2 Ekim 2014 Perşembe

Egon mu var, derdin var...


Ey ego, sen nelere kadirmişsin! Ne işler açarmışsın insanın başına. Ne dostluklara, kardeşliklere, ilişkilere mal olurmuşsun varlığınla sinsi sinsi. Meğer egon kadar alçak gönüllü, egon kadar kibirli; egon kadar öz eleştirel, egon kadar kusursuz ve mükemmel; egon kadar affeden, egon kadar katı; egon kadar özür dileyen, egon kadar kusursuz- arsız; egon kadar müdür-amir, egon kadar gönüllü-memur oluyormuşsun. Bu yaşıma geldim, nihayetinde bu kadarını öğrendim en azından.

Ha öğrendim öğrenmesine de, çözebildim mi şu pek çetrefilli egonun gizemini tam anlamıyla?! Tabi ki hayır... Ne menem bir şeyse mübarek, insana ha bire kendini anlattıran, övdüren, gülünç durumlara düşüren. Nasıl bir musibetse, hatasını içten içe bilse bile gönül almasına, özür dilemesine engel olan. Hiç kimsenin her zaman sütten çıkma ak kaşık ve dahi her zaman hatalı kara koyun olmayacağını göremeyecek kadar gözünü kör eden. Nasıl bir gafletse insana kendisini hatasız, kusursuz zannettiren ve hep başkalarına parmak uzattıran. Ne tür bir halet-i ruhiyeyse, olmayanı varmış gibi gösteren, her cümle başı 'benim ben!' dedirten...

Ne havuz problemleri çözdük, ne 'yazar ne demek istemiş' leri hallettik de şu yaşımıza kadar, bir şu ego konusunu çözemedik yahu. Bazen öyle egosu dağ olmuş, geçit tanımayan, boğan, bunaltan kişilerle sıkışmış, çaresiz hissettiğim anlarda keşke diyorum estetik ameliyatları gibi bir icat olsa şu faydasız ego konusunda da... Aslında özündeki iyiliği çok iyi bildiğimiz, ama egosunun oyunlarına her daim yenik düştüğünü gördüğümüz sevdiklerimizi kurtarsak şu ego canavarının elinden ameliyat marifetiyle kolayca. Şöyle yatırıversek masaya hani, o şişe şişe dağ olmuş, geçit vermeyen, her yolu tıkayan faydasız egoyu aldırıversek basit bir geniz eti misali de, onu da, kendimizi de kurtarsak bu çileden. Ve birden geniz eti alınmış çocuğun rahatça nefes alması gibi nefes alsa yeniden ilişkiler ve de aksa ahenkle... Hava gibi, su gibi aksa... Tek mühim olan aradaki sevgi olsa... Sevgi, her zaman hatırlanan, hiç unutulmayan, her şeye rağmen, her şeyden önde gelen olsa. Sen- ben kavgaları olmasa hiç. Kıskançlıklar olmasa... 


Keşke diyorum, ego oyunları hiç olmasa... Dağ gibi, koca koca insanlar, egolarının esiri olup, her bir şeyi dağıtmasa, kül etmese... Azıcık farkında olsa aslında, sadece bir gıdımcık farkında olsa egosunun kendisini parmağında oynattığını... Keşke ama işte, keşke olabilse...  :/

(Yorumlardan anladığım kadarıyla yazı tam anlamıyla demek istediğini diyememiş sanırım ki, ufak açıklamalara gerek duyulmuş. Doğaldır da... Ne de olsa ego oldukça amacını aşmış bir kelime son zamanlarda. Bu durumda okuyacak yeni arkadaşlar için anlaşılmasına yardımı olur umuduyla sağlıklı ego ve nevrotik egoyla ilgili yazıyı paylaşma ihtiyacı duydum efenim. :) Buyrunuz, dilerseniz göz atınız:
http://www.kuraldisidergi.com/5140/egom-kendim-ve-ben/) 



*******************************
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 


13 yorum:

  1. Canın çok sıkılmış anlaşılan. Ego kişiliği oluşturan temel öğedir. Ben duygusudur. İnsanların kişiliğinin gelişmesinde, kişiliğine olan saldırılara karşı önlem alması için ben duygusu olmak zorundadır. Ancak ben duygusunu herşeyin önüne geçirmek bencilliktir. Senin bahsettiğin ego işte tam da bu, bencillik yani. Evet ben, ben, ben deyip duran, kendini mükemmel gören, başkalarına düşüncesini söyleme fırsatı dahi tanımayan insanlardan ben de haz etmiyorum. Ne yapalım ki çevremiz böyle insanlarla dolu. Katlanmak zorundayız. İnsanın bazen en sevdiği bile bencil olabiliyor. Zor durum vesselam. Onlardan vazgeçemiyorsak Onlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazının bütününden egonun hangi halinden bahsettiğim zaten anlaşılır düşüncesiyle bahsettiğin detaylara girmedim. Zaten burada bunu bilmeyen kimse de yoktur gibi safça bi düşüncem de var açıkcası :). Ama yine de iyi olmuş açıklaman, belki bilmeyen de gelir. :) Can sıkılması değil de, farklı bedenlerde egosu amacını aşmış bi sürü kişi dolanıyo etrafımda dönem dönem, hep içimden bu düşünceler geçiyo, bari yazayım da hafifleyeyim artık dedim. ;) Sevgiler...

      Sil
  2. ne güzel yazmışsın:)

    YanıtlaSil
  3. Ego, Nermin Hanım'ın da belirttiği üzere, "ben duygusu" olarak insan için gerekli ve yararlı bir öğe. Egonun bencillik mertebesine varmaması için ise insanlara küçük yaştan itibaren başkaları ile "empati" kurmayı öğretmek gerek bence. Selamlar, iyi haftalar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Empati dediniz, canımı yediniz. :) Açıklama için teşekkürler. Empatiden bahsettiğinize göre sağlıksız egodan bahsettiğimi anladığınızı düşünüyorum. Size de iyi haftalar, sevgiler... :)

      Sil
  4. Yorumlardan anladığım kadarıyla yazım tam anlamıyla demek istediğini diyememiş sanırım ki, ufak açıklamalara gerek duyulmuş. Doğaldır da... Ne de olsa Ego oldukça amacını aşmış bi kelime haline gelmiş durumda. Bu durumda okuyacak yeni arkadaşlar için anlaşılmama yardımı olur umuduyla Sağlıklı Ego ve Nevrotik Ego'yla ilgili yazıyı paylaşma ihtiyacı duydum. Sevgiler... :)
    http://www.kuraldisidergi.com/5140/egom-kendim-ve-ben/

    YanıtlaSil
  5. ego biliyom yaaa elektrik gaz otobüs di miiiii :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ohh, nihayet ne demek istediğimi anlayan biri çıktı... ;)

      Sil
  6. ööög geldi artık o tiplerden. Etraflar o kadar çoklar ama bir o kadar da yoklar ki :/ Yok olduklarını bir de kendileri görebilseler diyorum çoğu zaman. Hele yakın akrabaysa tadından hiç yenmiyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir o kadar da yoklar! Ne güzel demişsin. <3 Şu 'faydasız ego'nun halt yemeleri kadar insanın kendisine ve çevresindekilere zarar veren başka ne vardır acaba..

      Hele akraba ya da dibindeki iş arkadaşın falansa yeme de yanında yat. Atsan atılmaz, satsan satılmaz, isiliğe bağlarsın çaresiz. :)

      Sil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(