10 Mayıs 2015 Pazar

Altın Günün mü var, katmerli göbeğin var...

 


Şu bizim milletin şahsına münhasır kadınlarının eşi bulunmaz icadı altın günlerine bir ısınmadım, ısınamadım nedense. Gördüğün gibi cümleyi yazarken ben bile kendime soruyorum yani, 'Niye ki, sen Türk değil misin? Yoksa kadın değil misin?' diye. Öyleyim öyle olmasına da var bende demek bir gariplik ki şu pek sevilen, her kadının yıllık faaliyet planında üç beş tane illa ki bulunan ve müthiş bir motivasyonla katılım sağlanan günlerle yıldızım barışmıyor bir türlü işte. Hasbelkader kırk yılda bir çok ısrar edilir de, hatır gönül uğruna misafir sanatçı olarak katılmam icap ederse de, akşama kadar ya ruhumun hatırı sayılır bir kısmını teslim etmiş oluyorum, 
ya da eve perte çıkmış vaziyette, en iyi ihtimalle soldan soldan zonklayan bir kafayla dönüyorum her seferinde.

Her şeyden önce, ben birileriyle görüşüp laflamak istersem, o kişinin sesini duymak, dediklerini anlayabilmek, bağırmak zorunda kalmadan derdimi anlatabilmek, karşılıklı etkileşim halinde olmak isterim. Oysa günlerde öyle mi evladım?! On ila on beş kadın ve henüz okullu olmamış, totosuna fişek kaçmış kuduruk veletleri bir eve doluşmuş, herkafadanbirses hicazkar makamında takılırlar. İşin ilginci hiç de rahatsız olmazlar o uğultudan, hengameden. Benim düşünürken bile gerildiğim ortam, her nasılsa bu hatun kişilere pek bir keyif verir görünür. Nitekim keyif veriyor olmalı ki, heyecanla beklerler o günü, itinayla hazırlanır, en yeni cicilerini giyinir, süslenir, ev ayakkabılarını da keçeden özel ayakkabı çantalarına koyup, şıkır fıkır katılırlar canı gönülden bu toplantılara. O sırayla topladıkları birikmiş para mıdır bu tutkunun müsebbibi, yoksa başka yapacak şeyleri olmadığından on beşte ayda bir toplanıp sosyalleşmek midir, çevirdikleri baldan tatlı dedikodular mıdır, ya da E şıkkı 'hepsi' midir, bir türlü çözememişimdir şu mütevazı aklımla bugüne kadar.

Hadi diyelim kafaları kalabalığı, iletişimsiz görüşmeleri, car car konuşan bir yığın kadın arasında sesini duyurmaya çalışmayı, ortalıkta koşuşturan, sağı solu depeleyen, bir ağlayan bir bağıran çocukları, çoğunlukla seviyesiz düzeyde şakaları (istisnalar kaideyi bozmaz!) kaldırıyor da, o amacını çoktan aşmış, Katar prensinin düğün yemeğinden hallice nevale hazırlıklarına ne demeli anacığım? En son davet edildiğim günde abartmıyorum on üç çeşit pasta börek vardı. Yalanım varsa top köfte olayım. On üç çeşit! Yedi çeşit tuzlu, altı çeşit de tatlı. Akıl var mantık var, kim yiyebilir on üç çeşit ıvır zıvırı evladım? Ama o önemli değil tabii. Biz de saf saf mantık arıyoruz işin ucunda. E bu kadar aşık atmaca, döt yarıştırmaca meraklısı bir araya toplanınca, iş çığırından çıkar elbet zaman içerisinde. 

Bildiğim kadarıyla bazı gün gruplarında gün sezonu başlarken karar alınıyor en fazla dört çeşit yapılacak diye örneğin. Öyle de oluyor nitekim ilk buluşmada. Ve fakat ikinci sıradaki Mürüfe hanım bir çeşit daha ekler menüye, olur sana beş çeşit. E marifetsiz Mürüfe hanım bile yeni çeşit ekler de, ondan sonraki on parmağında on marifet Sakine hanım durur mu hiç?! En güzel, en çok çeşit onda olmalıdır bittabii. E hal böyle olunca Sakine hanım da iki yeni çeşit ekleyecektir, en doğal hakkıdır yani. Günümüzün menüsü çıkar mı sana yedi çeşide. Neyse ki buraya kadar yine de insani sınırların içerisindedir menü içeriği. Lakin bir sonraki günün ev sahibesi mutfağı, yemek yapmayı pek seven, hamarat kare küp Marifet hanımdır. E sıra onda olunca Allah'ın emridir bir kere çeşit çeşit, döküm döküm döktüreceği, yaptıklarının masalara midelere sığmayacağı, dilden dile konuşulacağı. Marifet hanımın eklediği yeni çeşitlerle menü içeriği olur mu sana on bir çeşit. İşte böyle böyle sidik yarışı sürer gider cancağızım ve gün bitene kadar çeşitler on üçe de, yirmiye de çıkar pek tabii. Kimse de düşünmez bir üstüne, 'Ya ben ne yapıyorum, niye kendime de millete de eziyet ediyorum? Hani dört çeşitti, niye böyle oldu ki? Bir konuşalım, ara ayar çekelim şu işe de saçmalamayalım' diye. Egolarının oyununa gelip, işi çığırından çıkarırlar böyle her seferinde. Hayır bütün o nevaleyi yapmanın eziyetini, külfetini geçtim, bir de yemeye, hepsinden azıcık tatmaya çalışmanın külfeti apayrı, ona hiç girmeyeyim burada ben en temizi...

Hepsinden yemeye çalışmak demişken bir de şu hamburger menünün yanında light kola içenlerin ruhundan var ya gün hanımlarında, tadından yenmez. Gülsen gülemezsin, ağlasan olmaz. Ablam on üç çeşidi afiyetle tıkınır orada gözünün önünde, çay servisi yapılırken de şöyle bir havalı, kibirli "şeker almıyım canım!" demez mi üstüne. Yeni trend bu, son zamanlarda. Çayı şekersiz içmek. 'Ablam sen deminden beri bir fili doyuracak hamuru, tatlıyı gömdün afiyetle, şimdi çayı şekersiz içsen nee, içmesen ne?!' diyemezsin haliyle. Hayır ne yaparsa yapsın tabii de, bir de böyle çayı alırken kurum kurum kurulup: "Şekeri alabilirsin hayatım, kullanmıyorum ben." derken yan gözle de bir şeyden habersiz, kaderin acı bir oyunuyla bu acımasız ortama düşmüş, alık alık çayını karıştıran sana bakar ya böyle bir sıfır öndeyim edasıyla, gel de depeleme fil yavrusunu. Güzelim bak, o çayına atmadığın şekerin yüz kat fazlasını her toplantınızda yarış kıyamet yaptığınız on yüz çeşit karbonhidrat- şeker bombalarıyla alıyorsun biiir! İkincisi bir bana ve şu elli üç kiloluk bünyeye bak, bir de kendi mişlen lastiği maskotu gibi katmerli göbeğine, baklava tepsisi gibi testine, tombik al yanaklarına bak e mi canım. Sonra da o kafayı ve popoyu bir çalıştır derim naçizane. Hadi canım, seviyorum seni, hadi güzelim benim... 😈

***********************************
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 

39 yorum:

  1. hehe harikaa :)) daha bugün ne zamandır mimikin yazılarından okumadım demiştim ne güzel oldu bu :) Hani telefon edene derler ya kaç gündür aklımdaydın ben seni aramayı düşünüyordum diye işte o hesap :D
    Bi de günlerde ya herkes aynı anda konuşur ya da herkes birden susar sonra bi kahkaha eşliğinde herkes muhabbetine döner :D Böyle düşününce bu nası bi icat demek geldi içimden :)) Ellerine sağlık e mi :)
    Hadi canım, seviyorum seni, hadi güzelim... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya işte, kalp kalbe karşı mirim. ;) Nasıl deriiin düşündüysen artıkın, ellerim gidiveeedi klavyeye kendülüğünden. :)
      O herkesin sustuğu an da kesin bi kız doğar ya hani, onu da atlamayalım sakın. Netekim, kız doğmasa susamaz zati okkaaa çenesi düşük aynı anda. :P
      Ben de seni Aaatıram Koleksiyoncum. Höpülüdünüzzz... :)

      Sil
    2. Birileri YeşilDeniz miseyrediyor..acaba diyorum :))

      Sil
    3. YeşilDeniz ne oleyyor? Şöyle gözleri pörtlek, alık alık bakan mimikten kodum tam da boraya... Neyse belki de Hatıra Koleksiyoncusuyla aranızda bi şeydir. Bilemedim, mesaj bana mı onu bilem bilemedim. Sabah tutukluğu olsa gerek... :)

      Sil
    4. Sizler de efendim, saygılar sevgiler :))
      ***
      Sebep ne olursa olsun Sehpa-i Saltanat bloguyla tanışma vesilemiz oldu fena mı :)

      Sil
  2. Hahahaha:))))) özellikle mişlen lastiği benzetmenle, fil kadar yiyip sonra şekersiz çay içme kısmına öldüm gülmekten okurken mimikli böceğim, eline sağlık, çok şükür öyle şeyler pek olmadı hayatımda...çocukken oturduğumuz evde yoktu böyle şeyler, Üsküdar'daki komşularda yoktu, buradaki komşular desen zaten düşman başına:) şanslıyım o bakımdan:)
    o kadar şeyi nasıl yiyorlar kız nereye sığıyor? :)))
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D Sen hep gül Müjdecim. Ne mutlu bana yüzünü güldürdüysem. :)
      Benim ailemde de gün kültürü hiç olmadı işin aslı, belki de o yüzden, çocukluktan beri bi alışkanlık olmadığından bukaaa eğreti duruyoruzdur gün ortamlarında, ondan başımıza ağrılar giriyodur kimbilir...
      Vallaha da yiyolar yalnız bücürüküm, nasıl bi hacim varsa artıkın, akıllara zarar. :)
      Sevgiler benden... ;)

      Sil
  3. :D ahahahah dötüne fişek kaçmış kuduruk veletler ha :D :D :D bu lafa baya güldüm yazıyı okurken bir güne gidip gelmiş kadar oldum hatta başıma ağrı bile girdi :D Bu arada bana da beklerim canım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D Başına ağrılar girmesin aman, ama gülecek bi şeyler bulursun umarım yazılarımda hep. :)
      Ben sana zaten gelmiş ve takibe almış idüm çoktaaan, ama yine gelirim helbet. Sen de gel arada. Sevgiler... :)

      Sil
    2. Gel gel çık çık gel :) Yorumlaşmaya bekliyorum :D Tabi sık sık ziyaret ederim :)

      Sil
  4. Anaaa,ben tam gün insanıyım.yazdıklarının hepsini yapıyorum.çayı hep şekersiz içiyorum.çok seviyorum günleri.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman senden de gün nedir, ne değildir, günler nasıl sevilir, o kafaya nasıl girilir konularında empatimizi arttıracak güsel bi yazı bekliyoruz. Hadi bakalım, iş açtın başına. ;)

      Sil
  5. Ah, ah, katılmak zorunda kaldığım çaylar geldi aklıma:-) Ayîp olmasın diye hepsinden yersin, haydiii topluca konuşulup hiçbirşeyin anlaşılmadığı o mırıltı selinde tek düşündüğün uyumak our bir yerden sonra. Eve döndüğünde tır çarpmış haldesindir:-)

    Bir de hoşgeldin nasılsın kısmı vardır ki bunun, ya kardeşim az önce Şükufe Hanım sorduydu, ondan önce de Makbule Hanım, dinlemiyo musun sen beni o sırada, on beşinize ayrıcana mı söyleyeceğim. İyiyiz çok şükür, bak toplucana geçiyorum, bi daha soranı vururum:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya Handanım, şu nasılsın iyiyim konusunu bi ara yazmıştım bi kenara bayramlarla ilgili. Ne de güzel yerleştirdin tam da yerine. Bi de bayramda falan şunu bile gördüm, kadının eşi yanında oturuyo, az önce eşine de sormuş hatrını, bi de kadına soruyo 'eşin çocuklar afiyette inşallah?' diye. Her şeyi ne de güzel çığırından çıkarıyoz yareppim. :))

      Sil
    2. Ha ha ha,arkadaşımın annesi yapardı onu.

      Nasılsın kızım,
      İyiyim teyzecim
      Beyin nasıl
      Eeee, yanımda oturuyo ya, onu da kendisine sorsan, diyemiyorsun tabe :D

      Sil
  6. Hiaaaaa günaydınlar der iyi haftaları da arkasından itekleyerek giriş cümlemi bitiririm ...

    bayılırım altın günlerine.
    bütün altınları bana vereceklerse tabi.. dna ve gen mutasyonuna uğramadan önce ki , siz buna reenkarnasyonal sopitifasyon diyorsunuz , fransızlar da başına dö la eklereyerek aynı şeyi diorrr, italyanların ne dediğini bilmiyorum muhtemelen la spagettilataa reenkarnasyooone diyodur, almanlar desen bildiğin odun. aufnahmeleitung der geçerim.
    lan bu benim mesleğin tanımıza yakın olmuş ta benim haberim yokmuş. sen bil cümle iletişim aracını sular seller gibi kullan üstüne tvit at, yetmedi facebuk da salla, olmadı instagram da balla, ben bunu nasıl bilmem la?

    şekersiz çaya ilave zeytinyağlıları löpletip her salı biten diyetlere kurban, bütün basküllerde fabrika çıkışı bozuk zati. döt desen 6 çocuktan sonra yeni dünya kıtası , argonotların yeni yaşam alanı. parmağa kırmızı oce sürsen neyime ..

    afiyet olsun derken bir daha ki altın günü için IBAN NO : TR 15 00 000 0 0 0 000 1
    HADİ BEKLİYORUM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oldu güselim, o 15 çeşidi hazırlayıp, üstüne de bi de yemeden pamuk eller cebe gitmeyo işte. Her şeyin bi bedeli var. ;) Yolla tatlıları tuzluları çeşiiit çeşit bakkeem bi, ibanı kaydettim ben bi kenara. :D

      Sil
  7. ahahaah :D :D Günleri oldum olası ben de sevmem. İşitme engelliyim ya dudak okuyacağım biri bana bişey söylerken bana kosantre olması lazım günlerde o mümkün olmuyor :) Birde ben köylü bebesiyim köyde gün nedir hiç bilmem. kadınlar elişlerini alıp kapı önüne oturur bi çaydanlık çay yanına varsa kek-bisküvi yoksa sade çay da olar.
    ben de çayı şekersiz içeyrum anacım amma hava atmıyom :D biliyorum yediklerim çaydaki şekerden daha kalorili :D
    bol bol yaz sennnn sefiyom senin yazılarını
    öpeyom .*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Heh işte o kapı önü muhabbetlerinin samimiyetini, doğallığını yiyim ben. Tamam dedidokudun hası orda da döner, ama hiç değilse uğultu telaşe neyin olmaz.
      Artıkın ben de şekersiz içiyorum, ama kaloriden değil. Şekerin nasıl bi zehir olduğunu bildiğimden ve olabildiğince azaltmaya çalıştığımdan. ;)
      Teşekkür ederim güzel görüşün için. Mutlu ettin sabah sabah. Ben de öptüüüm... :)

      Sil
  8. masa çok güzel görünüyor ama:)) Çok kalabalık olunca insan bişey anlamıyor gerçekten bağırarak konuşmaktan..Birde veletler:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla ben bilmem Sevdicaanım, masa güzel de 13 çeşidi yiyebilmek, sora da o löp löp yağları taşıyabilmek, her yiğidin harcı diiil. En azından benim diil. Zati ben de yiğit diilim. :P ;)

      Sil
  9. uzaylı genlerini serbest bırak çünkü dostuz :)) bende hiiiiiiççççç sevmem günleri ve aynı mantık sorgulamasını defalarca yapmama rağmen ne kimseye sevmediğimi anlatabilirim nede gereksiz bir durum olduğunu. ha birde " ayy hedehödöö teyzeler de orda hep seni sordular çok ayıp oldu gelmedigin" finali bitiriyo adamı.. heyhatt süpper dile getirmişsin yalnız olmadıgımı bılmek cok guzel :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlatamazsın tebi evladım. Çünkü dilin de uzaylı, beynin de, başka gezegence takılıyon neticede. Onu anca burda anlatırsın olsa olsa, başka gezegenli eemşeri bloggerlara. ;) Bak uyarayım, facebookta bilem gıcık toplayabilitemiz yüksek bu kafayla. :D Bundan mütevellit, dışarıda mış gibi yapmaya, ihihii deyip serzenişleri geçiştirmeye devam. ;)

      Sil
  10. Bana kalirsa gun bahane sofra sahane :) Bu tur gunleri pek sevmiyorum da ama cesit cesit yemekler salatalar tam bana gore :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eee adın üstünde Renkli Mutmak. ;) Sen sevmeyecen de kim sevecek di mi ama... :)

      Sil
  11. Çok hoşsun ya... Valla da öyle altın günleri :))) Yemek içmek şahane, altın, tasarruf bahane... Amaaaan... :D

    YanıtlaSil
  12. huuu komşuuu al gel çayını pastanı börüğünü kızzz koşş benim bloga :) çook sevineceksin bak neler yaptık neler ;) videomuza bak.

    YanıtlaSil
  13. Aynen kelimesi kelimesine katılıyorum hatta böyle bir konuya yer verdiğin için ayrıca tebrik ediyorum.
    Alla alla bende mi bi cinslik var acaba diye düşünürdüm hep sayende yalnız olmadığımı anladım :)
    Ben bi arkadaşıma gidince kafamın uyduğu 2-3 kişi olsak yeter sohbet için daha fazlası zarar muhabbet olmuyor ki herkes kendi arasında konuşuyor. Yıllar yıllar evvel ablamın yengemin günlerinden tecrübe ettiğime göre konuşuyorum yogğ yoogğ hiç bana göre değil bu altın günleri :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yoğğ yoğğğ, kisinlikle yalnız değilsin Çocuklu kardeş. Uzaylı kulübüne hoşgeldin. ;) Ve her zaman dile getirdiğim cümleleri yazmışsın; 2-3 kişilik buluşmalar tam karar, gerisi hep zarar. Nerde çokluk, orda bokluk... ;)

      Sil
  14. tam benlik düşünceler bunlar , gerçi bizim ahali pek sevmez bizim gibileri ya neyse.

    Güne girmek bir girmemk bin dert , girdin dedikodu yapmamandan , ay sen de bir şey yemiyorsun valla ekmekliğin kurumuş , kaknem kalmışsın dan tut , aaa günün yok mu başka ee napıyorsun bütün gün evde sorusuna , kitap okurum film izlerim , puzzle yaparım cevabından sonra , saç baş yolmalar mı istersin , aman Allah korusun lar mı , ay kızım kafayı yersin okuma o kadar , bak bizim falancanın kızı da vakti zamanında çok okudu da ne oldu mu istersin , seç beğen al, eh bu bir ömür süren muhabbetten sonra acıyan bakışlar eşliğinde süzülmeler ile biter gün , netice , ne anlatıldığını anlamayan bir ben var benden içeri :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın, sevmezler bizim gibileri. Hatta bu siteye ilk taşındığım yıllarda patavatsız bi komşum dedikodu toplantılarına gitmiyomuşum diye bildiğin saldırıya geçmişti eleştirerek. Terbiyesiz hadsiz. Ben seni eleştiriyo muyum eline hayatın boyunca ilk okuldaki ders kitabından başka bir kitap almadığın için, koca gün komşularını çekiştirdiğin için, balkondan balkona ağzını yaya yaya muhabbet yaptığın için. Neyse, bak damarıma bastın şincik. ;)
      Hem sen gerçekten kaknem kalmışsın bak, benden demesi. :P Kaknem ne yaww?! :D
      Bana da köyde demişlerdi, 'U gadan çok okuma, bak Sakina abanın oğlu gibi gafayı yirsin' diye. :)

      Sil
    2. Kaknem ; tdk'ya göre 1-çirkin , huysuz,
      2-kuru , sıska demekmiş . Sıska demeye çalışıyorlar ama değilim ki , yani göt göbek salmamışsam da kaknem değilim ya , değilim işte :D çirkin demeye getiriyorlarsa zaten güzellik gören gözdedir kuzum diyesim gelir :D fekat bu arkadaşlar herkesi kendileri gibi yapamadıklarından zannederim hırçınlaşıyorlar. Evet o komşunun ağzına iki tane çakıveresim geldi bak benim de lakin tek laf etmem. edemeyeceğimden değil fakat bu gibiler kendilerine çemkirildiğinde bile kendilerini pek bir mühim hissederler. Bu kafayı yiyen arkadaşlar arasında da okumak popüler herhalde , okumayan hiç deli yok .maşallah okumayanların hepsi birer ayınşıtayın olmadı bir tesila . Bence bizim gibiler azınlıkta oldukça bu ablalar rahat konuşacak fakat ben umutluyum yeni gençlik bu ablalar gibi olmayacak , diyorum ki aynı bu ablaların cinsinden bir genç görüp çıldırıyorum :D

      Sil
    3. Aaa, o ne miçim laf! Hiçdebileme kaknem diil benim arkadaşım. Kendisi söyleyen kendisi olar hemi. ;)
      Herkesi kendileri gibi yapamadıklarından hırçınlaşma tesbitin çok isabetli bence. Gerçekten öyle düşünüyorum.
      Hakkat yaw. Bizim de sonumuz belli o zaman okumaya devam edersek. :P Delilik iyidir kardeş boşver sen onlara. ;)

      Sil
  15. Başlığı beni kopardı, içeriği ise beni benden aldı, ne güzel anlatmışsınız, annem hala yapar böyle şeyleri, niyee ayda 1 kere yılda 1 kere de bende modunda :) Blogunuzu Blog Keşif Etkinliklerinden gördüm, bende beklerim. Post çok iyiydi, görüşmek üzere...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Hala birçok anne, hatta çok daha genç nesil yapıyor böyle şeyleri. ;) Türk kadını her nasıl oluyosa seviyo işte bu tarz iletişimsiz iletişimleri. ;)
      Hoşgeldin, ne iyi ettin geldin. Ben de heeemmen yola çıkıyorum sayfana doğru. ;) Sevgiler...

      Sil
  16. Enneeeee...biz senle nekadar da ayni konu üzerine ayni seyleri yazmisiz ya giiiz? De gidim deee:)) basligi görünce dayanamadim bakiverdiydim, ayni benim "Hey gidi gün'ler" baslikli yazim gibi olmus bu. Mutlaka gidip bakmalisin, sasiracaksin sen de:) Sayfamda sol tarafta en popüler yayinlar bölümünde bulursun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harikasın! İçimi ısıttın kısacık yorumunla bile. <3<3 Yazına hemen bakıyorum ve artık dönüşünü onyüzbin gözle bekliyorum. ;)

      Sil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(