18 Ocak 2016 Pazartesi

Kısmet ise gelir Hint'ten, Yemen'den...



Yıllar önce Erzurum'da okuyorum. Daha oraya gittiğim ilk günlerde gönlümü kaptırdığım, çok sevdiğim, hatta aşkımdan beynimin büzüştüğü erkek arkadaşımla Bursa'ya yatay/ dikey bir şekil geçiş yapmaya karar vermişiz. Zat-ı muhterem dikey geçiş için hazirandaki sınavı beklerken, bendeniz yaban ellerde tek başıma kalma endişesiyle olsa gerek yatay geçiş başvurumu çoktan yapmışım ve sömestr tatilinde başvurumun kabul edildiğini öğreniyorum. Lakin bir yandan lütfedip, kabul buyurduklarına sevinirken, diğer yandan büyük aşkımdan yaza kadar ayrı düşeceğime de kahroluyorum için için. Ve o karışık duygular içinde kendisine bir kazak örüp, kaydımı ve eşyalarımı almaya gittiğimde hediye ederek dönmeyi kafaya koyuyorum. Sahaflar çarşısına gidip eski Burda dergilerini
kurcalıyorum ki herkeste olmayan, farklı bir model bulup öreyim ve sadece ona özel olsun. Sonunda buluyorum gönlüme göre bir örnek, ipleri de alıp dönüyorum eve. Eve derken, o dönem ailem yurtdışında yaşadığından, heyheylerimizin pek bir uyuştuğu kuzenimle yengemin evine. 

Orada kaldığım, ara tatilin geri kalan on günü boyunca aralıksız örüyorum. Bir nevi kendimi telef ediyorum da denebilir. Öyle ki, şişleri elimden bıraktığımda el ve kol kaslarımı bir süre hissedemiyorum, o derece bir helak olma hali. Caanım yengeciğim, durup durup elime koluma masaj yapıyor, çayımı kekimi önüme servis ediyor bu süre zarfında. Vesselam sonunda möhüm kişiliğin, pek möhüm ve şahsa özel kazağı bitiyor. İlişiğimi kesmek üzere son kez düşüyorum Erzurum yollarına. Her bir işimi hallettikten sonra dönmeden önceki akşam, kampüsün buuzz gibi karlı bahçesinde veriyorum hediyemi sevinç, biraz da hüzünle.

Bursa'ya, yeni yurda, yeni hocalara, yeni arkadaşlara uyum sağlama, yeniden başlama derdine düşüyorum döner dönmez de. Lakin ne kadar çabalasam da bir türlü uyum sağlayamıyor, acı çekiyorum tabiri caizse. Derken bir gün yine derse gidiyorum, bakıyorum ilk ders Almanca-Türkçe Çeviri. İlk kez dersine gireceğim, kim bilir kimin nesi hocayı beklerken gençten, buğday tenli, dalgalı saçlı, güler yüzlü biri dalıyor sınıfa lambur lumbur. Hiç hocaya benzemeyen, öğrenciden az hallice şahıs, direkt kürsüye yöneliyor. Yanımdakine "Kim bu?" diye sorarken aynı anda üzerindeki kazağı fark ediyorum şaşkınlık, hayal kırıklığı ve kızgınlıkla. Sırf 'O'na özel olsun diye sahaflar çarşısının bütün tozunu gübürünü yutup, bin bir örnek arasından seçip, itinayla ördüğüm kazağın aynısının yavru ağzısı o hoca kişisinin üzerinde. 😒 Anlayamıyorum. Sinir oluyorum.
 Kötü hissediyorum. Öte yandan zamanla, ilk günkü şok geçince güveniyorum, hatta seviyorum o herkesin pek bir sevdiği Hakan hocayı, lakin yine de oldukça mesafeli ve tedbirlisinden.

Bir sonraki dönem Erzurum'daki sevdik de geliyor Bursa'ya ve birkaç yıl sonra okul bitiyor iyisiyle kötüsüyle. Okulun bitmesiyle zaten artık yıllar içinde boyut değiştirmiş, bir nevi prangaya dönüşmüş, güvenin 'g' sini bile yitirmiş büyük aşkın son sayfaları da yazılıyor ve bir dönem kapanıyor hayatımda.

Gel zaman git zaman üniversitenin araştırma görevlisi kadrosu açılıyor ve özel sektörde bir türlü yüzü gülmeyen, hali hazırda da akıllı uslu yüksek lisansına devam eden bendeniz, kadroyu kapıyorum dağları tepeleri delip, bin bir sınavı aşarak. Ve o ilk görüşte kıl olduğum Hakan hocayla aynı bölümde meslektaş oluveriyoruz böylelikle. Evlerimiz de aynı mahallede çıkıyor mu üstüne. Daha ilk haftalarda "Sende yemek var mı, bende börek var; şuraya birlikte gidelim mi, okuldan birlikte dönelim mi?" derkeeen birkaç ay içinde hoca öğrenci modundan, kanka moduna yatay geçişimizle birlikte her şeyin rengi değişiyor hızla. Ben bile şaşırıyor, yüzleşemiyorum yaşadığım duygularla ki, dışarıdan gören biri ne demesin. Gel gör ki, hangi gönül aşka karşı koyabilmiş ki, benim narin yüreciğim koyabilsin?! Hangi mantık aşka yenik düşmemiş ki, benim zaten aşkı görünce çaya atılmış küp şeker misali eriyen, yok olan mantığım sırra kadem basmasın?! Sözün özü, çorbaydı, börekti derken birkaç ay içinde aşk bacayı sarıyor ve tanışmaydı, sözdü 
düğündü derken bir zamanların Hakan hocası, kısa bir süre içerisinde oluyor mu sana Mimikli'nin sevgili kocası... 😊

Ve kişiye özel kazak macerası yıllar sonra yerini, anlamını buluyor bir türlü görmesini, anlamasını bilmeyen, tutturuk Mimikli için. Her ne kadar kader kısmet meselelerine mesafeli dursa da, hayatın kendine has dilini anlamayı, işaretlerini görmeyi ve ona güvenmeyi öğreniyor zor da olsa. Ve ne mutlu ki, hayatın belki de bir kazak maharetiyle işaret ettiği adamla yıllardır birlikte, mutlu, çocuklu ve de kedili hayatının tadını çıkarıyor üçüncü gözü nihayet aralanmış, az tutturuk Mimikli. 😉 Bundan daha iyi nasıl olur? 👼

Demek ki neymiş efenim, siz siz olun on günde kazak öreceğim diye kendinizi telef etmeyin azizim. Bu devirde hazır giyim var, bir şey var değil mi canım?! 😋 O değil, sonra elin adamı gider o kazağı Bepakto'dan neyin alır, giyer çıkar karşına. Bununla da kalmaz, gün olur devran döner, seni de koluna takaar, yoluna bakar. Bu da böyle biline... 😀


  ***********************************

Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 


69 yorum:

  1. Ayyy ben bayildim bu yaziya yaa...büyük bir ilgiyle ve keyifle okudum, elinize saglik. Nasil güzel bir hikayeniz varmis esinizle. Kazakla ilgili bölümü de ayrica ilginc:) Allah mutlulugunuzu daim etsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Çok teşekkürler beğeniniz, samimi yorumunuz için. Bu anımızı hanidir yazmak ister, hep ertelerdim. Sonunda başardım ohh!! ;) Aaamiiin, hepimizin mutluluğu daim olsun. <3

      Sil
  2. Ahahahaha bu nasıl ilginç bir tesadüf böyle yaaa? Hakikaten çok ilginç, romanda ya da dizide olsa inanmam valla....neyse sonu güzel bitmiş, Allah bir yastıkta kocatsın canım, ömür boyu mutluluklar...keyifle okudum paylaştığın için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç sorma Müjdem. Başkası anlatsa ben de inanmazdım. Hatta geçen gün eşime dedim o kazağı niye saklamadık diye. Güzel bir hatıraydı, belki de işaretti. Kimbilir?! ;) Amin, mutluluk hepimizin her gününde bolca olsun. Öptüm seni de Bürücükümü deee... :* <3

      Sil
  3. Ne güzel olmuş 😊 kazak yerini bulmuş;)

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel, tatlı tatlı anlatmışsınız.Hayat dersi alınacak çok bölüm var. Gençlik deneyim kazanma dönemi zaten.Mutluluk sürprizlerde gizlidir bazen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin yorumunuz da şiir gibi olmuş her zamanki gibi. <3 Teşekkürler, sevgiler... :)

      Sil
  5. 1) İrkildim ya dün gece biri bana bu sözü yazmıştı.. Oy tesadüfün böylesi haaa o da Ankara semalarındandı bak tesadüfe :D

    2) Allahım hikayenin güzelliğine bak! Anlatımın harikalığına!!! Bayıldım bayıldım bayıldım! Oğlun, eşin, kediniz ve sen kocaman mutlu olun!!!!!!!!!!!

    3) Heee iyi demişsin hocam şu "kopyalamayın paylaşın lütfen ama ya" ibaresiyle.. Benim çalınan yazıdan sonra ben de not düşeceğim "emek verdim paylaşın çalmayın ayıp ya!" diyerekten :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1.) Yapma yaw?! Belki de bu da bir işarettir?! İvedilikle anlaman gereken bir durum vardır Dilekim?
      2.) Beğenmene çok sevindim. Çok teşekkürler. Hepimiz her daim mutlu olalım sevdiklerimizle... <3
      3.) Ciddi misin?! Bi başka blogger arkadaşın da başına gelmiş bi kere. E bizim millet beleşçi malum. :/ Kopyala benim yazıların altındakini, yapıştır her yazının altına. Ya da yaz dediğin gibi direk çalmayın diye. Belki biraz farkındalık oluşur.
      Hadi höpüldünüz o zamaann. :* :)

      Sil
    2. Hmm hiç böyle düşünmemişim halbusem her şeyi işaret babında yoran ben onlar çıkmayınca bunu pas geçmiş olabilirim ama haklı olabilirsin :D

      Bloglarına gidip yazacağım tekrar yaparlarsa. Onları takip edene de farkındalık yaratmak lazım malum :D Ben de kocaman öptüm!

      Sil
    3. Hangi bloglar yapıyor ki bunu?! Yorum bile yazamayabilirsin izin vermezlerse. Ama bence haberimizin olsun, hep birlikte yapalım ne gerekiyorsa. Bugün sana yapan, yarın başkalarına yapar çünkü...

      Sil
    4. Aaa çok haklısın var ya hiç düşünmemiştim böyle... Bir kerelik sadece deşifre etmedim ama çok söylendi "aktar bize de" diyerek bir daha olursa kesinlikle deşifre edeceğim. Edebi metinler yazmasam da emeğim benim :( Neyse bu güzel yazına daha fazla rahatsızlık vermeyeyim :D

      Sil
    5. Edebi olsun, olmasın. Çirkin her durumda...
      Rahatsızlık ne demek. Böyle konularda birlik olmakta yarar var bence. ;) Sevgiler...

      Sil
  6. Her şey nasip. Blog keşif etkinliğinden geldim. Takibe aldım sizi. Beklerim bloğuma da merak ederseniz. Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz. Gelirim tabi de, bloğunuzun adresini yazarsanız. Google adresinizde kayboldum. :/

      Sil
  7. Nasip...Ne güzel bir nasip :) Pek sevgili Mimikli dua ette bendeniz zavallı da mezun olup aşkı bulsun :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyyy, Aslıhan T., kıyamam sana. Etmez miyim?! İnşallah kolayca mezun olur, mutluluğu bulursun. Hemi de benim gibi alengirli, uzuuun yollardan değil, tez zamanda sevgini hak eden diğer yarını bulursun inşallah. Çok gönülden Aaaamiiinn! <3 <3

      Sil
    2. Ne güzel dua etmişsin öyle :) Allah razı olsun.

      Sil
  8. Çok enteresan bir hikayeymiş gerçekten ;)) Sırrın ne olduğunu çok sonradan görüyoruz anlık yaşantıların. Hele şu kazak örme macerasına ve sonrasına bayıldım :) mutluluğunuz daim olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. :) Amin, mutluluk hepimiz için daim olsun. Sevgiler. :)

      Sil
  9. http://engelsizrenkler.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  10. :))) nasıl keyifle okudum ayy bir de satır satır iniyorum ekran ufak hadi buluşacaklar mı ki diye merakla:))))
    Aşk tesadüfleri sever diye boşa dememişler , kazağın modeli de bir işaret olacakmış demek ki çokkkk çok mutlu olun canım.
    yazının sonunda uyarıyı her gördüğüm de ahh ah anlayacak olan zaten o işe kalkışmaz diyorum her şeye rağmen benim blogu komple kopyalamışlar çoktan iki blogum var gibi:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D Çok tatlısın Hatice hanım. Satır satır merakla inişin gözümün önüne geldi de. <3 Aaa evet, ne güzel uydu şimdi 'Aşk tesadüfleri sever' buraya. Yazının başlığı bile olabilirdi bak. ;) İnşallah. Herkes mutlu olsun...
      Bloğu komple mi kopyalamışlar??? Nasıl? Şaka di mi?? :/

      Sil
  11. vayy,çok zevkliydi okuması,kısa öykü tadında bir aşk...Ne güzel yazmışsınız,ne güzel yaşamışsınız,bir yastıkta kocayın :))

    YanıtlaSil
  12. Ne güzel bir hikâye bu :)

    Birlikte daha nice nice güzellikler yaşayın..

    Hayatın küçük işaretlerini hiç gözden kaçırmayın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Handan. Konunun inanılmazlığı hikayeye dönüştürdü yazıyı. :) İnşallah Handanım, bilmukabele... <3

      Sil
  13. Evrenden okkalı bir mesaj gelmiş:))) Neyse ki mesaj yerini bulmuş;) Ne güzel bir geçmiş yazmışsınız... Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne tatlısınız ya! Yorumlardan yazıma bi sürü başka başlıklar çıktı. Evrenden mesajım var da olabilirdi başlık. :) Teşekkür ederim. Sevgiler benden Persephone. <3

      Sil
  14. Cok güzel yazmışsınız keyifle okudum.

    YanıtlaSil
  15. Hayat dediğin iki nefes arası demişler ya, o iki nefes arası ne mucizelerle dolu bak :))
    Bayıldım ben bu yazıya ♥
    Azmine de ayrıca alkış bu arada :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh ah! Ne azim, sorma. Bir şeyi kafama koymayagöreyim, oldurana kadar didiklenirim. İyi mi, kötü mü bi bilemedim. :/ Neticede hazır kazaklı adam geldi işte ayağıma. Ne kendini bitiriyosun ki kazak örecem diye de mi evladım?! ;) :P

      Sil
  16. 2 kere okudum... Nasıl güzel bir yazı, nasıl ümit verici. Nasıl güzel bir başlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. <3 <3 Teşekkürler. Öyle hissetmene, düşünmene çok sevindim. :) Sevgiler...

      Sil
  17. Sıcacık hikayenize bayıldım tek kelimeyle. Nasıl güzel bir geçmiş varmış arkanızda ve nasıl güzel işaretlerle birleştirmiş sizi. Mutluluğunuz daim olsun :) Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim beğeni ve yorumunuza. :) Gerçi yaşarken böyle tatlı değildi bir kısmı, ama anlatırken kolay olur ya acıları bile. Amin, hepimizin mutluluğu daim olsun... :)

      Sil
  18. Ayyyyssss oturup on gunde kazak oresim geldiii, tutmayin benii:)) Ama hali hazirda koca kisisi varsada olur dimiii?:))
    Ay bayildim, zaten pek bi severim bu tanisma hikayelerini:))
    Ama okurken kazak hikayesinin sonunu soyle dusundum: ( soylemezsem catlarim)
    Senin model cok eksantirik ya hani, kimsede yok falan, senin eski sevdali yarinin uzerinde gormus simdiki hoca-koca kisisinin annesi tesadufen tabii:) Sonra demiski ne yakisir benim yakisikli ogluma oruvereyim ona ben demis, megerse ilham perisi glecekteki geliniymissssss :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olur tebi, hatta halihazırdaki koca kişisine daha bi yerinde olur. ;)
      Yalnız senin hayal ettiğin son daha da bi hoş olurmuş bence. Öyküler yazmalısın derim elin erdikçe. Hayal gücün müthiş! Gerçekten. :) Sevgiler kocaman bu güzel yorumun sahibisineee... <3

      Sil
  19. Blogumu ziyaret edip ikinci üyem olduğunuz için çok teşekkür ederi.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demek, davet ettiğiniz için ben teşekkür ederim. :)

      Sil
    2. Roman tadındaki anınızı bir solukta okudum ve çok beğendim. Gelişmelere ve özellikle mutlu sona bayıldım. Bazen elmizdekiler bir kuş misali uçup gitseler bile ben her zaman hayırlısı böyleymiş diye düşünmek isterim. Tıpki sizin hayatınızda hayırlısını nasip olduğu gibi. Sevgiler.

      Sil
    3. Roman tadında?! Ne güzel benzetme. <3 Çok teşekkür ederim. :)
      Ve evet, hayırlısınız dilemeyi zor da olsa öğrendim sanırım. Sevgiler benden... <3

      Sil
  20. blogunuzu kahvemin kokusunun blog keşif etkinliğinden keşfettim ve takibe aldım bloguma gelirsen çok sevinirim.
    http://sengulasikkutlu.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin. :) Gelirim tabi de, böyle gelip gidip yeni yazı var mı diye bakınacağımıza takipleşeydik iyiydi. :)
      Sevgiler...

      Sil
  21. Merhaba , blogunuzu yeni keşfettim. Hemen takibe aldım bende beklerim :) Güzel bir yazı olmuş, emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  22. İlginç ve hoş bir hikaye, rastlayıp okuduğuma memnun oldum.
    Selamlar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Ben de gelmenize, okumanıza memnun oldum. Her zaman bekleriz çaya, kahveye. ;)
      Sevgiler.. :)

      Sil
  23. Ne keyifle okudum yazinizi.
    Bayildim kaleminize. Eeen basa gidip tek tek okurum ben simdi, arada bir de durterim :)
    Mutlulugunuz daim olsun dilerim ki... Benzer birseyi de ben yasadim. Mezuniyetin ilk yillari... proje yarismasina girdik, 2. Mansiyon aldik, ay ne sevindik ne sevindik, yere goge sigdiramiyoruz kendimizi. Yarismada deteceye girenler dergide yayinlandi,ben ki gormemisin dik alasi o listeyi kesip, kendi adlarimizi fosforlu kalemle boyayip karsima astim. Yaklasik bir sene sonra, yeni cikmaya basladigimiz adam,kendisi esim olur, bizim ofiste bana dedi ki,"adimin altini cizmissin"!!!
    Meger o da 1. Mansiyon alan ekipteymis. 1 sene boyunca adamin isminin altini cizip karsima asmisim :)))
    Ay ne kadar uzun bir yorum oldu bu boyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vaaayyy! Tüylerim tiken tiken şu an. :/ Müthiş bir hikaye kesinlikle. Çok teşekkür ederim burada paylaştığınız için. Gerçekten çok etkilendim ve mutlu oldum. <3
      Hikaye öyle çarptı ki, hoşgeldiniz demeyi bile unuttum. Hoşgeldiniz. :) Ne güzel şeyler yazmışsınız. Çok mutlu ettiniz. <3 Her zaman beklerim. Dürtüklerinizle ihya edersiniz. :) Kocaman sevgiler bu güzel hikayenin ve yorumun sahibine... <3 <3

      Sil
  24. Ne güzel bir aşk hikayesi bu böyle..Büyük bir keyifle okudum...Eeee kime niyet kime kısmet dedikleri bu...Ama sonuç güzel..Kapmışsın hazır kazaklı oğlanı :)) Mutluluğunuz daim olsun...Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kapmışım kazaklı oğlanı. :D Ne güldüm. Öyle oldu galiba. Amin. Herkesin mutluluğu, huzuru daim olsun. Sevgiler... :)

      Sil
  25. Çok eğlenceli bir yazı olmuş. Blogunuzu takibe alıyorum. Ben de beklerim. http://turgayaksoy.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz. :) Teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Yola çıktım bile... ;)

      Sil
  26. Kırk bir buçuk kereli maşallahlarımı gönderiyorum. Güzel bi alın yazını bulma hikayen varmış, minnoş duygular uyandırdı göyynlümde.
    Pekiiii enişte o kazağı nereden almış onunki hazır mıymış? :DD

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Minnoş duygularından öpüyorum. <3 Ne mutlu, hikayem birilerinin yüreğini ısıtabildiyse.

      Evet, onun kazağı hazırdı. ;) :D Çoook zekice bir dokunuştu Ekmek Kırıntısı. Bravo! <3

      Sil
  27. Ne güzel bir yazı olmuş böyle.yüz bin kere maşşallah size sevginize,koca bir kazağı örme gayretinize.O kazağın sizi buluşturma hikayesine :) bu arada eşinizin kazağını kim örmüş diye masum bir soru soracaktım ki üstteki yorumda sorulmuş ve cevaplamışsınız :)

    YanıtlaSil
  28. E sizin ördüğünüz kazak ne oldu? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Getti... :) Sahibinde kaldı. Bana da o kazağın içinde olması gereken adam geldi. ;) İyi ki...

      Sil
  29. Ne güzel bir tanışma hikayesi :) Bayılıyorum böyle doğru insanların karşılaşmalarına. O zaman ne güzel olmuş, iyi ki olmuş :)
    2016 yazılarına geldim. Bitiricem, öyle uyuyacağım. Azmettim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Beğenmene sevindim. :) Aynen, biz de hala iyi ki olmuş, iyi kş buluşmuşuz diyoruz şükür ki. <3

      Yalnız çok azimlisin çooook! Korktum ben senden. Maşallah birkaç gündür istikrarla hatmettin bloğu. Teşekkür ederim. Sıcacık bir blogger arkadaşım daha olduğunu hissediyorum. İyi ki geldin. <3

      Bu arada ben iade-i ziyarete pek gelemiyorum, önemsemediğimden değil. Farkındaysan yorumlarına bile geç dönebiliyorum. Zira uzuuuun bir seyahat hazırlığındayım işle ilgili. Günlük işlerin üstüne bir de hazırlıklar eklenince iş dışı saatlerde sadece boş boş duvara bakmak istiyorum. Umarım anlatabilmişimdir halimi. :) Çin Çarpması yazılarını okuyunca nasıl birşeye hazırlandığımı da anlarsın kuvvetle muhtemel zaten. ;)

      Kocaman sevgiler ve çok teşekkürler burada olduğun, güzel yorumların için. :* <3

      Sil
    2. Hiiiiiç mi hiiiiiç sorun değil.
      Dileyen dilediği zaman hoşgelir, ilgisini çekerse kalır, dilemeyene de kırgınlık söz konusu olamaz :)
      Ben keyif aldığım için buradayım.
      Okumazmıyım :D okudum ve anlıyorum.
      Sevgiler :D

      Sil
    3. Keyif aldığın için burada olduğun aşikar ve beni çok mutlu ediyorsun bu halinle. İyi ki gelmiş diyorum her yorumunda içim ısınırken. <3 Gerçekten çok şekersin. Çoook teşekkür ederim tekrar anlayışın ve varlığın için. <3

      Sık sık görüşmek dileğiyle kocaman sevgiler, öpücükler o zaman bol keseden... <3 ;)

      Sil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(