Aramızda Kalsın

Hiç bir gün bir diziyle ilgili yazı yazacağım aklıma gelmezdi doğrusu. Ne niyetim, ne de motivasyonum vardı böyle bir şeye. Lakin hayat işte, aklına gelmeyen ne varsa, başına geliyor en sürprizli yumurtalısından. ;) Neyse mirim, acılı biberli şeyler olmasın da, hayatın sürprizi yumurtası hep böyle tatlı, eğlenceli olsun cümleten.

Açıkçası çok fazla dizi meraklısı, takipçisi sayılmam. Arada tuttuğum, boş zamanlarımda online izlediğim diziler olur. Öyle oturup da her gece dizi bekleyecek, reklam aralarında tadımlık bölümler izleyebilmek için debelenecek ne sabır, ne motivasyon, ne de zaman zira. Nadiren beğendiğim Çalıkuşu ve Kurt Seyit gibi diziler de zaten son zamanlarda bir bir kaldırılıyor yayından hangi akla hizmetse. Kuvvetle muhtemel astarı yüzünden pahalıya geliyor bu tarz yapımların. Kanallar da ya daha maliyeti düşük ve vasat işleri, ya da hani şu meşhur yüzde altmışa hitap eden, töreli, tecavüzlü, öldürmeli, doğramalı, polisli, kenar mahalleli, konaklı, ataerkilli, katakullili, hatta bazıları ilkokul piyeslerinden az hallice, rol kokan şeyleri tercih ediyorlar zahir.

Neyse, sonuçta bu yoklukta, aylar önce bir gün ütü yapacakken ve bundan sebep de ruhum daralmış ve de ütüyü 

keyifli hale getirecek bir eğlencelik ararken, bir dizi buldum dolanırken. Sadece kadrosundaki oyuncuları sağlam bulduğumdan, konusuyla ilgili hiçbir fikrim dahi olmadan açtım ilk bölümünü ve oturdum ütü masasının başına. Lakin beklentim öylesine düşüktü ki yine de, aman en kötü ihtimal ütü bitene kadar oyalanırım diye kendimi rahatlatarak başladım dizili ütü keyfime. Ve fakat, ilişkimiz hiç de öyle benim düşündüğüm gibi tek gecelik olmadı devamında. Bir kereden bir şey olmaz ile başlayıp, hadi bir kere daha, bir bölüm daha derken bizim iş kırıştırmaktan çıktı, ciddiye bindi, nişanı yaptık hayırlısıyla, yakında da dünya evine giriyoruz kısmetse artık. Şaka değil, ben bir sardırdım mı bu diziye kuzum. Hem de ne fena. Neyse ki bir yığın geçmiş bölümü vardı da bir süre idare ettim öyle her kafa dağıtmak istediğimde. Tamam tamam, "Söyle artık, hangi dizi evladım?!' diyorsun, duyuyorum. :P Canım hangisi olabilir ki zaten, elbette 'Aramızda Kalsın!' ;)

Başrollerde babalar gibi Uğur Yücel ve Binnur Kaya. Zaten diziyi seyretmeye yeltenme sebebim olur  kendileri. Uğur Yücel'i pek bir severim, işin içinde o varsa iyidir diyebilecek kadar olumlu önyargı sahibiyim kendisi ve oyunculuğuyla ilgili. Hele bir de Binnur Kaya'yla dizideki uyumu, dadından yenmez türden. Yalnız diğer oyuncuları çok tanımadığımdan tabi bu ilk izleme kararımda sadece Yücel ve Kaya'nın etkili oluşu. Diziyi izleyince hepsini ayrı sevdim ve sanki ailem gibi oldular zamanla. Hele Arife'yle Mahir karakterleri, yeme de yanında yat diyebilirim. Tamam ne ye, ne de yanında yat, ama izle bari sadece efendice. Hepsi ayrı ayrı nevi şahsına münhasır karakterler ve aynı doğallıkta, karaktere oturmuş oyuncular. Abartmıyorum kesinlikle. Sanki gerçek hayatta yaşıyorlar ve o eve gittiğimde onları ziyaret edebilecekmişim gibi hissiyatım şu günlerde. Keşke öyle olaydı, olabileydi... :/

Tamam, bazen 'Yok canım, bu kadar da tesadüf, terslik olmaz artık üst üste!' dediğiniz oluyor elbette. Ama oyunculuk o kadar doğal ki, aile içinde hoş görülen bir abukluk gibi geçiştiriyorsunuz kastırmadan, akıyorsunuz yine. Bir dizide bu kadar mı taşlar yerine oturur, bu kadar mı her rol sahibini bulur, hiç mi bir şeyler eğreti durmaz. Olurmuş işte. Normalde Türk dizileri hiç izlemeyen eşim bile takılıyor denk geldikçe. Pek de güzel oluyor hani o da ilişince yanıma. :) İki sulu göz tip, bir bakmışsın ağlıyor salya sümük, beş dakika sonra deminki ağlayanlar onlar değilmiş gibi kikir kikir gülüyor ekranın karşısında...

Normalde gelenekler, aile kavramı vs. konusunda hiç tutucu değilim. Herkes istediği hayatı yaşasın kafası bana daha uygun. Lakin bu dizide Türk aile yapısı, akrabalık, komşuluk ilişkileri ve bağları, kalabalık aile yaşamı, yardımlaşma, sevgi, yuva kavramları öyle tatlı ve ayarında işlenmiş ki, kaymaklı kadayıf yanında halt etmiş. Sevmemek, sahiplenmemek, aidiyet duymamak zor zannımca.

Ve fakat hal böyle olunca, insanın da ödü kopuyor tabi ya biterse dizi diye. Sonuçta ne kadar uzun sürebilir ki değil mi?! Aylara, yıllara ne konu dayanır, ne oyuncuların motivasyonu ve sabrı diye acı gerçeği bilerek; biterse bir daha, bir daha izlerim ne yapalım diye kendimi teselli etmeye çalışsam da, içten içe de 'Aylar, yıllarca sürsün Allahcığım n'olur!' diye de dua ediyorum vallahi... :D

Bana göre ekranlardaki onca çer çöpün arasında gerçekten değerli, keyifli, sıcacık bir dizi vesselam, izleyiniz derim naçizane... :)

***********************************

Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :)