28 Eylül 2014 Pazar

Budapeşte Rüyası


Budapeşte'den yıllar önce arabayla bir geçmiştim, tabi o güzel köprüden başka hiç bir şey aklımda kalmamıştı. Ve fakat, geçen hafta bu güzelim şehri didik didik gezme, döne döne Budapeşte hacısı olma şerefine nail oldum ki, gördüklerimi, gezdiklerimi paylaşmazsam korkarım ki çatlarım. ;) Gel gelelim paylaşırsam da siz çatlayabilirsiniz. :P Yok yok, kimse çatlamasın, herkes gitsin, mutlaka görsün diye büyük bir keyifle gördüklerimi paylaşmak isterim. Ha bir de gitmeden önce Budapeşte'de gezilecek görülecek yerlerle ilgili bilgi toplayayım diye internette dolanırken genelde çok karmaşık ve uzun, yani benim gibi heyheylilere pek hitap etmeyen sitelerle bolca halvet olduğumdan, bari benim gibilere göre şöyle nokta atışlı bir gezilesi görülesiler listesi yapayım, vatana millete faideli bir icraatta bulunayım dedim, o da ayrı.

E o zaman, hadinin gidelim Buda'yla Peşte'yi arşınlamaya... ;)

Öncelikle şunu belirteyim, şehrin iki yanını, yani Buda ve Peşte tarafını Tuna Nehri ayırıyor. Peşte tarafı daha modern, alışverişlik, para harcamalık, yemelik içmelik, alemlere akmalık kısmı. Buda tarafı ise tarihi yapıların, manzaraların, bol tepelerin, tırmanmalık, ağaçlık, anıtlık yerlerin olduğu kısım. Buna göre plan yapılabilir gezerken.

Yahudi Anıtı Ayakkabılar- Shoes on the Danube


Burası Peşte tarafında, Parlamento binasını arkanıza aldığınızda, sola Chain Bridge Köprüsü'ne doğru yürüdüğünüzde yol üzerinde. (Biz iki saat yönü kestirememiştik de.. ;)) Burada binlerce Yahudi, 1944 sonu 1945 başlarının kış gecelerinde ayakkabıları böyle çıkarılıp kurşuna dizilmiş, sonra da Tuna nehrine atılmış. Çok buruk bir yer. Ayakkabılar o kadar gerçek ki, sanki dün çıkartılıp bırakılmış gibi. :(

Vaci Utca

Elizabeth Köprüsü'nün Peşte tarafında, biraz içeride, Tuna Nehri'ne paralel bir cadde Vaci Utca. Bizdeki İstiklal Caddesi'ne benzer, marka mağazaların, fast foodların vs. olduğu bir cadde de denilebilir. 


Burası Vaci Utca'nın başladığı meydan. Burada ne mi yapılır? Langos yeniir, bira içilir, hediyelik alınır, oyalanılır. :) Çok hoş bir meydan. Birçok stand düşünün panayır gibi, tatlıcısı, biracısı, şarapçısı, sulu yemekçisi, hediyelikçisi sıralanmış meydanda. Bir de Almanya'daki bira çadırlarına benzer tahta sıralar dizilmiş meydanın ortasına, nevalesini alan ilişiyor tanımadığı birilerinin yanına, çöpleniyor meydandaki müzisyenlerin tatlı melodileri eşliğinde.


Tabi Langos yemek istemeyen, şu resimdeki açık lokantamsı yerden sulu etli, yağlı yemek de yiyebilir. Ama ben olsam Langos derim, başka bir şey demem. Niye mi? Efenim çünkü Langos tam da benim gibi hamurcu, somuncu tiplere göre nefis bir yiyecek. Bildiğimiz mayalı lokmanın daha büyüğünün üzerine sarımsaklı veya sarımsaksız krema sos sürülüp, rendelenmiş kaşarla süslenerek sunulmuş hali. Farklı sunumları da var tabi damak zevkine göre. Bak yazarken bile ağzım sulandı. O kadar da yedimdi oysa oradayken... :/


Tanıştırayım efendim, Langos... :P
 

Ha bir de oralara gitmişken, Macar'ların meşhur yemekleri Gulash'ı da yemeden olmaz tabi. Patates, havuç, dana eti üçlemesiyle yapılan oldukça bol sulu bir çorba diyebiliriz. Ama çok büyük geliyor porsiyonlar, çorba içeyim de üstüne de ana yemek yiyeyim falan demeyin, patlarsınız. Direkt yemek niyetine girişin derim, zaten demesem de öyle yapacaksınız, zira yer kalmayacak midede. Amcalar direkt kovayla getiriyorlar Gulash'ı resimde görüldüğü gibi, hacmin yetiyorsa, ye üstüne daha bir şey... :)



Szimpla Kert Ruin Pub



Ne aradık burayı bee, ne aradık be! Baya ara sokaklarda, ama kesinlikle görülesi bir yer. Astoria metro durağına yakın bir sinagogun arka sokaklarında. Gitmeden tam adresi alın derim. Burası çer- çöpten yapılmış bir mekan. Kesilmiş eski arabalardan masalar, eski bisikletler, kesilmiş eski küvetten koltuk, eski buzdolabı, eski ocak, abajurlar, eski her şeyle dekore edilmiş, rutubet ve eski kokulu ilginç bir yer. Ama bence yemek yemelik değil, daha çok gece akmalık bir mekan. ;)

Kahramanlar Meydanı


Macar tarihinde önemli roller almış muhteremlerin heykelleri mevcut bu meydanda. Biz o sırada gerçekleştirilen bir organizasyondan dolayı meydanı göremedik maalesef. Öte yandan orada her hafta sonu panayır kuruluyormuş meğerse. Allah'ın şanslı kuluysak demek, denk geldik tesadüfen. Çok güzel bir yer. Özellikle meydanın arkasındaki kale, cennet bahçesi, gölet, panayır. Meydanın iki yanındaki müzelerin görkemli yapıları. Buraya da birkaç saat ayırmak gerekir, özellikle hafta sonuysa.


Alexander Book Cafe

Burayı da internette birilerinin önerisini okuyup, merak etmiştim. Peşte tarafında, Andrassy Bölgesi'nde. Kahramanlar Meydanı'na çok yakın bir mekan. Tavan süslemeleri süper. Bir kilisede oturmuş, kahve içiyormuşsunuz gibi bir his uyandırıyor. Ayrıca bence çilekli pastası da süperdi. Fiyatlar da normal. Bir gidin, tatlı- kahve yapın derim. :)

Tuna Nehri Bot Turu


Mutlaka gece yapılası bir turdur olur kendileri. Ama biletinizi alırken, bineceğiniz botu mutlaka görün, öyle alın derim. Bizim gibi bileti aldıktan sonra hap kadar botu görüp, hayal kırıklığına uğramayın. Bir de yanınıza mont, ceket ne varsa alın işte. Titremek ve büzüşmekten gözünüz hiç bir şeyi görmeyebilir onca güzellik arasında. ;) Bot turunda benim aşık olduğum iki yapı 1. Parlamento binası- Bakmaya doyamazsınız, ayrılmaya kıyamazsınız. 2. Buda Kalesi. Gerçekten büyüleyici güzellikte geceleri Budapeşte ve muhteşem yapıları.

Chain Bridge


Budapeşte'de yer gök köprü :). Ama Zincirli Köprü bir başka güzel bence. Burayı yürüyerek geçmeli, bol bol, sağdan soldan, önden arkadan foto çekmeli. Hadi artık geçiyoruz Buda tarafına... ;)

Buda Kalesi

Chain Bridge'i geçer geçmez karşınıza çıkan teleferiğe atlayıp çıkılabiliyor kaleye. Buraya baya zaman ayırmak gerek. Biz koca bir öğleden sonramızı orada geçirdik. 


Matthias Kilisesi, Veba Anıtı, yer altındaki labirentler, Lordlar Sokağı, Fishermann's Bastion, hepsi burada. Lordlar Sokağı'na özellikle değinmeden geçemeyeceğim yalnız. Bu sokakta zamanında lordlar, zenginler oturuyormuş bittabi. Şimdi de o kadar güzel ki. Rengarenk, eski usul evler yan yana. Geçmişte yürüyorsunuz gibi bir duygu yaşatıyor. Arada keşfedilmeyi bekleyen hoş kafeleri ve sürprizli nimetlerini de unutmamak lazım tabi! ;)


Bu arada, şu bir türlü tamamını göremediğimiz, bulamadığımız Balıkçı Tabyası'nı, Matthias Kilisesi'nin arka tarafından, soldaki merdivenlerden iner, arkanızı dönüp yukarı bakarsanız, bulabilirsiniz. Ah evladım, biz göremedik, siz görün; biz çekemedik, siz çekin... :P

Gellert Tepesi- Özgürlük Anıtı

Burası Elizabeth köprüsünün Buda tarafındaki çıkışına denk geliyor. Hemen köprüyü geçer geçmez, tepeye doğru çıkarken sağ tarafta mağara kilisesi mevcut. Biz gezmedik, ama meraklısına duyurulur. ;)


Gelelim tepenin hikayesine: Rivayete göre zamanında hristiyanlığı kabul etmek istemeyen halk, piskopos Gellert'i fıçıya koyup, bu tepeden aşağı atmış ve bundan mütevellit, tepenin adı Gellert Tepesi olmuş. Ben de milletin yalancısıyım vallahi. ;)


Gerçi bendeniz de patika yol ve merdivenlerden çıkarken kösüm kösüm kösülüp, bunun bir de inişi var Allahcığım diye kaygıya düşüp, fıçıya koyup atarlar belki beni de umuduyla "Eyy ahali, o gün, bugün! Hristiyan hristiyan nereye kadar?! Şimdi hepinizi müslüman yapacağım! Eşhedü....." diye şöyle bir celallendim ama, kimse sallamadı niyeyse. :D Kuyruğu kıstırıp, tabanları patlatarak, kös kös indim gerisin geri. Hayır madem ciddiye alıp fıçıyla falan yuvarlayan olmadı, bari bir iki kişiyi dine döndürebileydim, az sevap toplayaydım iyiydi. ;)

Özgürlük Anıtı

Aha bu da tepeye çıkacak kadar azimli ve dirayetli olursanız, karşılaşacağınız ödül efenim. Özgürlük Anıtı ve tabi etrafındaki eşsiz manzara. Panoramik, manoramik her tür resim için birebir burası.



Son olarak bir faydalı bilgi daha paylaşmak isterim. Havaalanından veya otelinizden, gider gitmez gözünüze batacak şekilde her yere dizilmiş şehir haritalarından 2-3 tane alıp, metro hatlarını çözdünüz mü, iş tamamdır. Bu dediğim yerlerin neredeyse hepsine veya en azından yakınlarına metro seferi mevcut. 

Havaalanından çıkışta da solda, elli metre ileride 200E otobüslerine binip, metro istasyonuna kadar gidip (bavullu mavullu herkesin indiği yer oluyor yani metro istasyonu), kalabalığı takip edip, metroyla merkeze gidebilirsiniz. Otobüs bileti şoförden alınabiliyor, metro biletleri ise metro girişlerindeki otomatlardan. Merkeze taksi ise ortalama 25-30 Euro civarı bu arada.

Eee? Güya kısa bir yazı yazacaktım hani?! :/ Yok kardeş, Budapeşte'yle ilgili kısa yazı yazılamıyormuş demek. Tecrübeyle sabit. Neyse artık, kısa- uzun yazdım işte, aramızda lafı mı olur. Hal böyleyken siz de uzun uzun okuyun, tatlı tatlı gezin artık, bulup da bulandırmayın, değil mi ama canım?! ;)



*******************************
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 


16 yorum:

  1. umarın bir gün bende gezip görürüm ama suan sayende gezmiş gibi oldum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kısa zamanda gezmeni dilerim canı gönülden. Gerçekten görülesi bir şehir... :)

      Sil
  2. vay beeeee ne güzel fotolar ama görmedim yaaa kıskandırma insanı yaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yoo, kıskanmak yok. Gittiğinizde başı kesik tavuk gibi dolanmadan görülecek yerleri bulun diye yazdım. Tabi bi de o güzel anları, duyguları paylaşıp çoğaltabilmek için... ;)

      Sil
  3. Budapeşte'ye gidilecek, gitmeden de bu yazı bir daha okunacak:-) Ay ne güzel on saat araştırma yapmadan gidebilirim böylece:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun buysa, yazı amacına ulaşmış demektir. Mutlu Böcek oldum bak şimdi... ;)

      Sil
  4. Bizde yılbaşında ordayız inşallah,yazı güzel olmuş ellerine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eminim yılbaşında da bi başka güzel olur. Benim için de bi Dark Bira içersiniz artık... ;)

      Sil
  5. Ne güzel oldu da gördü de mi ? Ha bu sırada senden bir şey çalmadan gitmeyeyim dedim. Yazılarının altındaki izinsiz paylaşım uyarısını çaldım :)) Artık benim yazılarımın da misafiri olacaklar :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çal güselim çal. Geliyom ben de senin bloguna o zaman, sende benim yazıdan çok daha çalınası ciciler var nasılsa. Eee, ne demişler, gören gözün hakkı var de mi? Kendü malum gibin alırım gaalik... :P

      Sil
  6. Resimler cok net cikmis. Budapest gercekten masalsi bir sehir. Gidenlere faydasi olur diye bizimde rehberligimizi yapan ve apartlarinda kaldigimiz turklerin bilgilerini paylastim. ( www.budapestetur.com ) Okudukca tekrar gitmis kadar olduk.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler katkınız için. Bir dahakine biz de faydalanabiliriz bu bilgiden. ;)

      Sil
  7. Yazınız gerçekten çok güzel olmuş, masal gibi şehir olan Budapeşte'yi çok güzel anlatmışsınız. Görseller de bir o kadar güzel. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler güzel yorumunuz için. İsminize bakılırsa siz de yazmışsınız. Ben de sizi bir ziyaret edeyim o zaman hemen. :) Saygılar...

      Sil
  8. Tekrar gidesim ayni yerlere bir daha bakasim geldi. Kalemine saglik gercekten. Budapeste gitigimizde cok vakit kaybetmek ve sehri oykuleriyle ogrenmek icin lokal turk rehbehleri bulduk. Hic bulamiyacagimiz sakli yerleri ve verdikleri tahsiyelerle tatil harika gecti.Gidenlere faydasi olur diye bilgilerini paylastim. www.budapestetur.com - Sehir yuruyus turlar harika. Mohaca gitmek isterdik ama 2 güne sığdırmak mümkün olmadı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler yorumun, katkın için. :) Benim de ha bire bir daha gidesim geliyo ne yalan söyliyim. :D O halde bir dahaki gidişimde ben de senin önerilerine bakayım, görmediğim yerleri de ekleyeyim listeye. Teşekkürler. :)

      Sevgiler... :)

      Sil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(