23 Kasım 2014 Pazar


Geçen gün çocuklarımızın ne kadar zehir içtiğiyle ilgili bir yazı okudum. Reklamlarda masum masum, eli yüzü pirüpak anneler tarafından tanıtılan bulaşık deterjanlarının, özellikle de mucize formüllü, ışıltılı gıcırtılı süper deterjanların bulaşıklarımızı ne de güzel cilalanmış gibi, ışıl ışıl yaptığını anlatıyordu. Ve fakat bu cilalanmış pırıltının, aslında deterjanların içeriğindeki zararlı kimyasalların sonucu olduğunu da detaylıca açıklıyordu. Ve o gıcırtılı pırıltılı bardağın, çanağın içine içeceğimizi ve yiyeceğimizi koyduğumuzda nasıl çözündüğünü ve de afiyetle mideye indirdiğimizi, hatta o gıcırtıların hangi hastalıklara sebep olduğunu da. Ama sanırım bunu zaten hepimiz biliyoruz öyle değil mi. Biliyoruz da, çoğumuz kulağımızın üzerine yatıyoruz sadece, işimize gelmemesi sebebiyle kuvvetle muhtemel. Duyacağız o temizlik kokusunu, gıcırtısını illa ki. Sanki çamaşır suları, über şıkırtılı deterjanlar yokken mahvoluyorduk, ölüyorduk hijyensizlikten, mikrop savaşlarından. Hijyen anlayışını öpeyim. Sabi sübyanlara zehir içirmek pahasına hem de, vazgeçemiyoruz o ışıltıdan, kokudan. Temizlik, ışıltı, hijyen merakı o raddeye gelmiş ki bizde, bir keresinde küçükken çocuklarını çamaşır deterjanıyla yıkayan bir kadınla bile karşılaştım. Şaka değil, acı gerçek. Bir de anlatıyordu sırıta sırıta, içime sinmezdi sabunla falan diye, bezelye beynini ne yapacağımı bilemediğim. Nesini temizliyorduysa küçücük çocukların o kadar, hangi çıkmayan kiriyle debeleniyorduysa artık çamaşır deterjanıyla yıkayacak kadar. Foseptik çukuruna mı düştü bu veletler be mübarek, çitilersin yavruları ne idüğü belirsiz kimyasallarsa, zehirlersin o hassas tenlerini? Bir arkadaşım, araba kullanmak için ehliyet almak gerektiği gibi, anne baba olmak için de ehliyet belgesi şartı konulmalı derdi. Çok doğru... 

Çoğu zaman bize bir şey olmaz düşüncesiyle, ya da 
hepimizde olan Türk kadını kafasını bırakamayıp, ışıltı ve o gıcır gıcır sesi, sağlığımıza tercih ediyoruz maalesef. Ben etmiyorum gerçi artık, attım o kafayı yıllar önce çöpe. Yok toz veya tablet deterjanlar çiziyormuş, yok sıvı olsunmuş, yok kokulu olması iyiymiş, ortalık şöyle bir temizlik koksunmuş çünkü, bilmemnestossuz olmazmış, ambalajı da renkli olsunmuş, takla da atsınmış vs. demiyorum artık. Yıllardır daha masum, daha doğaya ve insana uyumlu, ambalajı  gösterişsiz, toz veya tablet deterjan kullanıyorum, öyle bir çizilme gibi bir  durum da yaşamadım şükür. Tam tersi, aynı bardağı kullandığım kişilerin bardaklarının benimkinden daha çabuk çizildiğini de gördüm aslında. Ha, velev ki çiziyor hadi, inanayım bu yorumlara, çizerse çizsin evladım?! Yemişim ışıltısını. Benimle bir mi yaşayacak? İnsanoğlu bile yaşarken eskiyor, kırış buruş oluyor da, bardak çizilmiş çok mu? Sağlığımızdan önemli mi o bardağın çizilmesi? Değil tabi ki. Yenisini alırım, olur biter.

Ben anneannemin köylü kafasıyla gidiyorum kardeş. Temiz olsun, iyi durulansın, zararlı kalıntı kalmasın yeter diyorum, ışıltısı gözümü kamaştırmasa da olur. Bugüne uyarlanmış, olabilecek en zararsız, yine de etkili olanlarını tercih ediyorum. Ama kendim önemsemesem de, o gıcırtı ve ışıltıya da bir gıcığım da var hani öte yandan. Zira etrafta bu meseleye takılı o kadar çok hatun kişisi var ki, ister istemez bir antipati gelişti zaman içerisinde.

Tabi temizlik ürünü üreticileri ve reklamcıları da işi biliyorlar bu arada. Ortalıkta benim gibi fosillerin pek az olduğunu, memleketin ziyadesiyle gözü dönmüş, işi gücü olmamaktan mütevellit temizlik hastası olmuş tipler tarafından işgal edildiğini gayet iyi gözlemliyorlar. Türk kadınının evinin, eşyasının temizliği için ne kadar gözü kara olduğunu, bunun için her şeyi yapabileceğini, gerekirse o çamaşır suyunu kafaya dikip içebileceğini bile gayet iyi çözmüş durumdalar. E hal böyleyken basarlar tabi amcamlar olur olmaz her şeye çamaşır suyunu, yazarlar tabi ambalajların üstüne çamaşır suyu katkılı, süper bol ışıltılı, über pırıltılı diye boy boy. Arz talep dünyası işte... Ne diyeyim, Allah akıl fikir ihsan eylesin. Tez zamanda, sağlık ve doğa elden gitmeden gerçek ışığı görsün her adem evladı ve de doğru yol bulunsun, Nirvana'ya erilsin inşallah cümleten. Çok aaminn!!

***********************************
Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 




42 yorum:

  1. Çok haklısın çok. Aslında yıllarca direndim ben biliyor musun? Sadece bulaşık değil çamaşır deterjanları da tüm giysilerimizde gözle görmediğimiz kalıntılar bırakıyormuş yıllar önce öğrenmiştim özel bilmem ne (şu an hatırlamıyorum) ışıkları ile bir elbiseye bakınca milyonlarca deterjan tozunun havaya (ağzımıza, burnumuza, cildimize) yayıldığını bilim adamları tespit etmiş...en güzeli, en zararsızı beyaz sabun..uzun yıllar giysilerimi özellikle iç çamaşırlarımı leğende sıcak su beyaz sabunla yıkadım ama zor oluyor:( hele bir yaştan sonra çok zor....yerleri de (parke ve taş zeminleri) yeşil arap sabunuyla silerdim, halılar için halı firmaları bile en iyisi beyaz sabundur diyor zaten...şu anda bebekler için olan deterjanla siliyorum Bücürük'e zarar vermesin diye...bazen de yine eski usul sabunlu bezle siliyorum ama çok yorucu oluyor:(( bulaşık için de bingo nun beyaz renkte elleri parçalamayan bir deterjanını buldum uzun süre bulaşığı da beyaz sabunla yıkıyordum ama köpürtmesi zor oluyor diye bıraktım:(..... bir deterjan ne kadar gıcır gıcır yıkarsa elleri de o kadar mahvediyor...bir gün kapıya reklam amaçlı Fairy bırakmışlardı kullandım ben de ziyan olmasın diye ellerimi resmen parçaladı...Bingo parçalamıyor bayağı iyi ellerim...ki makinem yok her gün enaz 3 kez elde yıkıyorum buna rağmen ellerim iyi demek ki, en iyisi Bingo dedim (hassas ciltler için diye üzerinde yazıyor ve beyaz renkli aklında olsun) elleri parçalamıyorsa zararı da azdır diye düşündüm yine de çok iyi duruluyorum hem de sıcak suyla...tabii doğalgaz çok gidiyor bu sefer de :(

    çok yazdım ama konu çok önemli...bu arada senin mimini yapacaktım ki, tepem attı, son yazımı yazdım bıraktım...blog ziyaretlerine devam edeceğim ama artık yazı yazmayacağım kusura bakma ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bücürük teşekkür ederim upuzun yorumun için. Biliyorum çamaşır deterjanlarının da kalıntı bıraktığını. Geçen gün birileriyle bulaşık konusu geçmişti de, ona dellenip bunu yazdım. Derdim herhangi bi markanın iyiliğini, kötülüğünü anlatmak değil aslında. Sadece farkındalık yaratmak. Birazcık farkındalık. Şu çamaşır sularını fondiplemekten uzaklaştırmak biraz belki, ve de çamaşır sulu her bi şeyi. Neyse, en azından böylece kendim gibilerin de var olduğunu görüp, acık hafifliyorum bari.

      Dee, ne son yazısı?! Bi dakka, nasıl yazı yazmayacaksın? Okumadım sanırım son yazını. Hemen bakıyorum...

      Sil
    2. :))boşver ben çok kez böyle tepem atıp bloğumu sildim ama silmiyorum yazılarım kalsın, yorum yazmaya da devam edeceğim tüm arkadaşlarıma, bu arada çamaşır makinesinde toz yerine sıvı deterjan kullanmak birazcık daha iyi sanıyorum...tozun kalıntısı deterjan gözünde bile belli oluyor...bazen de çamaşırlar deterjan kokarsa tekrar bu sefer deterjansız yıkatıyorum !!:( ama dünya su, elektrik gidiyor tabii :( her ay su faturam 50 lira üstelik Bücürük ü saymazsam bir kişiyim!!:( ha asla yumuşatıcı koku vs. kullanmıyorum vardı hepsini attım (daha doğrusu komşuya verdim) herkese tavsiye ederim hepsi zararlı bunların...bebeği olanlar da bebek için deterjan kullanmalı ben kendime de onu alacaktım ama çok ağırdı, küçük olanı yoktu almadım taşıması zor diye...e arabam yok, asansör yok marketten mümkün olduğu kadar az şey alıyorum 3 kiloyu geçmesin demişti doktorum boyun fıtığı başlangıcı var, kemik erimim var varoğluvar :))))

      Sil
  2. Yuh çamaşır gibi yikamis çocukları *-* cok guzel seyler bahsetmissin. Peki neler kullaniyosun tarif verir misin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen kreatif, çamaşır gibi, malesef... :/

      Sil
    2. çok farydalı bilgi bu amaaa. bak kreatif demiş ya sen neler kullanıyon sölesene ben de uyayım yani :)

      Sil
    3. Aaa! Kreatifin o sorusuna cevap vermemişim. Çok özür dilerim Kreatif. :/
      Sağol Deep. :) Ben cilde ve doğaya zarar vermeyen, organik ürünler kullanıyorum uzun zamandır. Özel tarif değil yani. Hazır alıyorum netten...

      Sil
  3. Beyaz sabun , arap sabunu , karbonat , tuz ve sirke benim temizlik malzemelerim :)) Yerleri de duru suyla sil gitsin evde bücürük beslemiyorsak :)) Geçen gün facebookta birisi bulaşık makinesinde limon tuzu kullandığını yazmış ama onu henüz denemedim.Bulaşık ve çamaşır makinesinin belli dönemlerdeki temizliğinde limon tuzu , tuz, karbonat ve sirke kullanıyorum makine pırıl pırıl oluyor ; tavsiye ederim :))
    Çocuklarını deterjanla yıkayan teyze geceden çamaşır suyuna da basıyordur o çocukları kirleri kabarsın diye :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim önerilerin için. :)
      Çocukları geceden ıslatmayı henüz akıl edememişti sanırım. Du ben bi hatırlatayım da yapmışken tam olsun... :P

      Sil
    2. sevgili buralıolmayan::)))))evde Bücürük besliyorsak tam tersine suyla temizlemek daha doğru :)))çünkü kediler patilerini hep yalayarak temizlediklerinden kurumuş yerlerden bile deterjan kalıntısı geçip zehirliyormuş..Kedici dergisi yazmıştı uzun uzun...ben de ya çok hafif köpürtülmüş sabunla, ya da sade suyla siliyorum yerleri...bazen de bebekler için olan beyaz deterjanlardan kullanıyorum (eğer bezle değil vileda yapacaksam)

      not: kediler çok temiz canlılar, kendi kum kutuları (yani tuvaletleri oluyor) varken asla yere, halıya çiş filan yapmıyorlar, o yüzden sırf suyla bile silebiliriz:)) benim Bücürük'ün de kum kutusu cam balkonda...yıllardır rahatım...halım, yerler tertemiz ama tabii bol tüylü:))

      Sil
    3. sayende bücürüklerle ilgili birşey daha öğrendim :)) ahh her çeşit bücürüğe alerjim var benim :(

      Sil
  4. sen de çok duyarlı bir insansın canım <3<3<3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yahu! Aman da ne duyarlıyım diye değil. Sadece biraz farkındalık istiyorum bi şeyleri yerken, içerken, kullanırken. Ama nerdeee, bizim hatunlar bırak farkındalığı, çamaşır suyunu böreğe keke katacaklar yakında... :)

      Sil
  5. Sütçü amcalardan alınan sütlerin içinde bile -bozulmasın- diye çamaşır suyu damlatıldığını söylerlerdi bir ara.
    Şehir efsanesi midir, gerçek midir, bilemedim şimdi.
    Ama beklenir, o potansiyel var:-/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hadi ya? Sütün içine de yani? E sonuçta çeşmeden akan klorlu suyu içtiğiyle övünen insanların diyarındayız. Klor da sonuçta çamaşır suyunun içindeki kahraman olduğuna göre. Neye şaşırıyoruz ki biz de... :/

      Sil
  6. Çocuklarını deterjanla yıkayan psikopat kim ya :) bir an önce tedavi edilmeli o temizlik hastalığı :D
    Kendinize değil de bardakları çizilmesin diye uğraşanlara fosil ve meraklıları demeliyiz aslında. Her şeyin en iyisi, en güzeli diyoruz ama sağlık boyutunu hiçbir zaman düşünemiyoruz. Sizin gibi bilinçli insanların olduğunu bilmek güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında gülüyoruz ama benzer şeyler yapan çok. Bi keresinde de bi hemşire evde içtikleri suya 1-2 damla çamaşır suyu damlattığını söylemişti, mikropları öldürsün diye. :D Bu gidişle mikroplardan ölmiycemiz kesin. Dee, çamaşır suyundan gidecek bi yığın insan, ona yanarım.
      Teşekkür ederim efenim. Burada bulunduğunuza, okuduğunuza ve o değerli yorumunuzu esirgemediğinize göre, o sizin bilinçliliğiniz... ;)

      Sil
  7. Çok haklısın çooook. Ben çevremdeki herkese anlatmaya çalışıyorum ama çok deterjan kullanmak marifetmiş gibi algılanıyor temiz kadın oluyorsun ve pirim yapıyor bu. Bence de tedavi gerektiren bir durum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, bi de marifetmiş gibi gösteriliyor. Sana uzaylı gibi bakıyolar bunlardan bahsedince. İşte bi de kendileri bilseler tedavi gerektiren durum olduğunu bi, süppper olucak! :)

      Sil
  8. hahha kuru fasülyemi yahu çocuklar geceden ıslatıyorsun :d
    ama enterasan fikir :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D İvit? Kurufasülye işte. Olma mı ki? :P
      Oyy hala gülüyorum safransarı, sen çok yaşa emi... :D

      Sil
    2. hahha :)
      aman iyi dinlendir bari, gaz yapmasınlar :p

      Sil
  9. TV'de reklamı yapılan birçok deterjan markası sadece Türkiye'de değil Avrupa ve ABD'de de satılıyor ve sadece Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı değil her bir Avrupa ülkesinin Sağlık Bakanlığı ile ABD'de FDA tarafından onaylı bulunuyor. Dolayısıyla, halk sağlığına ciddi bir tehdit oluşturmaları söz konusu değil. Ancak, diğer taraftan, endüstride kullanılan kimi kimyasallar ve katkı maddelerinin insan sağlığına olumsuz etkileri ancak zamanla ortaya çıkıyor ve yeteri kadar örnek vakıa oluştuğunda ilgili ürünlerde bu kimyasalların ve katkı maddelerinin kullanımı tüm dünyada Sağlık Bakanlıklarınca yasaklanıyor. Bir diğer gerçek de, kullandığımız hemen hiçbir ürünün "mükemmel" olmaması, tüm ürünler bakımından AR-GE çalışmalarının sürekli devam ediyor ve ürünün her yeni neslinde bir önceki nesilde karşılaşılan şikayet ve sorunları kısmen veya tamamen giderecek yenilikler yapılması. Sonuçta, kanaatimce, gerek deterjanları gerek diğer tüm kimyasal ürünleri bu hususları gözönünde bulundurarak seçmek, ürünleri kullanma talimatına harfiyen uygun kullanmak, kullanma talimatında belirtilen ölçü/doz + karıştırılacak su miktarı + su sıcaklığı gibi noktalara özellikle dikkat etmek lazım. Selamlar, sevgiler, iyi haftalar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oldukça detaylı, özenli bi yorum olmuş. :) Teşekkürler.
      Yalnız Türk Sağlık Bakanlığı demişken, kafasından asbest döken, radyasyonlu çayları içen bakanlarımızı da hesaba katarsak, ben şahsen bizzat Sağlık Bakanlığı onaylı diye zehir olduğunu bildiğim hiçbir şeyi evime sokmam. Bu konuda kendi araştırmalarıma ve aklıma Sağlık Bakanlığı'ndan daha çok güvenirim. Ha diğer ülkelerdeki onayları da sanırım bu yüzden belirttiniz, pek de iyi ettiniz, inanın onlara daha çok güvenirim. ;) Çünkü yurtdışı doğumluyum ve orada işlerin bizdekinden çok farklı döndüğünü bilirim.

      İşin bilimsel kanıtsal yönü bi yana, ölçü/ doz ve karıştırma meselesi demişsiniz ya, tam üstüne basmışsınız. Netekim porçözle çamaşır suyunu karıştırıp karıştırıp, her seferinde hastanelik olan tanıdığım var desem? Şaka sanırsınız. Hani delilik belirtisi derler ya, aynı şeyi yapıp yapıp farklı sonuçlar beklemek diye. İşte tam da bu türden. :)
      Sevgiler... :)

      Sil
  10. Sevgili mimikli....smıley mimini yaptım umarım beğenirsin..Bu arada biri az zararlı deterjan ismi versin lütfennnn
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok beğendiiim. :) Gülümseyerek okudum. Teşekkürler. :)
      Fosfat ve kloru bi araştırın derim. Tüm çamaşır sularında, ve deterjanlarında bulunan bir şey. Ve bunlardan mümkün olduğunca kaçınmak bile kardır bence, kendi okuduğum, araştırdığım şeylere dayanarak...

      Sil
  11. çok haklısın dikkat etmek lazım çnemli bir konu. . Seni izlemeye aldım. Ben de bloğuma beklerim.

    www.bakbuharika.com

    YanıtlaSil
  12. Bu yazıyı okuduktan sonra hemen o parlatıcıları kokuları attım çöpe henüz çocuğum yok ama sırf parlasın diye kendi sağlımı tehlikeye atamam çok güzel bir paylaşım olmuş :) banada beklerim http://feracelihanimkiz.blogspot.com.tr/?m=1

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin. :) Birazcık bile faydam olduysa çok mutlu olurum. Bu arada parlatıcı yerine beyaz sirke öneririm. Ben öyle buldum çözümünü. Her markette sirkelerin yanında kolayca bulunan bi şey. Koku bırakmaması bakımından bunu tercih ediyorum ben.
      Hem ben sana yorumunu görmeden geldim ki bile. Hatta ilk izleyicin de benim bu arada google friend connect'te. ;)

      Sil
  13. Merhaba Mimikli Böcek,çook haklısın aynı cümleleri tekrar etmeyeceğim ancak doğal temizlik için bir kaç önerim olabilir.Deneyin derim.Öncelikle evde kendi temizlik ürününü yapmak isteyenlere Erkan Şamcı'nın Ekolojik Temizlik kitabını öneririm.Hazır ürün olarak ben özellikle bulaşık makinesinde bir çok doğal ürün denedim ama en memnun kaldığım Rossmann marketin ürünü olan ekolojik bulaşık makinesi deterjanını kullanıyorum aynı ürünün ekolojik el deterjanı da çok iyi.Fairy den nefret ediyorum elleri mahvediyor ve benzeri diğer deterjanlar da aynı.Aynı markanın çamaşır deterjanı da var ama ben bebekler için üretilen Dalin gibi bir kaç markanın sabun tozlarını kullanıyorum.
    Takıntılı şekilde doğal ürün kullanmasamda( ki bu konuda takıntılı olmayı tercih ederim:))girdiğim marketlerde isimden çok içeriğe bakmaya çalışıyorum.
    Temizliği deterjanlarda arayanlara çok gülüyorum bu arada :)) Düşünmeden kullandığımız bütün ürünlerin tek sahibi olduğumuzu sandığımız dünyaya ve diğer canlılara da ne kadar zarar verdiğimizi de bir düşünmek lazım galiba.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nursel hn. Çok teşekkürler bilgiler için. Emeğinize sağlık. Hepsi çok değerli. Fakat son cümlenizle yüreğime dokundunuz. Sizi öpüyorum kocamann! Bu farkındalığa sahip kişilerin ıl ık hızıyla çoğalmasını diliyorum canı gönülden.
      Ayrıca hoşgeldiniz. Ve lütfen hep gelin. Sevgiler... :)

      Sil
  14. Yazıyı da yorumları da ilgiyle okudum.
    Benim 3 yaşındaki fındığımda ciddi akar alerjisi çıktı. Yumuşatıcı kullanmam. Çamaşır suyu brikaç ayda bri belki..
    sıvı deterjan kullanıyorum toz halinde sabun kullanınca çamaşırlar bir türlü durulanmıyor sinir oluyorum :(
    sirke tuz limon çok kullanıyroum mutfak vs de.. cam silmede.. bri de arap sabunu aldım evi onla siliyorum..
    böyle düşünen bilgili derin kadınları görmek beni mutlu ediyor.. elimden geldiğince ve bütçem yettikçe dikkat ediyorum ürünlere..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim oğluşumda da vardı aynı alerjiden. Geçti şimdi, artık 12 yaşında tabi. :) Sizinki de geçer umarım. Ben de benim gibileri görünce çok mutlu oluyorum açıkcası... :)

      Sil
  15. Eline sağlık , gıcır gıcır ettin blog ortamını :) Bu bilgilerden habersiz milyonlar var daha. Daha çok yazmalıyız bunları. "Çöpsüz hayat" yaşayan insanlar var, Sadeleşen, doğallaşan bir dünya var biz daha,gıcırdama peşinde, kendimizi ve dünyayı zehirliyoruz... Yazmak lazım, tam destek :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaah ah kardeş, ne çöpsüz hayatı? Biz daha kullandıklarımızın içeriğini araştırmaktan aciziz, çamaşır suyunu çorbalara terbiye niyetine kullanmamıza ramak kalmış, nerdeee o bilinç. Ama yaza çize belki bi farkındalık oluşur zamanla. Teşekkürler :))

      Sil
  16. güzel bir konu olmuş, yer silerken ben bazen bulaşık deterjanı kullanıyorum. Genelde sabun içerikli temizliyiciler tercih ediyorum.
    Banyo için marc kullanıyorum ve kokusu beni mahvediyor :(((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ah, bu konuda o kadar kızıyorum ki kadınlara, hiç bitmez bendeki malzeme. :)
      Valla nekkaaa az deterjan, okkaa sağlıklı insan ve çevre, benim mottom bu. Hoşgeldin bu arada. :)

      Sil
  17. ay ben temizlik konusunda deliyim... he riş için ayrı ürün alabilirim...parlasın daha çok parlasın isterim... hele lavabolar evyeler wcler küvetler camlar armatürler parladı mı bir de karşılarına geçip izlerim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapma ama evladım. Kendini, keseni düşünmüyosan çevreyi düşün, zehirlenen doğayı, denizleri düşün. O pırıltılı deterjanların içinde neler var neler, maydonozlu köfteler?! Fosfatlar, klorlar... Cıs cısss! ;)

      Sil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(