24 Eylül 2015 Perşembe

Bayram nedir?!



- Zaten temiz olan evlerimizi, her yeri kaldırıp, tozu dumana katıp, dip bucak, enine boyuna bir daha temizleyip, meseleyi illa ki işkenceye çevirmek midir bayram?

- Normalde hiç görüşmediğin, görüşmek de istemediğin ve paylaşacak hiçbir şeyinin olmadığı akrabalarına sırf yapman gerektiği için yirmişer dakika uğrayıp, duygusuzca görevini ifa etmek midir bayram?

- Bayram sevdiklerimizle bir araya gelmek için vesileyse gerçekten, sadece sevdiklerimizle, ya da özlediklerimizle bir araya gelmemiz, samimiyetsiz birlikteliklerden kaçınmamız gerekmez mi peki aslında?

- Zaten istemeden, adet yerini bulsun diye uğranılan her kapıda, hiç istemeden, hatır için yediğin bin bir çeşit tatlı maharetiyle bedenine ve de ruhuna yaptığın işkence midir bayram?

- Amca oğlu benim babama gelmedi, o halde ben de amcama gitmem hesabı mıdır peki bayram? İçinden geliyorsa gitmek, gelmiyorsa laf olsun diye gidip de mevzuyu mundar etmemek değil midir güzel olan?

- Tek bir mesaj yazıp, rehberdeki herkese isimsiz, selamsız gönderip, vicdanımızı rahatlatmak mıdır bayram? Yoksa gelen bu tarz kopyala yapıştır mesajlara ayıp olmasın diye cevap verme işkencesi midir özünde?

- Bugünün şartlarında gardıroplar ağzına kadar doluyken, yılın her ayı, her mevsimi çok şükür istediğimizi alıp giyinebiliyorken, bayram diye ille de yeni kıyafetler alıp, ille de yepisyeni giyinip, şıkır şıkır gezmek midir yoksa? Peki bunun kapitalizmin oyunu denilen sevgililer gününden farkı nedir öyleyse? 

- Her bir şeyin amacını aşması, suyunun çıkarılması, ardı arkası sorgulanmadan, mantıksızca yerine getirilmesi midir peki bayram?

- Ya da şehir ve iş yaşamından bunalmış olması sebebiyle bayram tatilini değerlendirip, çekirdek ailesiyle tatile çıkıp, güzel anılar biriktirmeyi, dinlenmeyi tercih edenleri yargılamak mıdır bayram? Yoksa bayramı tatil görenlere eyvah geleneklerimiz elden gidiyor çığırtkanlığı yapmak mıdır?

- Yoksa "Can almak yerine bir ağaç ekelim, bir çocuğun ihtiyaçlarını giderelim, bir kuruma bağış yapalım" diyen iyi niyetli insanlara ağzı köpüre köpüre, din iman elden gidiyor diye böğürmek, bununla da kalmayıp hadis-i şeriflerle din dersi vermek midir bayram?

Bayram yardımlaşma, sevgiyi paylaşma, sevdiklerinle bir araya gelip, güzel anlar yakalamaksa eğer, varım elbette. Lakin şu yukarıdakilerin hiçbirinde yokum, olmayı da düşünmüyorum kimsenin hatırına...

Gönlünüzce, kendi değerlerinize ve önceliklerinize göre kutladığınız, ya da kutlamayıp, yan gelip dinlendiğiniz; sırf gelenek diye bir şeyleri yerine getirerek maymuna dönmediğiniz; huzurlu, özgür ve mutlu bayramlarınız olması dileğiyle... 😊

  ***********************************
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 

22 yorum:

  1. Ben de o yukarıda yazdığın, sadece gelenek diye doğru bulmadığımız halde yaptığımız yapmak zorunda hissettiğimiz şeylerde yokum. Hele da kurban keseceğiz diye her yeri kan gölüne çevirmekte, hayvanlara işkence ederek kesmekte hiç yokum.

    Bayram gibi bayramlar yaşamak dileğiyle

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorma kardeş, kan gölü meselesine hiç girmeyeyim dedim bilinçli olarak. Körü körüne uygulamacılar hemen atlayıp artık mezbahalarda kesiliyo, steril ortamlarda vıdı vıdı diye başlarlar şimdi diye. Oysa ki daha bugün balkondan karşı evin bahçesindeki kesimi canlı izledik yani. De en güzeli gözü kör, kulağı sağır, yüreği kalıplaşmışlarla hiç bu muhabbetlere girmemek. ;)

      Benden de kocaman sevgiler... :)

      Sil
  2. Bizim toplumca düğünümüz de, ölümümüz de, bayramımız da işkence. Evleneceksin, "şu düğün işleri bitse de kurtulsak" der mi insan? Dedirtirler. Yakının ölür, yok yedisi, yok onbeşi, yok kırkbeşi, kafanı toparlamana izin vermezler. Bayram geldiği için üzülen insanlar topluluğu var ki ben onlardan biriyim kesinlikle. Boğazı kan gölü yapmak, nasıl bir bayram bu yaa. Neyi kutluyoruz, nasıl kutluyoruz. Hayvan keserek kutlanan bir bayram benim bayramım değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyy Kitapsız Kedi, ne güzel yerlere dokunmuşsun. Yok yedisi, onbeşi, yok düğün stresi falan. Hepsi ayrı ayrı değinilesi, uzuuun uzun deşilesi konular. Öpüyorum yüreğinden, yazıya döken kaleminden. <3

      Yalnız son cümlene de hemmen cevabı yapıştırırlar sevgili din kardeşlerim: Yediğiniz köftelerin etleri serada mı yetişiyo?! Bayram bahanesiyle normalde tüketilenin kaaat kat üzerinde et tüketimi olmasınıysa nasıl açıklıyollaa bilemiyorum tabi şu kıt aklımla...

      Sil
  3. Oy oy oy harika yazmışsın, hani ne derler hislerime aynen tercüman olmuşsun. Özellikle sondan üçüncü madde tam benlik. :) aynen katılıyorum. Ayrıca kimse gitmek istemediği birisine bayram diye zoraki gitmemeli...samimiyet, içtenlik olmadıktan sonra ne öyle zoraki gitmek giden de hissediyor, kendisine gidilen de:)
    kısaca kalemine sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Müjde. :) Sus sus nereye kaa ama di mi. Düşünmeden, hissetmeden uygulamak konusunda üstümüze yok ne de olsa. Allah akıl fikir ihsan eylesin herkese.

      Bayramın kutlu olsun bu vesileyle. Bücürüğünki de ;) Sevgiler...

      Sil
  4. Kalemine sağlık mimikli böcek... Yazılanları okudukça yalnız olmadığımı hissetmek iyi geliyor:) Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin gerçeği, ben de sizin yorumlarınızı gördükçe yalnız olmadığımı hissedip, hafifliyorum Persephone. Yıllardır bunlar gözüme çarpar, canımı sıkar. Ama bir Allahın kulu da çıkıp benzer birşey söylemedi. Sanki herkes çok mutlu da ben çıkıntıymışım gibi hissettim hep. Demek değilmiş. Ooohhh! İyi ki yazmışım.:)
      Öpüldünüz efeniiimm... <3

      Sil
  5. bir bayramı daha devirdik iyimi..
    zaman acımasız mı ne?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zamanın acımasızlığı konusunda yaş ilerledikçe bi farkındalık, bi aydınlanma hali oluşuyo sanırım Safransarı. ;) Ben de aynı moddayım mirim. :)

      Sil
  6. bayram diye bişey yoktur.
    aç kalma korkusu, sonsuz yaşam isteği , ölümden korkma, sex ve su açlığı çeken arapların kıçından uydurduğu şeyler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Syrakusa alem adamsın yahu! :D Güldürdün yine, ki hiç gülebilecek enerjim bile yokken. Büyüksün ne diyim. ;)

      Sil
  7. ay evet evet yaaa :))) bi de bayram tatile gitmek de olabiliyoooo :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek sen tatile gittin. Yakaladıııım, geleneksiz seniii. ;) :P

      Sil
  8. çocukken güzeldi dedikleri bayramlardayız artık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük anlamında özellikle, kesinlikle katılıyorum cileklirecel... :)

      Sil
  9. Evet, yazdıklarınıza ben de imzamı atarım, çok doğru! Belki sizin yazdıklarınızın bir tekrarı gibi olacak ama yine de söylemeden geçemeyeceğim; özlemek galiba bayram, sahip olmadığın ve olamayacağını sandığın bir şeye sahip olmak, sevdiklerinle bir araya gelmek, yaşadığın yeri seni ziyarete gelecekler için temizlemek ve düzenlemek, evde misafirlere ikram edecek yiyecek bir şeyler bulundurmak, üzgünsen bile gülümsemek ve güzel şeylerden bahsetmek.... ve daha bunun gibi pek çok şey...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok içten olmuş yorumunuz. Teşekkür ederim katkınıza. <3 Sevgiler... :)

      Sil
  10. Uu tam yerine dokunmuşsunuz. Birebir katılıyorum yazdıklarınıza ama nedense beynim birkaç kısım cevaplar yetiştirmeye çalışıyor :) Akrabalar konusunda aslında haklısınız, yıllarca hiç de hoşlanmadığım akrabalarımı bayramlarda görüp şöyle bir gülümseyip el öptüğüm oldu. Ama şimdi büyüdükçe ve çok nadir bir araya gelip güzel vakit geçirdikçe bağları da koparmamak gerek diyorum. Akraba-akbaba ilişkisi gerekten doğru olsa da insan bir yerde vicdan yapıyor ve yaa şurda da iyiydik diyor. İkilemde kalmak kötü :)
    Kaleminize sağlık. İyi haftalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) İçinizde böyle duygular varsa zaten görüşmelik akrabalıklar da var demektir etrafınızda. Benim de var çok sevdiğim, özlediğim akrabalarım. Benim kastettiğim akbabalardı asıl. ;) Çok teşekkürler güzel yorumunuz için. Size de iyi haftalar, sevgiler... :)

      Sil
  11. merhabaaa :) bloğunu yeni keşfedip takibe aldım bende beklerim,sevgiler :)

    YanıtlaSil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(