16 Şubat 2018 Cuma

Kapı önü pabuçlar, birbirini kovalar...




Şu kapı önlerine gelişigüzel çıkarılıp bırakılan ve gelip geçerken ayağıma da, gözüme de takılan ayakkabılarınız bir bir cana gelip, alıp başlarını gitseler keşke de, ben de bu çileden kurtulsam... 😕 Bodoslama konuya daldım, evet. Lakin konu öyle usul usul, nazikçe dalınabilecek türden olmamakla beraber, aklıma geldikçe içimdeki cadı heyheylenip dile geliyor, o durumdayım vesselam… 
Nasıl bir alışkanlıktır bu bir çözebilsem, empati yapabilsem, huzura erip, görmezden gelebileceğim belki. Ama henüz becerebilmiş değilim ne yazık ki. Hayır, neden kokuşmuş ayakkabılarınızı daire kapısının önüne fıydırıyorsunuz kuzum siz? Evinizde ayakkabılığınız yok mu?! Her bir halta para buluyor, eş dost, komşular yeni görsün diye her yıl perde, koltuk, halı değiştiriyorsunuz da, beş paralık ayakkabılığa mı para bulamıyorsunuz, nedir? Bir ayakkabı konusunda mı komşular ne der kasıntısından yoksunsunuz yani? Konu komşun, gelen giden misafir mecbur mu kardeşim senin eciş bücüş olmuş, beti benzi
atmış; sararmış solmuş ve dahi kokuşmuş çarığını görmeye? Mecbur mu senin giyimini kuşamını kapının önünden itekleyip geçmeye, hatta belki de göremeyip, takılıp tökezlemeye? Oldu olacak donunu, atletini de bırakıver kapı önüne de, giyim zevkini tümüyle görme şerefine de nail olalım hiç değilse.

Hayır meseleyi orada burada, kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla usulü dile getiriyorum yeri geldikçe de, ortada ne üstüne alınan gelin var, ne de kız günün sonunda. Aynı tas, aynı hamam fıydırılıyor ayakkabılar yine kapı önlerine. Medeniyetsizlik mii, görgüsüzlük mü, aymazlık mı nedir, tanımlayamıyorum şahsen…

Baktım olmuyor, hala yer gök kokuşmuş ayakkabı, zamanla deli fikirler zuhur etmeye başladı içimde enikonu. O değil, bir gün zuhur etmesiyle kalmayıp, kayışları yakıp, uygulayıvermekten çekinirim hafazanallah. Mesela bir gece herkes uyuduktan sonra çuvalımı alıp çıksam, ayak uçlarıma basa basa, bütün kapı önü çarıklarını biiir bir çalıp çöpe atsam diyorum? Ama sonra, çok sıradan olur deyip vazgeçiyorum hemen. Atmaktansa bittibitiyorda açık arttırmayla satıp, nakite çevirsem; parasıyla da sözü geçen zatı muhteremlere ayakkabılık alsam? Ya da yardım kuruluşlarına bağışlayıp, hayır duası mı alsam bedavadan acaba? Olmadı çaldığım ayakkabıları gelişigüzel eşleştirip, alakasız kapıların önüne dizsem diyorum. Sabah, henüz afyonları patlamamış vaziyette işe giderlerken bir ambale olsalar şöyle. Yok yok, en iyisi hepsinin içine gece tek tek fesleğenler, sardunyalar ekeyim, hem jest olur insancıklara, hoş olur yani. Yok canım, çiçek miçekle ödüllendirecek miyim bir de üstüne? Yok, olmaz. En temizi içlerine sıvı yağ döküp, sabah da kapı deliğinden gözetlesem, o yağa bulanmış vıç vıç ayaklarını hissettiklerindeki yüz ifadelerini izlesem göbeğimi kaşıyaraktan. Ya da arkalarını maganda pabucu gibi kessem bir güzel ve sahibine yakışır hale getirsem. Yok yok, en iyisi başparmak kısımlarına yuvarlak delikler açayım dur. Hava alsın ayacıkları; terleyip, mantar olmasınlar yazık... 


Tüm bu aklımdan geçen abuk fikirler, neyse ki aklımdan geçmekle yetiniyorlar şimdilik, evet. Öte yandan itiraf edeyim, önüme çıkan kapı önü ayakkabılarını her seferinde keyifle sağa sola depelediğim, üstelik bu abuk ve de yakışıksız davranışımdan ziyadesiyle zevk aldığım da doğrudur. 😊 

Milletin ayağına dolanan, gözüne tecavüz eden ayakkabılarınız yüzünden girdiğim duygusal durumlara, kurduğum fantezilere bakın. Yazık günah aklıma yahu. Şu meseleyi anlayıp, çözmek için sarf ettiğim enerjiyle ne haneler aydınlanır, ne yuvalar ısınırdı. Bir gidin etrafımdan artık, bir yok oluverin kendiliğinizden. Ya da apartmanda yaşamayı öğrenin, çıkın bir zahmet müstakil evinizden, toplayın dötünüzü ve de ayakkabı yığınlarınızı, yormayın konu komşunuzu canım, aaa! 😒

İşin ilginci, hiç kimsenin de bu konuyu ne dile getirdiğini, ne de üzerine iki satır yazdığını gördüm bugüne kadar. Gariplik ben de mi diye de düşünmedim değil hani. Bir tek benim gözüme mi batıyor yahu bu çirkinlik? Yoksa ben bezelye üzerinde dahi uyuyamayan narin bir prensesim de haberim mi yok. 😄 O değil de, bundan kelli allah vere de, sitede kimsenin ayakkabısı neyin çalınmaya bari kapısının önünden. Zira bir prenses olamasam da, birinci derece ayakkabı hırsızı şüphelisi olurum zahir böyle bir yazıdan sonra. 😄

 
**********************************
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 

47 yorum:

  1. Hahahaha yalnız kesinlikle değilsşn, içimdekileri yazmışsın . Ve ben de merdiven inerken fakan ayapıma takılanları itekliyor olabilirim, tamam biraz daha hızlı çarpıyorumdur belki. Neyse bizim apartmana sürekli kedi kaçıyor ve sanırım onlar dışarı çıkamayınca ayakkabılara dadanıyırlar :D Hehehe, sen de mi alsan içeri , bu soğukta üşümesin yavrucaklar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D Handan, çok yaşa sen! Korkarım ben de biraz ayarsız tekmeliyor olabilirim. :D

      Vayyy! Kedi demeek... Süpermiş. Bizim bahçede de tir tir titreyen iki beyaz kedi gördümdü bugün. Gidip onları içeri alayım en temizi de içleri ısınsın yavrucakların. Hem sadece içeri de almayayım, koruyup, kollayıp, besleyeyim onları ben ayol en profesyonel mamalısından... ;)

      Sil
  2. Epey azaldı aslında, mesela benim oturduğum apartmanda sadece 4 komşu kapıya ayakkabılarını koyuyor, eğitimle doğru orantılı bir şey, bak ben de asla eve ayakkabı ile basmam, her şeyden önce kedinin sağlığı için çok tehlikeli, sokağın pisliğini eve taşımam ama kapıda çıkartır çıkartmaz, elime alıp dolaba kaldırıyorum. 2 dakikayı almayan bir iş. Bunu yapmak bu kadar zor mu? Anlamıyorum. Bir de ayakkabısı kokanlar var:(((tüm apartman kokuyor:((( Handan'ın kedili çözümü çok hoş:))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Azaldı mı dersin Müjde. Bizim sitede yönetim tarafından o kadar uyarı asılmasına rağmen hala ayakkabılar derya ortalıkta. :/ Haklısın, eğitimle doğru orantılı bir durum sanırım.

      İçeriye ayakkabıyla girmemek konusunda da aynı fikirdeyim. Bizde de dışarıda çıkarılır, içeri alınır. Malum bizim de Pıtpıt'ımız var. Ama ondan önce de oldum olası içime sinmez içeride ayakkabı çıkarmak. Gittiğim yerlerde bile ısrar edildiğinde rahatsız olurum.

      O halde yaşasın kedi kardeşliği... :D

      Sil
  3. Aylardır neredesin sen mimikli? Özledim seni. Uzun süre gitme bir daha.
    Bizim apartmanda her kapıda var ayakkabı. 6 daire var hepi topu. Sadece 3 kapı yığın yapıyor. Tee bizim daire kapısına kadar. Alıştım ben ya. Geçerken itekliyorum gelişigüzel.
    Bu kadar ara verme, çok yaz sen. Öptüm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyy, ne tatlısın.😍 Ben de sizleri çok özledim inan.(utanma mimiği ;)) Aylardır ben de kendimi yedim işin aslı, neden uzaklaştım diye. Ama sanırım bugün çözdüm. Gün boyu bilgisayarın başında olunca son iki yıldır, iş zamanı bitince sadece ondan uzaklaşmak istiyor insan. Boyun, sırt elvermiyor zaten en başta. E haliyle yazılar da aksıyor bu durumda. Bunu görmek bile rahatlattı beni aslında. Umarım bu kadar uzamaz ara bir daha. :)

      Görünen o ki, ayakkabı görgüsüzlüğü her yerde ve önüne çıkan ayakkabıları iteleyen de tek ben değilim. :D Çok rahatladım.

      Teşekkür ederim içten yorumun, güzel sözlerin için. Ben de öptüm. Sevgiler. 😘❤️

      Sil
  4. Mimikli nihayet yazacak enerjiyi bulmuş:) Blogun tozunu da iyice al bari epeydir uğramadın çünkü:):) Bu ayakkabı meselesi acayip bir mesele. Bizim site toplantılarında sürekli gündeme gelir ama hiç bir şey değişmez. Ortak alanlara yayılmak saygısızlıktan başka bir şey değil. Ayakkabıları alıp gelişigüzel evlere dağıtmak fikrini sevdim. Uğraşsınlar biraz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya sorma. Nihayet di mi. Gelip gidip dürten sizler olmasanız daha da yazar mıydım bilmem. :)

      Görünen o ki bir tek benim derdim değilmiş bu mesela. Aynı zamanda görünen o ki, ciddi anlamda bir bilinç sıçraması olana kadar bu konu çözülecek gibi görünmüyor bu memlekette. Normalleri bu zira... :/

      Sil
  5. hahahaaa :)) Sardunya, fesleğen falan güzel ekilir hakikaten :)
    İyi fikirmiş ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eee, hep iyi fikirler sende mi canım?! ;) Kavanozda yemekler, sıkılmadan yenirleeer, oh oh... :D

      Sil
  6. Hahaa o yapmayı düşündüğün her bir fikrini copy yapıp uygulamak istiyorum telif almazsin heralde yabancı degiliz sunun surasinda çöpayakkabıdasız 😂

    Bizim alt kat Men Suriyaaa dan gecilmiyor. Evet evet arada bende depikliom. Napim takilio düsiyim mi cocuk kucagimda zor cikiom 4. Kata zaten. 😂 Ki benim ayakkabilarim acayip kiymetlidir. Kesinlikle hepsini iceri alirim anam bunlar nasil birakiyo anlamis degilim yaa 😁

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok canım, ne telifi. Üstüne para veririm bilakis, yayılsın olabildiğince de ortalıkta eciş bücüş pabuç görmeyeyim diye. :D

      Birkaç gün önce süper lükse inşaa edilmiş, yepisyeni bir siteye arkadaşlara gittik. Düşün her yer son mödel ve orada bile ayakkabılar kapı önünde mi dursun, içeri mi alınsın konusu dönüyormuş. Çünkü efenim içeri alınca kokuyormuş. :/ Yok anacım yok, istediği kadar residanslara neyin taşınılsın, kafa taşrada kalıyo görüldüğü üzere...

      Sil
  7. Ayakkabı içine çiçek çok güzel ama onlara ödül olur en iyisi yağ mı dökmek ne :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte ben de tam ondan vazgeçtimdi. Du bakalım, belki daha yaratıcı bi şeyler gelir aklıma. :D

      Sil
  8. doğru yaa. bir de misafir gelince olur ya bazen elli tane filan çok kötü görüntü evet :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla Deep, yazıya başlık fotosu olarak bile koyamadım işte dediğin görüntüyü, yazıma yakıştıramadım düşün artık.

      Sevgiler. :)

      Sil
  9. Blogunu takibe aldım. Ahh ayakkabı konusu herterde var malesef :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin. :) Belki bir gün bizde de kapı önleri tertemiz, mis gibi olur kim bilir...

      Sil
  10. Gerçekten güzel bir konuya değinmişsiniz.Ben de hiç sevmem kapı dışına bırakılan ayakkabıların görüntüsünü.Hatta çok da kızıyorum.Görüntü kirliliği.Allahtan bizim apartmanımızda kimsenin ayakkabısı dışarıda değildir😊 İyi fikir aslında ben de mi yazsam bunu?Ayakkabılarını dışarıda bırakan birileri okusun da kendine gelsin😁 Sevgiler😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saadet hanımcım yazın vallahi, herkes yazsın. Birini okumayan, diğerini okur da belki bir şeyler değişir. Gerçekten umudum var safça da olsa. Bu arada, sizin apartmanda boş daire var mı? Tam da taşınmayı düşünüyorduk da. ;)

      Sevgiler benden... <3

      Sil
  11. Kendime kızdım.. neden bu blog'u daha önce farkedemedin be ooolum! diye..

    sonra kendimi kendime affettirebilmek için takipçi oldum..

    yazı çok güzeldi, anlatım biçimi daha da güzel..

    başarılarrrr....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler güzel yorumunuz için fısıldayan İstanbul Efendisi kardeş. ;) Olsun, geç olmuş, güç olmamış neticede. Ayrıca aylardır başka meşgalelerden mütevellit bloğumu son derece ihmal ettiğimden, yeni arkadaşların beni orada burada görme ihtimalleri de pek bir düşüktü haliyle. :) O halde hadi ben de affettim sizi en fısılından. ;)

      Hoşgeldiniz ayrıca. Şimdi yola çıkıyor, iade-i ziyarete geliyorum. Kahvem şekersiz, bol köpüklü olsun lütfen. :)

      Teşekkürler, size de başarılar gönülden... :)

      Sil
  12. Yazınız komik ama bu gerçekten bizi de rahatsız ediyor. Allah'tan asansör var. Yoksa en üst kattan inene kadar tepe taklak düşmemek elde değil. Bazıları da merdivenlere kadar tırmanıyor. Herkesin kapısında süslü püslü ayakkabılıklar. Yani bizde o kadar ayakkabı var ki; buna bile sığmıyor mu demek istiyorlar acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hmm, ilginç bir bakış açısı. O kadar çok ki, evlere sığmıyor. :) Yaparlar mı yaparlar vallahi.

      Birkaç gün önce duydum ki meğerse kokuyor diye kapı önüne bırakanlar varmış. :/ Yani evim kokmasın, apartman koksun kafası. Tipik bizim memleket zihniyeti. Evimin halısını balkondan çırparım, komşunun balkonuymuş, sitenin bahçesiymiş çok da fifi gibisinden. ;) Bu durumda temizlik imandan meselesi de herkesin evinin dış kapısının iç tarafına kadarsa demek... :/

      Sevgiler. :)

      Sil
    2. Kimisi de evde yokken hırsız girmesin diye bırakıyormuş. Sanki evde birileri var havası oluşturuluyor. Hırsızlar bunu yutar mı artık? Ayakkabının hergün aynı şekilde durmasından anlarlar. Zaten eski ayakkabılar bırakılıyor. :)

      Temizlik meselesine hiç girmesem mi acaba?. Ondan da az çekmedim. Yeni taşınmıştık. Kadın halı silkeleyeceğim diye çamaşırlarımı toplatmıştı. Pazartesi temizlik günüymüş apartmanın. Sonra baktım ne salısı kaldı ne cuması. Hergün silkeleniyor. Temizlik imandandır evet ama kendine müslüman olmayacaksın.

      Sil
    3. Vallaha mı? Hiç duymamıştım. Bence de yutmazlar, ki zaten bizim sitede o gün giydikleri ayakkabılar bırakılıyor genelde. Yani öylece yürüyüp giriyor eve işte eşiğe kadar ayakkabılı, eşikten sonra ayakkabısız, yönü bile bozulmadan. :D

      Balkondan silkeleme meselesi göya bizde de yasak da, valla ne silkeliyorlarsa artık camımda ne sakız bulmadığım kaldı, ne çerçöp. Ama çok temiziz elhamdülillah. Dediğin gibi, herkes işine geldiği gibi her daim...

      Sil
  13. Sen ayakkabilari bahceye dogru itekle, ben feslegenleri,sardunyalari kapip geliyorum. Goz zevkimize hitap etsinler bari bahcede:)
    Yada apartman merdivenlerinin her basamaginda:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vayy! Mevlüde, dadından yenmez. Tamam ülen yettim, kap gel çiçekleri. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, sakla samanı gelir zamanı, at ürür kervan yürür felan uydurur, yaparız helbet en güselinden bi şeyler.. ;)

      Sil
  14. Ben müstakil evdeyim kapı önü yok merdiven bitiyor direkt sokak kapı:))) alıp ayakkabılığa yerine koyuluyor,iç kısımda da dar alanlar da zor oluyor .
    Memleleket meselesine el atmışsın kuzum sen. Kedilere sıcak yuva olur olur da bir de minişlere vururlar filan aman diyeyim:)
    Apartmanların çoğunda var bu sorun itina eden bir kere kısa süreliğine dışarı bıraksa ayakkabılar kendi mi kaçıyor birileri gezmelere mi götürüyor bilemiyorum:)))) ama oralı olmayanın ayakkabısı sittin sene orada duruyor kimse ellemiyor bu işte bir terslik var :)))
    Şimdi yazarken bir çözüm geldi aklıma müteahhitler her dairenin kapı yanına kapalı dolap yapsın yoksa çözülmeyecek bu durum:)))telif hakkı filan istemem yeter ki yapsınlar:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Memleket meselesi. :D Bence de öyle.

      Kapı önlerine kapalı dolap çok iyi fikir. Ancak bizim sitede öyle dolaplar monte edenler var, dolabın içinde de ayakkabıları var, kapının önünde de. :D Yani bu içgüdüsel bir durum mu nedir bilemedim. Belki en azından bazı hanelerde etkili olur ama bir umut...

      Sevgiler. :)

      Sil
  15. Bence herkes kötü bir görüntü olduğunu düşünüyor ama devamlı sadece bundan muzdarip olan kişi (türk anası) almak zorunda kalınca yetişemiyor ve salıyor bir müddet sonra... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle mi dersin? Açıkçası bana hepsi hallerinden hoşnut gibi geliyor. Zira ben de her ne kadar Almanya'da doğup büyümüş de olsam, hayatımın büyüüük bir kısmını Türkiye'de geçirmiş bir Türk anasıyım ve ne eşim, ne oğlum ayakkabısını hiçbir zaman kapı önüne bırakmaz. Bence daha çok alışkanlıklar ve normal görmeleri sorun sanki. ;) Sevgiler...

      Sil
  16. sitede yasak olmasına rağmen aynı katta yaşayan üç komşumun yaptığı , etmediğim halde site yönetimine şikayet ettiğim iddia edilerek bir hoş geldine gelmemiş, tanışmaya tenezzül etmemiş elemanların hakkımda atıp tutmasına sebep vakadır. Derin yaramdır , bir de tutup eşime sizin hanım şikayet ediyormuş ayakkabılarımızı diye adamı üzerime salmaya çalışınca , bir hırs kapıyı çalıp , kardeşim çıkarın salon koltuklarınızı burada oturun bana ne , ben mi siliyorum yerleri şeklindeki açıklamama , biz de kapıcı etmiştir diye düşündük ama sizi de bir yoklayalım diyerek pişkinliğin sınırlarını zorlamaları üzerine , karşılaştığımda verdiğim bir selamı da vermememe sebep olmuşlardır. Arkadaş ben şikayet etmedim ama şikayet bile etmiş olsam haklı olduğum davada nasıl üste çıkıyorlar anlamış değilim , eğitimle falan alakası yok bence . Tamamen görgü ile , insanlık ile ve kurallara uygun davranabilmekle alakalı , gelişmişliğin eğitimle değil önce görgü ile alakası olduğunu düşünüyorum , eğitim bazı şeyleri alabilir ama merkep yine merkeptir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E yuh! Tam da yarana basmışım, kusura bakma. :/ Çok abuk bir tecrübe olmuş. Ve görgü, insanlık, kurallara uyma alışkanlığı konusunda çok çok haklısın. Bununla birlikte, maalesef kurallara uyma konusunda çok sevgili halkımızın duruşu her daim aşikar. :/ Kurallara uyanlar aptal sayılıyor bu ülkede, uymayanlar akıllı.

      Ve merkep, yine merkeptir'in türlü çeşit vücuda gelmiş halini görmekten, yaşamaktan bıktım yalnız. Yeri gelmişken belirteyim. Ayh!, bi otursak da dertleşsek bi gün diyorum mirim. ;)

      Sevgiler...

      Sil
    2. ne zaman istersen canımcım , yakın mıyız , mıydık ki diye sorsam bir eşeklik te ben etmiş olur muyum sana karşı :) eylemkerem01@gmail.com mail adresim bu arada ;)

      Sil
    3. Yakın mıyız, inan ben de bilmiyorum diyerek eşeklik durumunu eşitleyeyim bari. :D Sadece ortak dertler olunca ve çok içten yorumunu da okuyunca içimden "ne çok konuşacak şey var, bi kahve eşliğinde ne güsel olurdu" diye geçti ve söyleyiverdim. ;) Dur o zaman ben şu mail adresinin kapısını bir çalayım, bakalım yakın mıymışız. ;)

      Sil
  17. Merhaba. :) Kahveyi koyun, geliyorum. ;)

    YanıtlaSil
  18. Bugun okuduğum ikinci papuç yazısı oldu bu sentences. :)) İlki evin içinde ayakkabıyla dolaşmanın abesliğiyle ilgiliydi.
    Ayakkabılar bina içinde göz kirliliğine sebep oluyor hakikaten. Takilma riski daha da fena. Şu don gömlek örneği çok eğlenceli geldi. Niye sadece ayakkabılar dışarıda bırakılır. Başka şeyler bırakılmaz. Ayakkabılar neden dışlanır da bir manto veya şapka dışlanmaz? Son saydıklarım da sadece dışarıda giyilen kıyafetler. Niye, değil mi?
    En baştaki görsel çok ilham verici. Saksıya niye para veriyoruz ki? Girelim bir apartmana çeşit çeşit saksı buluruz vallahi.
    Ben de yoldan çıktım :)) Keyifli günler diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D Böyle böyle bir pabuç kardeşliği hareketi başlatacağım galiba. Her kapının önünde çiçekli ayakkabılar, ne güseeelll!! (Ve kızgın komşular... :D)

      Yalnız evde ayakkabı fikri bana da bir değişik geliyor. Oysa sanırım alışkanlıkla ilgili tamamen. Öyle gören biri için bize geldiği gibi abes gelmese gerek.

      Sevgiler. :)

      Sil
  19. Sabah sabah çok güldüm iyi ki denk gelmişim bu blog

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Güne gülerek başlamana vesile olduğuma sevindim. :) Her zaman bekleriz efenim. Sevgiler. :)

      Sil
  20. Ayy madem hemşehriyiz, yeşil Bursa da yaşıyoruz bu durumda bir sabah kahveye bekliyorum benim kendi işim pek rahatım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kahve deyince sürüklenip her yere giden bir tip olduğumu nasıl anladın?! :D İşin ne üzerine bu arada? Mailini yorum olarak bırak istersen, yayınlamam söz. Bütün kahveleri ben içcem çünkü... ;)

      Sil
  21. Merhaba...
    Kapı önü ayakkabılarına bir çözüm sunabilirim belki.Bir arkadaşım anlatmıştı.Küçükken bunları yaşlı amcalar camiden kovmuşlar.(Muhtemelen gürültü falan yapıyorlardı ama o hiç bir şey yapmadıklarını iddia ediyor)Bunlarda bir kaç kafadar cuma namazında caminin kapısındaki bütün ayakkabıları başka teklerle eşleştirip yeniden diziyorlar.Cuma çıkışındaki manzarayı anlatırken gülmekten kopmuştuk.
    Siz de bir denemek isterseniz diye şeyettimdi :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa, gördün mü bak, aklın yolu bir. Ben de düşündümdü aynısını. Uygulama aşamasında geçeyim o halde madem olumlu bir referans da aldık. ;)
      Sevgiler...

      Sil
  22. Merhabalar,Blogunuzu sevdim.Takip ve izlemeye aldım.Bana da beklerim.(tariflimutfak/sibelinyemekleri).Başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sibel hanım merhaba. :) Hoşgeldiniz. Kahveyi koyun, geliyorum. ;)

      Sil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(