil
  3. :) keyifle okudum.
    yurt dışın da uzunca bir zaman yaşayan bir hanımla yine bu tarz bir sohbet yapıyorduk aynen şöyle demişti. Avrupanın 90 lı yıllarını yaşıyor Ülkemiz onlar tüm bu çılgınlıkları yaşayıp bir halta yaramadığını görünce özlerine dönmeye karar verdi şimdi aynı çılgınlığı bizimkiler yaşıyor demişti. İşin kötü yanı bizimkiler bunun farkın da bile değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :). Ben de yurtdışında büyüdüm Hatice hn. Oradaki sadeliği, herkesin kendine buyrukluğunu bildiğim için daha da gözüme batıyo bu özencik haller zaten. Ve haklısınız, malesef farkında bile değil kimse durumun... :/

      Sil
    2. Amerika da kimse birbirine bakmıyor bile. Okadar rahatlar ki. Kim ne demiş önemli değil. Kimse de bişey demiyor zaten ..Herkes kendisi için yaşıyor..Birlik beraberlik konusunda onlaarı tasdik etmesem de .Kimseye karışmamaları ve bencil olmamaları hoşuma gidiyor. Tepeden bakma olayı yok:)

      Sil
    3. Keeeşke biz de o boyuta gelebilsek. Komşunun dolabının halısının eskidiğine, evinin tozuna bakmamayı düşünmemeyü becerebilsek. Kendi adıma böyle şeyler hiç umurumda olmaz da, etrafımda da çoğalsa keşke böyleleri. Aaah ahh! :)

      Sil
  4. Özentinin yanı sıra aidiyet hissiyle de açıklanabilir sanırım. Yalnızlık korkusu, varoluş korkusu vs. belki. Ait çok, sahip yok. Yalnız moda diye namaza başlamak da iyiymiş cidden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah o aidiyet hissi yok muuu, o yok mu o! İnsanları ne olur olmaz şeylere ait yapıverip, komik durumlara düşürüyor da ruhları bile duymuyor. Hiç girmeyeyim şimdi o konulara en iyisi. Başka bir yazı için iyi malzeme olur. ;)

      Sil
  5. Özlemişim seni :)

    Benim de en sinir olduğum şey, diyelim düşük bel icad oldu. Kardeşim bazıları pantolonun üzerinden göbek salarak dolaşabilir ama ben istemiyorum öyle, uleyn bir dükkanda yüksek belli bir şey olsun, bir dükkanda yahu.. Ara dur işin yoksa...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizi özledim Handaaanım. :) Bi süredir farklı yoğunluklardan ve de yaratıcı yazarlık atölyesine devam ettiğim ve oradaki ödevleri anca yazabildiğimden bloğumu da sizleri de ihmal ettim. Umarım bundan sonra normale dönerim. :)

      Yalnız düşük bel didin, canımı yidin evladım?! Senin şu kurduğun cümleleri düşük belin icadından beri dillendirir, gezerim. İşte ne söylediğine dikkat edeceksin, gerçek oluyo harbiden. Şimdi de sardı mı ortalığı yüksek bel modası, al sana. Boğazına kadar çek dolaş ortalıkta. :D Bi karar modacı kardeşlerim, bi ortaya gelin bi...

      Sil
  6. çok haklı bi yazı buldum,eline sağlık.
    müzik kanalı için bile tv açmıyorum,alışveriş için ne alacaksam alıp eve kaçıyorum,kahve içmeye arkadaşıma gidiyorum.tatil için saros'a dışarıdan bakınca uzaylı gibi gözüküyorum kesin:)))
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dışarıdan bakılınca sımsıcak, birlikte kahve içilip, sohbet edilesi bi canlıya benziyosun Havva... :) Bu durumda belki de aynı gezegendenizdir? ;)
      Sevgiler benden...

      Sil
  7. Aynen katılıyorum yaptığın eleştirilere. Yakında tek tip giyinen ve belki de tek tip düşünen insanlar olarak dolaşacağız ortalıkta. Toplumdan aykırı olmamak adına kendi zevki, görüşü olmayan...

    Da... kuzucum ama şu 'birnenşok' ne ola ki :P :) bilemedim. Ay çok mu cahilim ne..? :)

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlım google amcaya sadece 'birk' yaz, denizi göreceksin, sakın şaşırma. ;)

      Sil
  8. Kaleminize sağlık. Ne güzel anlatmışsınız. Özlemişim sizin hem güldüren, hem dokunduran yazılarınızı... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim samimi yorumunuz için. <3 İnanın ben de sizleri çok özledim. Son aylarda çok ihmal ettim yukarıda bahsettiğim sebeblerden burayı. Ama artık umarım normale dönerim. Sevgiler... :)

      Sil
  9. bir şeyi abd icat eder, almanlar sağlamlaştırır, japonlar küçültür, çinliler üretir, en hızlı alıp türkler borçlanır.

    bizde yeni bir şey yoktur.
    imza : garb cephesi kumandanı syrakusa belafonte..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz de yeni birşey yoktur. Alıntı, çalıntı, taklit vardır evet. Ne güzel demişsin. :/ Yeni bi şey üretebilecek beyin gücü de zaten genelde göçer gider yaşanası, değerinin bilineceği diyarlara. Nokta.
      Sevgiler kumandan Syrakusa... ;)

      Sil
  10. Baştan sona haykırarak okudum,çünkü ilk defa ne demek istediğimi bu kadar doğru anlatan birine rastlıyorum:)
    Ne kadar da güzel demişsin"birileri yapıyor diye,tren bu olduğu için,cool olmak için yapmak"şu sürü psikolojisinden bir kurtulabilinse...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Çok sevindim düşüncelerine, duygularına tercüman olabildiğime. Demek dertler, tespitler ortak. Ne güsel, yalnız değilim. :) Sevgiler...

      Sil
  11. çok güzel tespitler!:) yalnız o minik minik boşluklu boyama kitaplarını boyayabilmek için cidden sevmek lazım yaa, insan kendine eziyet eder mi yoksam o kadar?!:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. He yaw! İşin o boyutuna hiç giremedim bile. :D Bana deli işi gibi geliyo. Seven yapsın tabi de...

      Sil
  12. Çiğköfte ve hatay usulü dürüm de yeni gözdelerimiz arasında, güzelini bulucam diye bi kaç kez ağzımın tadını bozdum ama orjinallerini bulabildim sonunda :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çiğköftecileri atlamışım bak evet. Onlar da aynı kaderi paylaşacaklar eninde sonunda ne acı ki. Teşekkürler acılı katkın için. ;) Sevgiler...

      Sil
  13. Yazıyı dün gece okudum, yorum yapmak bugüne kısmetmiş:) Öncelikle sölemeliyim ki, yazılarını okumayı özlemişim:) Ve yine çok doğru bir tespit ve yazı. Azcık da güldüm tabi:) Her şeyin çakması, kopyası. biz de böyle:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Ben de burada, sizlerle olmayı özlemiştim. :) Ama bi dahakine daha çok gül. ;) Sevgiler...

      Sil
  14. tespitler yine şahane mimiklim :) kahveye okey dıyorum tıryakısı olarak ama adım basını kahvelı vadıler dıyarlar bu ne laan masal kahramanları gıbı :D simit şeylerinde de pek bı pahalı canım çayı da sımıtı pogacası da. o boyama kıtabından almadım almıcam ınat ettım. kendım cızıp boyayamayınca hazır kalıba cızıktırmek cok cazıp gelmıyor :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O sizin şahaneliğiniz Fok Bıyığım. ;) Simit şatolarının pahalı oluşu da ayrı tabi. Kahve sarayları da öyle ona bakarsan?! Da, o da ayrı bi yazının konusu tabi, kuş kadar kahveye çaya ne şişirilmiş bedeller ödediğimiz. :/ Höpüldünüz o zaman... ;)

      Sil
  15. Hoşgeldiniz. :) Yola çıktım bile. ;)

    YanıtlaSil
  16. Son paragraftaki özenti ilginc. Ozenip namaza baslamak. Aslinda bir sekilde baslamis olmak yine de guzel o şekilde baslayip sonra devaminfa Allah rizasi icin yapiyorsa eger... He ama oyle kibir gosteris sirf kullara yonelikse de ozaman yazik... Allah akil fikir versin indanlara her konuda:) sirf moda trend diye birseyi yaomak da cok sacma yaw. Beni ilgilendirmiyor hosnut etmiyorsa hiic de yapmam bisileri moda zoruyla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında namaz konusunun gösteriş için olduğunu sanmıyorum, özendiğinden bence sadece. Ama Umre'ye giden biliyorum trend diye, onun aynı zamanda gösterişle ilgisi olabilir. Zaten işin o boyutu işi daha da çirkinleştirir ya her zaman. Hele ki kibir, gördüğüm yerde midemin bulanmasına yetecek bir haldir... :/

      Sil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(