Yılbaşım geldi, tutmayın beni!

Şu yılbaşı olayı iyi güzel, ben de severim bir araya gelmeleri, maaile yiyip içmeleri, hoşça vakit geçirmeleri de, o öncesindeki stres, koşuşturma, hazırlıkların ayarının kaçıp, işin suyunun çıkarılması melesi de bir o kadar abes yahu. Her şeyin fazlası zarar işte mirim, bir karar yani, bir karar...

Hani her yer, tüm alışveriş merkezleri, çarşılar, pazarlar dolup taşıyor, trafik falan kilitleniyor ya koşturmacadan, telaşeden, işte o durumlarda delleniyorum ufaktan ufaktan. Ne yapayım, sevmiyorum işte bu türden hengameleri, koşullanmışlıkları, ille de yapılacakları. Hayır bu kadar olay edilecek bir konu olduğunu da düşünmüyorum yılbaşı akşamının öte yandan. Tamam, yeni yıla giriyoruz, tertemiz bir sayfa açıyoruz, yeni dilekler diliyor, yeni umutlar ekiyoruz falan, ben de çok heyecanlanıyorum tamam da, ille de çarşıyı pazarı eve taşımamız da 

ne bileyim... İlle de dünyanın bütün yiyeceklerini yememiz, bütün içeceklerini içmemiz, bütün hediyelerini almamız da gerekmiyor yani. E hal böyle olunca bendenizin iç dünyasında, mütevazi kutlamalar her daim tercihim oluyor bittabi yılbaşlarında...

Bir de şu yılbaşında en çok ben eğlenmeliyim motivasyonu nerden gelir, nereye gider, bu işin sonu nereye varır, kara kara düşünüp, bir türlü çözemediğim derin mevzulardandır. Neden evladım, neden en çok sen eğlenecekmişsin? Hem kime göre, neye göre en çok eğleneceksin? Herkesin eğlence anlayışı, beklentisi farklıdır bir kere. Kimisi için evinde ailesiyle çekirdek çitleyerek, televizyon karşısında tombala oynamak en güzel eğlenceyken, öbürü için arkadaşlarıyla güzel bir mekanda yemek yiyip, alkol alıp, dans etmek; diğeri için ise en patırtılı diskolara gidip, piyasa yapıp, kulaklara ziyan bangır bangır müzikler eşliğinde, altına işeyene kadar içip dağıtmaktır en kral eğlence. Dolayısıyla bu ne yarış, bu celal?! Neyin peşindesin, havan kime yani? Hadi onu da geç, ille de eğlenerek yeni yıla girme takıntısı da ne ola ki? Neden yılbaşına mesela sakin sükut sohbet ederek, kitap okuyarak, uyuyarak, toz alarak, ağda yaparak falan giremiyoruz ki? Kim koymuş bu şartlanmaları kafamızın içine? Mesela, yeni yıla mantı çimdikleyerek girmeyi çok isterim şahsen... :P

Hele bir de şu kırmızı iç çamaşırımsız bu yıldan şu yıla girmem haleti ruhiyesi var ki, ne diyeyim bilemediğim. Şahsen bugüne kadar yılbaşı gecesi kırmızı çamaşır giyip de zengin olmuş, koca bulmuş, talihi dönmüş bir canlıya henüz rastlamadım. Ama bu nasıl bir inanış ve motivasyonsa artık, insanlar deli gibi kırmızı iç çamaşırı alıyorlar çarşıda pazarda. Vitrinler yıkılıyor kırmızı çamaşırdan. Neden alıyorlar acaba? Kalkıp sorsan, cevabı adam gibi bilen de yok bir. Duymuş bir şeyler doğru yanlış, yapıyor ne olur ne olmaz, popomu sağlama alayım duygusuyla. Ne olabilir ki? Onu giyince popoyu kaldırmadan, yaydıra yaydıra para mı gelecek? Beyaz atlı prens, bugüne kadar sağda solda eğreklenip, döt gezdiriyorken, bu sene kırmızı giydin diye, "O gün bugündür!" deyip, dörtnala kapına mı dayanacak? Ya da, bugüne kadar yanına yanaşmamış şans, bir anda kırmızıyı görmüş boğa misali, sana mı koşacak? Vallahi eğer bunlar oluyorsa gerçekten, iyiymiş o zaman?! Oluyor mu gerçekten? Peki tam olarak kaçta giyiyoruz çamaşırı? Marka, model vs. önemli mi mesela? :P

Bir de şu televizyon kanallarının girdiği abuk subuk haller var ki, az dokundurmadan geçmek olmaz. Eskiden özel yılbaşı programları olurdu, sanatçılar sırasıyla çıkar, sanatını icra eder, insanların ruhunu okşardı. Komedyenler skeçlerini yapar, milleti güldürürlerdi. Ve finalde de büyük heyecanla beklediğimiz dansözler raks eder, hem göze, hem kulağa, her bir şeye hitap ederek mutlu ederlerdi yılbaşı ahalisini. Şimdiyse eğlence anlayışı değişti mirim, bayağılaştı, ucuzlaştı. Sıradan televizyon dizilerine bir şarkıcı, bir yılbaşı kukuletası, iki süslenmiş çam ağacıyla konfetiler falan eklenince al sana "Bilmemne- Yılbaşı Özel" oluyor, iş bitiriliyor en kısa yollusundan. Ne büyük deha, ne yaratıcı zeka...

E madem usul böyle, halkım bunu ister, bizim neyimiz eksik ki değil mi üstadım? Biz de yaratıcılı dehalı zekayız neticede kendi çapımızda. Biz de yaparız bir aayarlama o zaman en 'yılbaşı özel' inden. Bu akşam bir kukuleta, bir şarkı, iki de konfetiyle "Mimikli- Yılbaşı Özel" olasım geldi bak yazarken yandan yandan... 

Bi koşu gidem de malzemeleri alam ben... :)

***********************************

Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :)