20 Aralık 2015 Pazar

KEDİLİLİK


Bir kediyle hayatı paylaşınca bütün kedilere karşı duyarlılığın artacak, hepsi seninmiş gibi hassaslaşacaksın derlerdi de inanmaz, anlayamazdım. Gerçekmiş... Evimize bir kedi girdiği günden beri kedigillerle ilgili duyarlılık ve farkındalığım tavan yapmış durumda zira. Aynı çocuk sahibi olmak gibi bir şeymiş meğerse. Oğlum doğduktan sonra tüm erkek çocuklarını kendi oğlummuş gibi görmeye başlamış, ağlamalarına, üzülmelerine dayanamaz, gördüğüm yerde korur kollar hale gelmiştim. Şimdi de tüm kediler benimmiş gibi davranır oldum çıktım. Hepsini çok seviyorum, hepsinin varlığına minnettarım yani, öyle bir şey. Eskiden durup durup kedi videosu, resmi paylaşanları yadırgardım mesela. Bununla da kalmaz, acık haddimi aşar, kedilerle kafayı yediklerini, hatta insanlara verebilecekleri ve bir sebeple veremedikleri sevgilerini, kedilere verdiklerini bile düşünürdüm. 😕 O değil, kendimde kedi seven insanları bu şekilde yargılama hakkını da nereden buluyordumsa artık. Çok üzgünüm şimdi o zamanki düşüncelerim ve önyargılarımdan dolayı. 😒 Meğerse bu başka bir

boyutmuş, benim o zamanlar henüz erişemediğim...

Tamam, kedi videosu falan paylaşmıyorum hala ulu orta, lakin şimdi çok iyi anlayabiliyorum o sevgiyi. Zira bendeniz de evde pamuk şeker bir kedimiz olmasına rağmen, boş kaldıkça kedi videoları izler, resimlerini kurcalar oldum devran dönünce. Eee ne demişler, yargıladığını yaşamadan göçmezmişsin bu fani dünyadan. Al sana işte, gün oldu devran döndü, kedi familyası geldi, Mimikli'yi öptü. Kendimi ısırılıp, vampire dönüşmüş gibi hissediyorum bir nevi. 😀 

Teşbihte hata olmazmış, yine de vampir falan dediysem, olumsuz bir durum yok elbette şu dönüştüğüm halimle ilgili. Tam tersi, pek de memnunum bu boyutta bir sevgiyi de hayatımıza aldığımız için. Gel gelelim, eskiden hiç farkında bile olmadığım durumlar beni ziyadesiyle üzmeye başladı bu  farkındalıktan mütevellit. 😒 Malumunuz, belki de 'na'malumunuz, bizim insanımızın hayvan sevgisi eşiği pek bir düşük maalesef. Her nasılsa kendisini alemin efendisi zannedip, tüm diğer canlılara hükmetme, gönlünden geçeni yapma, hatta eşek saatine denk gelirse zulmetme hakkını bile kendinde görür. 😔 Bu neyin kafasıdır, nereden gelir, nereye gider, çocukluğuna mı inmelidir, yoksa kısa yoldan kızılcık sopasıyla dalmalı mıdır, henüz çözebilmiş değilim. Ve fakat bizim gibiler konuyu çözene kadar da sokaktaki hayvanların başına gelmedik kalmamaktadır ne üzücü ki. Düşünüp düşünüp, işin içinden çıkamamaktayımdır hanidir vesselam. 😕 

Barınaklar toplasa bu hayvancıkları, yaşanacak uygun ortamlar sağlasa diye düşünürken kendimce, hemen cevabı da yapıştırıyorum kendime, muhtemelen bütçe sıkıntısı yüzünden yapılamıyordur diye. Olsun sokakta yaşamaları daha uygun zaten doğaları gereği diye yine kendi içsesime laf yetiştirirken, ama öyle de, geri zekalı, sevgisiz, merhametsiz insanlar bırakmıyorlar ki, hayvancıklar sokakta rahatça yaşasınlar, diye çıkışıyorum bu kez kendime. Bizde her nasıl oluyorsa, yaşayan her canlıyı sevme, asla zarar vermeme gibi bir bilinç oluşmuyor, oluşamıyor bir türlü işte. 'Bir türlü' diyorum, zira çocukluğumda kurbağa şişirip patlatan arsız veletler vardı oyun niyetine, otuz yıl sonrası durum hiç de farklı değil ne yazık ki bu sevgiden yoksun merhametsizler ülkesinde.

O kadar çok üzücü haber görüyorum ki sağda solda. Kediye tecavüz edeninden, orasını burasını kesene, sarhoş kafa köpeği arabaya bağlayıp sürükleyeninden, kedi bıyığı yakana ve kalpsizliklerini sosyal medyada paylaşacak kadar aklını, vicdanını yitirenine... 😔 Bu nasıl bir psikolojidir, nasıl bir motivasyondur, nasıl bir zevktir bir canlının canını yakarak ulaşılan, anlamaya çalışmak bile acı verici. Aklım, havsalam iflas ediyor, duygularım kilitleniyor ister istemez. Ve maalesef ki bu konuda elim kolum bağlı oturuyor olmak da bir o kadar üzüyor şu narin bünyemi. 😒 Ne yapmalı, nasıl işin ucundan tutmalı, bu hayvancıkları o kalpsiz canavarlardan nasıl korumalı bilemiyor, bulamıyorum bir türlü. Şimdi bazılarınız, "İnsanlara tecavüz ediliyor, işkence yapılıyor, onu hallettik de sıra kediye köpeğe mi geldi?!" diyecek biliyorum. Öyle değil işte. Zaten hepsi aynı hasta kafanın eseri değil mi sonuçta?! Kediye köpeğe sevgi duyan, merhamet gösteren insan, başka bir insanın da canını kesinlikle yakamaz bana göre. Üstelik insanla hayvan arasında yaşam hakkı hukuku bakımından bir fark da olamaz, bunu da hepimiz bir koyalım cebimize. 


Hal böyleyken bu acı haberleri görmezden gelsem olmuyor, vicdanım el vermiyor. Çözüm bulsam rahatlasam, bulamıyorum. Bu cahil ve cahil kalmaya yeminli toplum, her canlıyı sevecek, saygı duyacak kıvama gelinceye kadar daha ne kediler, ne köpekler, ne kadınlar heba olacak kim bilir, beklenemez, susup oturulamaz diyorum. Barınakların durumuysa herkesçe malum. Düşüncelerimi, hissettiklerimi yazarken bile sıkışmış, çaresiz, çözümsüz hissediyorum. 😕 

Var mıdır aranızdan yol yordam bilen, konuyla ilgili çözüm üretebilmiş, ya da iyi haberleri olan? Belki yorumlarınızla paylaşırsanız bir adım atmış oluruz birlikte? Belki benim gibi bir türlü işin içinden çıkamamış, düşünüp düşünüp kurumaya yüz tutmuş, hala da bir arpa boyu yol alamamışgillere esin kaynağı olursunuz bildikleriniz ve tecrübelerinizle. Ne edelim, kime gidelim, neresinden tutalım da şu canlara huzurla yaşayabilecekleri bir dünya oluşturabilelim a dostlar? Please, help! 😔
  
***********************************

Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 


39 yorum:

  1. Bütçe sıkıntısı filan hikaye şu ülkenin temel eksikliklerinden biri hayvanı değersiz görmek yıllardır ülke kurulalıberi hep mi eksik o bütçe :( Ayrıca kedi candır yahu önyargını kırdığın iyi olmuş bak misal azönce kedimle yazdım son blog yazımı ben ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapma ya? Hikayeyse eğer, daha çok üzülürüm bi şey yapılmadığı için. :( Ve çok haklısın, kedi canmış, kedisiz hayat da eksik. :) Öptüm o zaman ikinizi de... :*

      Sil
    2. Koca ülke kurulalıberi barınağa mı bütçe bulamıyor? Hiç sanmıyorum nelerin bütçesi var oysa ki... Bu şart üstelik de.. Biz de seni kocaman öperiz! :)

      Sil
  2. Ayyy cok sevdim yazilarinizi, anlatim tarzinizi...samimi, icten, keyifli. Tam son dakikada farkettim sayilir, tatil öncesi vaktim hic kalmadi. Artik döndükten sonra devam edelim kaldigimiz yerden:)Bu konuda yazmak istediklerim var aslinda cokca ama dedigim gibi ne yazik ki. Sadece birseyler yazmadan cikmak istemedim:) Cok selamlar
    Ayse

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizin tarzınızı, espri anlayışınızı çok sevdim. <3 Duygular karşılıklı. ;) O zaman dönüşünüzü bekliyoruz efenim, dört, hatta çok çok gözle. :P İyi tatiller...

      Sil
  3. Ucube gibi, abuksabuk kedi heykelleriyle donattı bir ara Melih Gökçek denen iblis sokaklar, duyduğu kadarıyla kendisinin de iki kedisi varmış ama Ankara'yı parsel parsel satan (serveti prens Charles kadar olmuştur sanırım) bu gözüdoymaz istese her mahalleye sevimli kedi barınakları yaptırabilir. Nelere, ne abuk şeylere dünya paralar harcıyorlar görüyorum....bu canları tinercilerden, sapıklardan ve de başıboş köpeklerden korumak hiç zor değil ama istemiyorlar. Her şeye para var ama kediye, köpeğe yok:(

    İşte senin, benim gibi insanlar en azından bir tane alıp hayatını kurtarıyoruz....melek olana dek bakıyoruz. (tabii onun da tuhafları var alıyor sonra ay koltukları tırmaladı diye sokağa atanlar gibi)

    İnan her ülkede var sadist, manyak...:( iki gün önce İsveç'te bir doğal parktaki yavru keçiye tecavüz edilmiş, yakılmış, uyutmak zorunda kalmışlar zavallıyı çok şiddet görmüş:( ben artık kaldıramıyorum böyle haberleri:(

    Tek çözüm var hayvana şiddete idam cezası koyacaksın başka türlü olmaz....ipini çek deseler çekerim o kadar nefret ediyorum öylelerinden...ya da böyle gizli örgüt kuracaksın..valla yakalanmayacaksın asla..kanun vermiyor cezalarını sen vereceksin (sen derken yani seni kastetmiyorum )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bücürüküm, çok garip, hiçbir canın canını yakmamaktan bahsederken bile, böylelerinin ipini çekme fikri nasıl iyi geliyor ruhuma anlatamam. Hiç bilemedin, vidanın elvermedi diyelim, ömür boyu hapis en temizi sanki. Hiç değilse kimseye, hiçbir cana zararları dokunamaz böylece. Keşke olabilse, keşke... :/

      Sil
  4. Böyle haberleri duyunca o kadar üzülüyorum ki nası bir ruh hastası böyle şeyi yapabilir diyorum içim kötü oluyor bakamıyorum malesef köpeğimiz vardı zaten bugün eve kedimiz geldi cins değil kapkara panter gibi bi yavru ama inanılmaz güzel sıcakkanlı çok da akıllı yardım etmek için belediye veterinerlerine götürüp hayvan hastanesi tarzı yerlere de götürmek hayvan oteli barınak tarzında yerler de var hayvanları tedavi ettirip orda kalmasınınsağlayabiliyorsunuz ama tabi bu hayvancıkları alma sayıları da sınırlı. Ayrıca sahiplenin yani almayın hayvanın tüm aşıları kısırlaştırmasındahi ücretsiz olabiliyor alıp alıp külfet gelip bırakıyorlar garipleri haksız mıyım hem diğerleri bi şekilde sahipleniliyor sokaktakiler ne yapsın onlar daha aevecen oluyorlar genelde sevilmiyorlar çünkü bi daha hayvan istesem yine sahiplenirim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğin gibi barınakların da barındırabileceği hayvan sayısı sınırılı malesef. :/ Aslında istense bu durum değiştirilebilir, ama insana bile değer verilmeyen bir ülkede hayvanlar için hak talep etmek ütopik oluyor bazıları için maalesef. Belki de en güzeli bireysel çabalarla sahiplenme sayısını arttırmak. Ama o da tek tek kişilerle nereye kadar ve ne hızda... :( Phöfff!

      Sil
  5. Yazıyı ve yorumları okurken ilk insandan bu yana bilmem kaç milyar dünya nüfusuna ulaşana kadar ne kadar doğal alan ve canlı yok ettiğimiz canlandı gözümde. İnsan nesli doğaya karşı hep istilacı davranmış. Karalar yetmemiş atıklarla denizleri kirletmiş deniz canlılarını yok etmişiz... Yeşili, börtü böceği yok etmişiz... Ve hiç durmamışız. Yorumumda maalesef sadece tespitlerimi yazıyorum. Bireysel çabanın haricinde çözümüm yok maalesef. Karamsarım bu konuda...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çözüm bulamadıkça karamsarlaşıyorum ya işte... :/

      Sil
  6. Öyle güzel bir mahallede yaşıyorum kiböyle sorunlar olduğunu unutuyorum bazen. Bizim burada sabah yürüyüşe çıktığımda her yerde mama yiyen sokak kedileri görüyorum. Hepsi de sağlıklı, gürbüz. Tabi bayağı da kalabalık. Bir mahallede sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa iyi bir yerdir orası sözünü okumuştum bir yerde, ne kadar haklı.

    Yani insanlarda iş olsa devlete falan kalmaz bu iş de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlarda hayvan sevgisi olsa kalmaz tabi kimseye. Sorun orada zaten. Sevmiyor çoğu insan. Hatta evinde kediyle yaşayanlara bile gitmek, yemek içmek istemiyor. Pis ve gereksiz olarak görülüyor. Bilse ki kendisi durmadan yalanan o kediden daha pis. :/

      Sil
  7. Evin bir parçasi ailenin bireyi oluyorlar. Çok haklisiniz. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ailenin bireyi oluyorlar kesinlikle. Öyle dıraşıdan bakanın at gitsin, sal gitsin, ölünce yenisini alırsın dediği gibi bir durum değil asla. Sevgiler benden. :)

      Sil
  8. Hayvanlarda bir can. Hayvanı sevmeyen insanı nasıl sever:( Sadist insanlar var da kediye tecavüz eden de mi var:( Nasıl bir sapıklıktır bu. Bu insanllarla aaynı havayı solumak nasıl bir tehlike:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Var maalesef Sevdicanım. :( Bu yüzden felç olan kedi var. Düşüncesi bile korkunç, ama bunu yapan sapıklar var işte. :/

      Sil
  9. kırmızı nokta yapan fenerlerden aldım. şimdi sıra kediye geldi. :))
    evde yumak yok o bakımdan .. olsa ? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yumak göndereyim sana birkaç tane Syrakussa lordum. Madem kırmızı noktayı paylaşamıyosunuz. :D :D

      Sil
  10. Barınak yapılmamasının bütçeyle falan alakası yok bence de... Lüzumsuz görüyorlar... Zehirlemek daha kolay herhalde :((
    Hakikaten sinir bozucu bir durum...
    Şimdi barınak yapsalar oraya hakikaten gönül bağı kuramamış insanları koyunca orası barınaktan çok işkencehane olarak hizmet veriyor... Bir de böyle bir durum var maalesef...
    Bireysel olarak elimizden geldiğince duyarlı davranmaya çalışarak ve çevremizdekileri bilinçlendirerek en azından kendi sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz bence...
    Kedilendiğine çok sevindim bu arada :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Barınaklara da aslında hayvan sevgisi olan insanları koyabilirler. Bunu anlamak hiç de zor değildir bence. Ama en büyük iş bireylere düşüyor gibi evet. Mesela bize de kedileri kardeşim sevdirdi yıllar içinde. Zaten severdim aslında ama elime alamazdım mesela. Evimde bakabileceğimi düşünemezdim. O beni cesaretlendirdi hep. Böyle böyle, bir kedi bir kedi kurtulur belki de zamanla sokaklardan ve tehlikeden. Sevindiğine göre siz de kediligillerdensiniz o halde ailecek?

      Sil
  11. 3 yıldır daha yavruyken aldığım bir köpeğim var. Sizin gibi öncesinde ne sokaktaki canlıları böylesine detaylı biliyor ne de barınakların durumunu duyuyordum. Bugünlerde evimin çevresindeki tüm kediler ve köpekler benim. Her birini gördüğümde seviyor, su ve mama takviyesi yapıyor ve mutlu yaşamalarını sağlamaya çalışıyorum. Maalesef barınaklar bu dostlar için çözüm değil çünkü her birinde sefalet yaşanıyor. Yaralı hayvanlara bakım yapılmıyor, doğru düzgün mama verilmiyor ve hatta bir sevgi gösterisinde bile bulunulmuyor. Bence çözüm yine bizlere düşüyor. Sokakta gördüğümüz her canlıyı sevmeliyiz. Bizim sevdiğimizi görenler onlardan zarar gelmeyeceğini görerek öğrenmeliler. Onları beslemeliyiz ki görenler aç olduklarını fark etmeliler. Elimizden geldiğince çocuklarla oynamalarını sağlamalıyız ki onları seven bir nesil yetişebilsin.
    Hera ile gezerken yanlarındaki çocuğa "bak köpeğe veririm seni ısırır." diyen büyükleri susturuyorum artık. Bu korkuyla büyütülen çocuktan ne beklersiniz ki?
    Çözüm çocuklarda. Çocukların onları sevmesini sağlayın :) Keyifli günler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel yazmışsınız uzun uzun. Teşekkürler. :) Yalnız çözüm bizim çocuklarımıza sevdirmekte olsa keşke. Bizim çocuklarımız zaten ailede gördüğüyle büyüyor ve sevgi duyuyor doğal olarak. Ailede şiddet görmediği için şiddete eğilimli olmuyor. Beni üzen bak seni köpeğe veririm diyen insanların çoğunlukta olması ve o bilinçle büyüyen çocukların yaptıkları. İşte bu konuda bi çözüm üreteniyorum malesef...
      Size de güzel günler, sevgiler. :)

      Sil
    2. Kendi çocuklarımızdan bahsetmedim zaten ben de. Emin olun siz bir köpeği ya da kediyi severken etrafınızda çekingen gözlerle size bakan çocuklar göreceksiniz. Hedef kitlemiz onlar işte ;) Sevgiler...

      Sil
    3. Aynen, hedef kitle o çocuklar. Umarım görüyor ve olumlu etkileniyorlardır. Aaah arkadaşım, öyle kör cahillerle dolu ki etraf. Çok iş var çooook!

      Sil
  12. bence herkesin evinde bir tüylüsü olmalı.. bak gör o zaman nasıl da değişiyor herşey..
    hani demişsin ya evde bir kedi beslemeye başladıktan sonra tüm kedilere bakışım değişti aynen dediğin gibi bu tıpkı çocuk sahibi olmak gibi.. tüm kedileri deli gibi düşünür oldum, sokak kedilerine bile mama alıyor su veriyorum:)
    sevgiler yolladım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harikasın. :) Her eve bir tüylü kampanyası başlatalım o zaman. Geçen gün bir yerde görmüştüm, ilkokullarda zorunlu doğa ve hayvan sevgisi dersi konulmalı diye. Keşke olabilse...
      Benden de sevgiler. :)

      Sil
  13. gönül ister ki hepsi sıcacık evlerinin camlarından baksın dışarıya.
    hepsi için bir şey yapamayız ama yapabildiğimiz küçük şeyleri yabana atmayın.
    kendi kedime mama alırken dışarıdaki canlar için de bir paket alıyorum mesela. dışarı çıkarken yanıma alıp oraya buraya döküyorum ki biri görür de karnı doyar belki diye.
    dün ankarada sokaktaki canlara barınak yapma etkinliği vardı mesela.
    insanlar buldukları tahta parçalarıyla, plastik leğenlerle, üstüne naylon geçirilmiş kolilerle barınaklar yaptılar.
    bahçeniz varsa öyle bişey yapılabilir.
    hepsine gücümüz yetmese de birinin bir gece karnı doysa bile huzurlu uyumaz mıyız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ankara'daki etkinlik umut verdi. <3 Ne güzel bir adım. Örnek olur umarım. Sokak hayvanlarına yemek verme konusu değildi aslında benim bahsettiğim. Daha 5. Dakika önce evden çıkarken bıraktım her zaman geldikleri yere. Ağzı dili olmayan, savunmasız canlara yapılan işkenceleri önleyebilmek için ne yapılabilir diye düşünüyorum uzun zamandır. Mama konusunda zaen genel bi duyarlılık artışı gözlemliyorum etrafımda. Sevgiler... :) Ne çok duyarlı blogger arkadaşım varmış yalnız. Mutlu oldum bu kadarıyla bile. <3

      Sil
  14. Ne yalan söyleyeyim, hani başta kedin yokken olan düşüncelerini yazmışsın ya, ben de onun gibi bir şeyim neredeyse:) Ama demek ki olunca geçiyor :))
    Şaka bi yana sevmiyor falan değilim ben de, uzaktan seviyorum diyelim;)
    Ama çok güzel bi konuya değinmişsin doğrusu...
    ben de belki evimde beslemiyorum lakin elimden geldiğince onlar için kendi çapımda şeyler yapıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok tatlısın Süpriz Misafir. :) Gülümsedim yorumunu okurken. Teşekkür ederim bu sevimli ve içten katkın için. ;) Önemli olan uzak/ yakın bir şekilde sevgi hissedebilmek. Zarar vermemek, hayatlarını kolaylaştırmak.
      Ama sen de üzülme tabi haline, kedin olunca geçer dediğin gibi. ;) :P Höpüldünüzzz...

      Sil
  15. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama olmasss, bi önceki Kedililikle ilgiliydi. ;) Çok teşekkürler... :)

      Sil
  16. Kedililik ne güzel bir başlık. İçerik de ne yazık ki bir o kadar acı.

    YanıtlaSil
  17. Bende de aynıları oldu biliyormusun? Sevdicekle ev pek bi sessiz gelince, ee yeni de evliyiz, çoluk çocuk düşünceleri yok, bir minnoş alalım dedik. Ben hep köpek besledim tutturdum köpek diye ama cık apartmanda olmuyor. Kedi aldık. Kedileri sevdiğimi, doğrusu bu kadar sevdiğimi bilmiyordum. Şimdi onu bilince etrafta kedi - köpek görünce anında bir empati bombardımanı oluşuyor beyninde. Hele hele o eziyetleri görüp okuyunca içimi kaplayan öfkeyi, 10 kaplan gücünü, kızgınlığı tarif edemem. Bir şeyler olursa, yazarsan ben de katılırım seve seve.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın üçüncü beşinci gözü açılıyor değil mi kedi/ köpek sevgisiyle. Sokaktaki bütün kediler köpekler seninmiş gibi oluyor, hepsinin annesi oluyorsun bir nevi. Ve bu bir yandan eşsiz bir sevgi, öte yandan da acıyı da getiriyor işte malesef. Keşke birşeyler yapabilsek, keşke... :/

      Sil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(