Biz heyecanla planlar yaparken günler akıyor su
misali ve tatil gelip çatıyor çabucak. Ailelerimizin haberi yok bu arada. Benimkiler zaten gurbet ellerde, neredeyim, ne ediyorum bir haberler o ara. Vesselam,
alıyoruz biletleri biz Edi ile Büdü, ver elini Ayvalık. Elini veriyor vermesine,
varıyoruz varmasına da, kimseyi de tanımıyoruz ki elin sahil kasabasında. Nerede
kalacağız, ne ödeyeceğiz vs. gibi detaylardan bihaberiz. Cıpcızlak gidiyoruz öyle yirmili yaşlarında
iki kızçe, nasılsa bir yer buluruz umuduyla.
Ayvalık'tan direk Sarımsaklı'ya geçiyoruz. En
azından bendeniz ailemle yazları gidiyorum ya, az da olsa tecrübeliyim yani. Ne
tecrübe, ne özgüven ama, akıyor paçalarımdan bildiğin. 😜 Neyse ki kaçamak
öğrenci bütçesiyle kalabileceğimiz pansiyon gibi bir şey buluyoruz. Hemen gidip
alışveriş yapıyoruz eni konu, kahvaltılık, yumurta, zeytin vs. ki kuş kadar
öğrenci bütçesiyle final tatilinde yazlık yerde idare edebilelim. Aklımızca
günde üç öğün zeytin, peynir, yumurta çöpleneceğiz odaya gelip gidip. Kalan bütçeyle
de akşamları içeceğiz orada burada. Acıdım vallahi halimize şimdi yazarken
bile. 😳
Neyse, buraya kadar her şey güzel. Final tatilinin dört gününü bu kaçamağa ayırmışız ki, aileler bizi Bursa'da ders çalışıyor zannederken, biz gidip
dönmüş olacağız kıyın kıyın. Ve fakat gidiş geliş dahil bu dört günü (yani aslında üç günü) çok iyi değerlendirmemiz, gün boyu sahilde kolaları falan sürüp, camış gibi yatıp, etraflıca bir bronzlaşmamız lazım ki, dönüşte oturup evinde ders çalışmış arkadaşlarımıza
havamızı basalım şöyle en sinsisinden. "Yoksa siz ders falan mı çalıştınız?
İşte biz de bir sahil kaçamağı yaptık öyle sıradan..." diyebilelim şöyle azından.
Bronzlaşmayla ilgili motivasyon had safhada olunca,
ilk günden mesaiye başlıyoruz tabi full time. Ve kaçınılmaz son, peynir gibi
gitmişiz, koca gün yatmışız güneşin altında, akşama olmuşuz sana hafiften ıstakoz
güzelleri. Neyse diyoruz, bu sonra bronza dönecek nasılsa, gidene kadar döner
çoktan, ölmek var, vazgeçmek yok. Pilavdan dönenin, kaşığı kırılsın. Böyle bilumum özlü sözü de arkamıza alıp, hedefe kilitleniyoruz iyice.
Gece akıyoruz bir yerlere tanımadığımız,
bilmediğimiz. Eğleniyoruz da bir güzel. Uyuyup güzelce dinlendikten sonra ertesi gün
yine iş başı yapıyoruz sahilde. Gün boyu bir önümüzü dönüyoruz, bir arkamızı, her yanımız kızarsın, adam akıllı pişelim, çiğ kalan yerimiz olmasın diye. Bu
sefer bir de güneş sonrası krem de alıyoruz ama. O kadar emek veriyoruz sonuçta, yok bacağın önüydü yanıydı, yok parmak aralarıydı, yok kolumuzun
iç tarafı da kusur kalmasındı derken maymuna dönüyoruz ya akşama kadar havlunun
üstünde, bari emeklerimize değsin, yaptığımız iş kalıcı olsun diye tabi. Çok da
planlıyız, biliyoruz ne yaptığımızı sonuçta. 😎
O gün görev yine başarıyla tamamlanıyor, dönüyoruz
odaya ve işte o an aydınlanıyor, acıyla idrak ediyoruz ne halt ettiğimizi. Zira bu sefer her bir yanımızı ateşler almasın mı, ne oturabiliyoruz, ne kalkabiliyoruz.
Yanım yanım yanıyoruz, iğneler batıyor her yanımıza. İkimiz de birbirimizden
kırmızı, ıstakoz böcüsü görse kıskanır tonumuzu, endamımızı, o derece. Yine de
durmuyoruz ama, akıyoruz gecelere oflaya puflaya o akşam da. Güneş sonrası
kremlerimizi de sürmüşüz bir de, kızıllığımız kalıcı olsun diye zahir. 😄 Bir görseniz
ama, bar sandalyeleri de böyle uzun ince, üstüne tünemelik türden, nineler
gibi inleye inleye çıkıp oturup, bir daha da gidene kadar kıpraşmıyoruz hiç,
bir yanımız acıyacak korkusuyla. Öylece duruyoruz sandalye tepesinde tünemiş kızıl
horozlar gibi...
O geceyi döne döne, ağrılı, sızılı geçiriyoruz
ikimiz de. Sabahı sabah ediyoruz yatakta bir o yana, bir bu yana. Öte yandan da
kendimize, yarım aklımıza sayıp sövüyoruz yatakta döndükçe. Ve nihayet sabahı
ediyoruz kıvrana kıvrana. Gidip eczaneden yanık için krem falan alıyoruz, bir güzel sürünüyoruz uf yerlerimize, bronz adayı uzuvlarımıza ve gün boyu
gölgede, barda öyle kös kös takılıyoruz kukumav kuşu gibi, korkumuzdan güneşe
adım bile atamıyoruz.
Sonunda kaçamak tatilimiz bitiyor ve hafif bronza
çalmış, tamam, acık kızarmış olaraktan dönüşe geçiyoruz. Vesselam acılı
macılı, kızarmalı pişmeli de olsa, sahil güzeli olarak hava atma misyonumuz 'başarıyla'
sonuçlanıyor neticede; iki dibi tutmuş, çok pişmiş cızbız olarak dönüyoruz
Bursa'ya... 😊
***********************************
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. 😊
Yogurt veya vücut kremi sürmek iyi gelirdi ama ne manası kalır ki artık akıl vermenin..hem bende de fazla yok..yoğurt değil akıl :)eğlenceli olmuş ama yazı sevgiler.
YanıtlaSilYok, öyle yoğurt moğurt sürüp, odada bekleyecek zamanımız yok. Yansak da, ölsek de ille bara mara gidip kafayı çekicez, eğlenecez sözüm ona, hiç bi şeyden de kusur kalmayacaz anacııım! Yoğurtlu moğurtlu nasıl akalım alemlere di mi ama?! :P
SilDimi ama :)) hiç chic değil :)))
SilKoptum gülmekten :)
YanıtlaSilOh ne güsel, biz yandık, siz baaali gülün... :)
SilSonuna kadar gülmekten yerlere yattım yahu, anlatış şekline de bayıldım! :D Müthiş bir anı olmuş desene :D
YanıtlaSil:D Teşekkürler. Çok sevindim eğlenmiş olmana. Hiç değilse bi işe yaramış oldu bak o çektiğimiz acılar yıllaaar sonra. İşte her şerde bi hayır diye buna diyolar zaar... :P
SilMerak ettiğim ten renginize ailelerin getirdiği yorum :)) Bursa'nın güneşi çıldırmış olmalı mı dediniz :))
YanıtlaSilBenimkiler Almanya'daydı zaten, arkadaşınkiler de okul kapanınca görebildiler ancak ıstakoz kızlarını. Havuz mavuz ayağına yatmıştır zannımca. E minareyi çalan, kılıfını da şeyttirmiştir herhal. ;) Ama senin kılıf da pek bi hoş olurmuş hani, 'çıldırmış Bursa güneşi', hohhoyt dutmayın beni... :D
SilHahahaha:)))))ilahii yaaa....çok güldüm ama çok tehlikeli bir şey yapmışsınız...bronz tenli bacaklar filan şahane gözüküyor ama hiç takma, ben güzel bulurum ama hayatta güneşlemem bir saniye bile güneşte kalamam hemen gölgeye:))
YanıtlaSilSorma Müjde'm bücürüğüm. 20 yaşındaki akıldan ne beklersin işte. Kolaları molaları sürüp yatıyo güneş altında, eyyy akıl, gel şu ergene takıl hesabı. Neyse ki çabuk akıllandık. Yıllaaardır hep gölgede takılırım ben nitekim. Hiç de sevmem güneşin altında yatıp, buharlaşmayı. Sütten ağzım fazla mı yandı ne?! :P Höptümmm... :)
SilBen akıllanmayan cinstendim, aydığımda çok geç olmuştu:))) Bir çok yaz tatilimi acılar içinde geçirirdim bronz olacam diye:))) Neyse artık aklım eriyor 50 faktörle kremleniyom:))) Acısı bol tatlı bir anı... Sevgiler...
YanıtlaSilYapma yaw?! Çok sürmüş seninki, birçok yaz felam deyince hani. Hala mı yoksam?! :P
SilO sevgiler benden ıstakoz kardeşim... ;)
Ne güzel güzel anılar olarak kalmış var mı unıversıte anıları gibi
YanıtlaSilValla öyle. Aslında mesai harcayıp, biiir bir kaleme almak lazım her birini... :)
SilHa ha ha, üniversite son sınıftayken biz de teknik gezi altında Marmaris'teki fabrigaları incelemeye gitmiştik. Bir arkadaşımı yavruağzı tayt tişört takımı vardı, ilk gece kendisi de o renge dönüştü, beni asın bir yere ancak öyle uyuyabilirim diye yalvarmakla meşguldü:-)
YanıtlaSilBen de Karadeniz'de güneşsiz havalarda yanmışımdır en feci. Alamuk deriz biz o havaya, gölgedeyim sanıp ters köseye yatarsın:-)
Hah işte, tam da ondan Handan! Ne de güzel demişsin, beni asın bi yere, öyle uyuyayım diye. Aynen buydu o gün halet-i ruhiyemiz panpaylan. Sen çok yaşa!
SilHöpüldünüz o halde... ;)
:)))))))))
YanıtlaSilçok keyifliydi:) neyse tecrübe kazanılmış bir daha olmaz:)
Hiç olur mu bi daha. Güneşten ağzı yanan, gölgeyi üfleyerek yermiş. ;)
Sil:)) ahh yaaa yazık ama size ...:) havanız batsın :) çok komik tüneyen horozlar :D <3<3<3 iyi anı kalmış sana da ;)
YanıtlaSil:) Havamız battı zaten Kreatif, kızarmış tavuk olduk, dahası var mı. Yalnız senin profil resmin ne tatlı olmuş öyleee?! :)
Silteşekkür ederim cancazım , ben çizdim cidden :) ne kadar yetenekliyim di mi heheh :) <3<3<3
SilValla çok şeker olmuş. Eline sağlık. Şöyle bi şapşik de bana çizsen diyorum elin erince?! ;)
SilBenim bir arkadaşım ne yapsa iyi sen güneşte hep tek taraf yat sonra akşamına bir bak bir taraf süt diğer taraf domates :)
YanıtlaSilEyvahlar olsun, bizden beterleri de var desene... :)
SilAyy! pek bi sevdim ben bu, dibi tutmuş, çok pişmiş cızbız ları :)) Havanızı atmışsınız ya sonunda sefanız olsun. Bizim de buna benzer gençlik anılarımız vardı, ahh ah :)))
YanıtlaSilSevgiler
:) Olma mııı?! O yaşlarda akıl başta değil, başka yerde olduğundan, herkesin vardır benzer anıları. ;) Sevgiler benden...
SilÇok eğlenceli bir anı, tabi okurken :) Yaşarken çok da iyi değildir :) Benim de başımdan geçti benzer bişeyler, :)))
YanıtlaSilSevgiler :)
:) Istakoz kardeşliği diye bi oluşum başlatayım diyorum. ;) Sevgiler...
SilHeç sorma Medanşeri'm, akıl başta olmayınca böyle işte. :) Benden de sevgiler... ;)
YanıtlaSilAy ilahi ne güzel oldu soğuk kış gününü ısıttı yazın:)))c
YanıtlaSilMuhtemelen ben de yazı özledim herhalde ki bu konu aklıma geldi. Hani aç tavuk kendini buğday ambarında görürmüş hesabı. ;)
Silhahaha kıyaammamm hem gızlı hem gunes hem ayvalık :) ne guzel anılar yaattın bana tesekkurler
YanıtlaSilwww.kuzununannesi.com
:) Ben teşekkür ederim tatlı yorumun için. Sevgiler... :)
Silhahhah heyy gidi günler
YanıtlaSilyaşlandık azizim :d
Kiiim?! Ben miii? Hiç bileme! :P ;) Ben geçen seneden bahsediyodum... :D
Silya ahaha bi kere basıma geldı sonrasında beyaz peynır gıbı kalmayı seçtim :D şimdi okudum ya ayy nasıl guluyorum tövbe bı daha gıdıp yatmam gunes altına resmen sırtım sızladı :D :D
YanıtlaSilYa işte bir musibet, bin nasihat meselesi... ;)
Silçok eğlendim okurken..:)) final tatilini süper değerlendirmişsiniz.. hayıflandım kendi f.tatillerimi düşününce :)))
YanıtlaSil:) Sevindim eğlenmene. Yaşarken acılı, anlatırken datlı türlerden bi anı işte. Hiç aklıma gelmezdi yalnız o zamanlar o yaptığımız saçmalıkları gün gelip bööle ele güne deli deli anlatacağım. :D
Silbu soğuk günlerde çok güzel gitti bu yazı.
YanıtlaSilanladış şekline bayıldım. sen kitap yazmalısın bence :)
Benim de muhtemelen soğuktan totom donup da aklıma gelmiştir bu anı. ;) Güzel yorumun için teşekkür ederim Masal. Çok mutlu ettin. :) Yazmak bu kadar keyif veriyorken belki bir gün o da olur, kim bilir... :)
SilSoğuktan titrerken bu yazıyı okumak güzel geldi... Yağmurları seviyor olmam, denizi, güneşi özlememe engel değil. Ayvalık'a gidesim var, bu yazıyı okuduktan sonra. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilNe güzel yazmışsınız. Ama itiraf edeyim ben yağmurları sevmiyorum, hep güneş olsun istiyorum çocuk gibi. :) Ve evet, Ayvalık kokusu geliyo benim de burnuma hanidir. Gelse artık şu sıcak yaz günleri...
SilTeşekkürler ve hoşgeldiniz sayfama. ;)
veee aileleriniz de öğrenmiyo ha. ha haaa süpeer :)
YanıtlaSilEvet Deep, öğrenmiyolar. Yıllaaar sonra anneme söyledim ben bi gün Ayvalık'ta, ama kızacak edecek hali yoktu tabi artık. ;)
SilHoşgeldin. Gelirim helbet. ;)
YanıtlaSilöceanne kız sevgisi (özlem berberoğlu) arkadaşımızın "derin mavi" yazısını gördün mü yaaaa bi bakınsanaaa ;)
YanıtlaSilŞimdi gördüm Deep. Ne güzel resimler çekmiş öyle, çok beğendim. Teşekkür ederim haber verdiğin için. Sevgiler. :)
Sil