Zaten doğal olarak yapılması gereken, doğrusu o olan, her iyi ve aklı başında insanın zaten yaptığı şeyleri kendisi yaptığında her nedense şişinip duran insanlardan var mı sizin de etrafınızda, yoksa bir tek beni mi bulur böyleleri? Kendisini nasıl zavallı ve acınası duruma düşürdüklerinin de hiç farkında olmazlar hani. İnsan kızarken bile üzülür ya bir yandan. :/ Ve bir tek ben mi böylelerinin yanından koşarak kaçmak istiyorumdur, yoksa herkeste yarattıkları etki aynı mıdır?!
Mesela kitap okumak, övünülecek bir konu değildir ki?! Olması gerekenlerdendir zaten çünkü. Her adem oğlunun doğası gereği yemek yediği, su içtiği, güldüğü,
ağladığı, çiftleştiği gibi bir gerekliliktir gelişmek de insan hayatında. Bunu bir türlü anlamamakta direnen adem oğlunun ise totosu değil, kafası ve yüreği kabıza bağlamaya mahkumdur. Çok net.
Ya da arkadaşların ihtiyaç duyduklarında yanlarında
olmak, dert ortağı olmak, seni özlemeleri, yokluğunu
hissetmeleri de övünülecek bir konu değildir?! Gayet insana ait,
gayet olması gereken, dostlukların beraberinde getirdiği güzelliklerdir. İnsan
insana muhtaçtır ya adı üstünde hani. Arkadaşın seni tabi ki özleyecek, arayacak, iyisini kötüsünü paylaşacak. Ve sen de tabi ki dinleyeceksin, yanında
olacaksın. "Ayşe de beni çok özlüyor, yokluğumu çok çekiyor. Bir gideyim de
rahatlasın" gibi gudubet hallere girerek içlerindeki hazımsızlığı,
özgüvensizliği ortaya dökmekten, komik duruma düşmekten başka ne
yaptıklarını sanıyorlar, anlamakta zorlanıyorum.
Yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmek de
övünülecek, ortaya gerile gerile dökülecek bir konu değildir!
Yardım, tamamen insani, vicdani bir konudur ki, durumun elveriyorsa ve de
içinden de geliyorsa yaparsın, manevi huzur duyarsın ve konuyu kapatırsın. Olur
da bir şekilde yeri gelir de gerekirse usulca lafı geçebilir tabi ki. "Ama şunu
yaptım da, çok ihya oldu da, bunu da ettim de, dünyalar onun oldu da..." şeklinde söyleye söyleye yaptığı yardımın güzelliğini, hayrını
yok etmekten, insanları boğmaktan ve de şuursuzluk mertebesine ermekten başka nereye varabilir insan?!
İnsanlara verdiği hediyeden iki saat bahsetmek,
hediye alanı, aldığına alacağına pişman etmek de olacak şey midir yani?! Hediyeyi alırsın kişiye uygun, onu
sevindirecek bir şey olmasına dikkat ederek 'pek tabi!' ve doğru zamanda
verirsin, beğenirse sevinirsin üstüne. Beğenmese de sevinirsin hatta, en
azından elinden geleni yaptın diye. Amma velakin, "Ay üç haftadır geziyorum,
girmediğim mağaza kalmadı. Onu mu alsam, bunu mu bir bilemedim de, sonunda
bunu seçtim de, baksana en iyiyi seçmişim de, sana da ne yakıştı da..." diye uçsuz bucaksız muhabbet çevirmezsin. Üstüne o gün yaptığınla kalmayıp, o
aldığını o kişinin üzerinde her gördüğünde "Ayy çok yakışmış yine. Ne güzel
hediye seçermişim yareppim!" gibi hallere hiç giremezsin! Böyle incelikleri aklı başında görünen bir insanın kendiliğinden düşünmesi gerekmez mi yahu? Bu kadar maruz kalarak rahatsız olup, burada dile getiriyor olmam değil mi asıl garip olan?! :/ Kendini bilmezliğin bu kadarı da ne bileyim...
Ayrıca özel bir günün için, bir durumun
için, yeni evin, yeni işin için, ya da her neyin için ise işte, alttan alttan,
her muhabbetin başı çaktırmadan konuyu hediyeye bağlayamazsın efendim. Her görüştüğünde "Ay Ayşe de şu hediyeyi getirdi, Fatma da bunu sağ olsun. Aslında masa örtüsüne
de ihtiyacım vardı, ama henüz alamadım." tarzı lakırdılarınla zaten hayatındaki varlığını sorgulamakta olan karşındaki kişinin haşlama olmuş beynini hepten yiyemezsin vır vır.
Yersen de o karşındaki, beynini yalama ettiğin, terbiyesini bozmamak için debelenmekte olan insan kişisi, eğer benim gibi bir içine keçi kaçmış zat-ı muhteremse,
alacağı varsa da almaz, vereceği varsa da vermez o hediyeyi. Bunu bilesin,
belleyesin bre hey gafil!
Ha, baktın ki bu belirtilerin tamamı veya birkaçı
sende var, o halde bana sorarsan naçizane fikrim, acık eli eteği çek, senden
uzaklaşmaya başlayan insanların neden gittiklerinin farkına varmaya çalış bir zahmet olmazsa. Sonra da git
iyi bir psikolog bul. Ama ille de psikolog olsun ki, hem o bir susmak bilmeyen çeneni de çalıştırır kurcalaya kurcalaya, hem de döker belki içinde ne tür zehirler varsa bu densizliklerine sebep. Hapı verip uyutmasınlar yalnız fos fos. Uyuyarak bir halt çözülmüyor zira. Artık o dakikadan sonra
çocukluğuna mı inersin, yoksa bir önceki yaşamına gidip, hangi kutup
ayısının öptüğü bahtsız bedeviydin onu mu çözersin, bilemiyorum. Ama sen git ve çöz şu işi, ille de çöz, lütfen çöz...
Dilekus Çokbilmişus
*******************************
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :)
Yaa, bir de veli toplantılarında senin çocuğunun neler yaptığını merak etmiyoruz, sen nasıl harika bir annesin, çcuğun nasıl bir doğa harikası( ay reklama girer mi bu, hiç de alakam yoktur:)gözümüze sokmaya çalışma bi sus, bi otur, bi dinler yeter ...
YanıtlaSilHay Allah, o türü tamamen unutmuşum. Veli toplantısının ortasında 'benim oğlum ikindi kahvaltısında börek yemek istiyo, portakalla doymuyo...' gibi saçma sapan bi konuyu, zaten zamanı kısıtlı olan bi öbek insana dinletmeyi de ekleyeyim o zaman. O an o oğlan, annesi ve portakalla ilgili içimden geçenlere hiç girmiyim burda en iyisi. :)
SilYanıtlaSil
O zaman portakalli borek yapsinlar.herkesin gonlu olsum ;)) bre ey sisko.oglanin annesi...bak bak...doymuyomus..
Sil:D Süper fikir İdil!
YanıtlaSilOhhhhhH ! valla bi ferahladım sanki şuanda :)
YanıtlaSilO deil de, sen yazıosun, çemkiriosun, ben okurken rahatlıorum , bu nası bişi aceeeebaaa ? :)
Ohh ne güzel işte. Sıkışmış patlayamamış enerjiden kurtuluyoruz hep birlikte... ;)
Silmerhaba :) hemen geldim bloguna çok güzel yazılar paylaşıyorsun içini döke döke bütün siniri enerjisinden kurtulur insan :) çok öptüm
YanıtlaSilMerhaba :) Ne iyi ettin, geldin. Teşekkür ederim güzel yorumun için. :)
SilEvet, yazarak hafiflediğim doğru. İçimi dökerken okuyanlara da keyif verebiliyosam ne mutlu.
Her zaman gel, beklerim. Sevgiler... :)
Bu benim "insan olamazsın demedim" yazımın tarzında bi yazı olmuş :D Sitemlerini dile getirmişsin. Vay bre gafiller :))
YanıtlaSilDoğrudur Admin Panpa. Zaten benim yazılarım, milletin yüzüne söyleyemediklerim, yaşarken kudurup, yazarken keyif aldığım, şişip şişip inemediklerimden ibaret genelde... ;)
SilVay vayy ne güzel yazmışsın bee :)
YanıtlaSil:) Teşekkür ederim Safransarı. Anlaşılan herkesin içindekileri yazmışım... ;)
Sil:))) Güldümde güldüm...
YanıtlaSilOhh, ne güzel. Her zaman gülmeni dilerim... :))
Sil