7 Aralık 2014 Pazar

Kelek kitaplar, şebelek alışkanlıklar ve melekler...

 
Eskiden yeni bir kitabı elime aldım mı, ön sözü, son sözü, içindekileri, kaynakçası Allah ne verdiyse, ciğerine kadar her bir şeyini okurdum nedense. Acık çift şekerliymişsem demek. Şimdi çok düzeldim çünkü, ola ola çok şekerli olmuşumdur anca... :P

Derken yıllar önce, sevdiğim ve düşüncelerine değer verdiğim bir arkadaşım, eskisi gibi kitapların önünü sonunu okumayı bıraktığını, artık direkt konuya daldığını söylemesin mi bir gün. Ben de izin bekliyormuşsam demek birilerinden, sen misin bunu diyen, şimdi sen düşün, bundan böyle okumuyorum o zaman ben de kitapların her detayını diye resti çektim. :) Benim neyim eksik ki, okuyacağım diye inatlaşırken şişip davula dönüyor, kitaptan soğuyacak kıvama geliyorum bir kitaba başlayana kadar. O gün bugündür, kurtuldum şükür o deli alışkanlığımdan. Ben kurtuldum kurtulmasına da, yoksa sen hala ön söz okumadan edemeyenlerden misin?! ;) Allah kurtarsın güzel kardeşim. :P 

Sonra eskiden merak ettiğim bir kitaba başladığımda, kitap bir türlü gitmiyorsa, dil ağdalıysa, çeviri kötüyse, tasvirler kitabın büyük bir bölümünü kaplayıp, insanı kitap okumaktan soğutuyorsa, konu bir türlü sarmıyorsa bile o kitabı bırakamaz, inat eder, ömrümden ömür verir, yine de bitirirdim. Tatar inadıma mı denk geliyordu nedir. Sonuçta hangi aklı selim kendine bu eziyeti eder ki, değil mi yani... 

Gel gelelim, bir gün elime bir kitap geçti. Rahmetli Mina Urgan'ın Bir Dinozorun Anıları kitabı. Mükemmel bir kitaptı. Ve huzur içinde uyusun, bu sıra dışı hatun beni bu anlamsız alışkanlıktan kurtardı. Meğer o da bir zamanlar aynı dertten muzdaripmiş. Sonra bir gün bir aydınlanma gelmiş. Demiş ki, karpuzu kestiğimde ham çıkarsa, kestim artık , ham mam yiyeceğim, yapacak bir şey yok mu diyorsun? Hayır, ham çıkarsa yemiyorsun. E, kitap da o hesap, hamsa yeme be kardeşim?! Oh, yine izin çıktı şükür birilerinden. Kendine eziyet etmeyi sevengillere de her daim böyle meleksi dokunuşlar lazımsa demek. Vesselam bir özgürleştirdi ki bu sözler beni, hafifledim bir nevi kuş misali. O gün bugün olgunlaşmamış, damak tadıma uymayan, bana bir şey katmayacağı kanaatine vardığım, kelek çıkan hiçbir kitabı, filmi, dergiyi, insanı yemem, zamanımı harcamam. Zararın başından kısa yoldan döner, kar ettiğim zamanda ise olmuş karpuzları, kitapları, insanları afiyetle yerim. Azından yamyamlık da var zira genlerde. ;P 

Bir de eskiden elime bir kitap alırdım mesela, onu bitirene kadar okur, ancak ondan sonra yeni bir kitap seçerdim. Eş zamanlı olarak iki farklı kitap okumayı, ihanet gibi görürdüm ilkine niyeyse. :) E tabi bu yüzden de merak ettiğim onca kitap varken, sırayla okumam gerektiğinden, beklemek zorunda kalır, hiç yoktan stres yaratırdım şu narin bünyeme...

Ve sonra, üniversitede öğrencisiyken bir gün, kendi küçük, aklı büyük bir arkadaşım, kendisinin aynı anda iki kitap birden okuduğunu, o an canı hangisini isterse, ruh hali neye uygunsa ona devam ettiğini söyledi. Başta insanın kafası karışır, hikayeleri sapıtır falan diye düşünsem de, sonrasında denemeye cesaret ettim. Bir kişisel gelişim okurken, bir de roman okumaya başladım mesela. Ya da bir Almanca kitap okurken, diğer yandan Türkçe okumak gibi. O an hangi dille veya türle haşır neşir olmak istersem, ona göre mesela. Aaa baktım ki hiçbir şey karışmıyor, gayet de keyifli üstüne. Ve fakat başlangıcı güzeldi hikayenin de, yüz verdik deliye, geldi etti halıya misali, o günden bugüne, korkarım ipin ucunu kaçırmış bulunmaktayım. An itibarıyla dört kitap var sağımda solumda, bir ona sarıyorum, bir diğerine. İyi güzel de evladım, çocuk iki kitap demişti yahu... :/ Bu ne maymun iştahı, ne bol bulup neticene sürme hali, çözebilmiş değilim henüz. 

Ha şikayetçi miyim, değilim elbet, bilakis. Ama okuldan sonra eline kitap almamaya yemin etmişlerin diyarında yaşıyorsan, biraz tuhaf bir haleti ruhiye bittabi. Zira babam "Gittiğin yerde herkes körse, sen de gözünü acık kıs kızım." derken ne de haklıymış. Canım babam, geldiğim yerin neredeyse yarısı kör ve kör kalmaya da yeminli gibi. Lakin bende bir iflah olmaz merak var ki, görmekten bir türlü vazgeçip, gözümü kısamıyorum. Ve görmesem daha mutlu olabileceğim şeylere maruz kalıyorum... Ne olacak senin şu kızının halleri bir deyiversen?! :/

***********************************

Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 




52 yorum:

  1. Ha ha ha, hikâye baştan sona beni anlatıyor sanki:-) Kitapları bitirmek için uğraşırken, her kitapta ,bir cümle bile olsa, vardır benim için faydalı bir şey diye düşünürdüm. Bi gün dedim ki kendine, akılsız kızım, bi cümle için tırmalarken, kaç cümle kaçırıyorsun. Şimdi hiç acımam, aman bu çok klasmış herkes okumuş diye hiç kasmam, hemen bırakırım gitmiyorsa kitap. Ve ebet, sanırım benim de aynı anda okuduğum dört kitap var şu ara:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, bi de o herkesin okuduğu klas kitapların bazılarıyla hiç heyheylerim tutmamıştır. Hatta bu yüzden kendimi arızalı hissetmişimdir. Yaw herkes okuduğuna göre kitap iyi demek, sende gariplik diye. :) Bi de şu 4 kitap konusunda nasıl rahatladım anlatamam bak şimdi. Yalnız değilimmm! :)

      Sil
  2. Yine döktürmüşsün kitapların önsözünü ben de bazen okur bazen okumam hatta bazen yazara uyuz olur kitabı yarıda bırakırım ama bak bu yazı okumaya değdi :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Teşekkür ederim güzel yorumun, okumaya değer gördüğün için. Güzel haftalar dilerim efenim... :)

      Sil
  3. Valla bir kitap beni ilk sayfalarında (ilk derken bir, iki sayfa değil tabii o kadar da ayıp olur yazana, ama şöyle on- yirmi sayfa ne bileyim) beni sarmazsa, meraklandırmazsa, ilgimi hiç çekmezse bırakırım, gerek yok vaktimi ziyan geliyor. Kitap dediğin aslında ilk sayfada, ilk cümlelerde hatta insanı saracak, içine çekecek, bırakamayacak. Yalnız ben de beğendiğim bir kitap, film vs. yazarı hakkında google'da araştırma yapmadan duramam o huyum halen devam ediyor ama beğendiysem...
    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O güzel bi özellik canım? Merak. Bende de var fazlasıyla. :) Bazen filmin oyuncuları hakkında bile kurcalarım ne var ne yok. İyidir merak, boşver sen. Sana da sevgiler kocaman... ;)

      Sil
  4. Okurken eğlendi.
    Manşet yapacak olsam bunu kullanırdım :)
    Şu Bir dinazorun anıları nı düşüneceğim.
    İki kitap bir arada okuyan insanları sevin. Ben yapamıyorum, konular karışıyor.
    Sonra bahçıvan kim uşak neredeydi diye takılıyorum.
    bulanır etraf tek tek tam bana göre :p
    Ama kuralları yıkalım pls. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müthiş manşet fikri Müptezel! Dinazorun anılarını şiddetle öneririm. Ben büyük bi keyifle okumuş ve bi çok konuda feyz almıştım kendisinden. Hatta şu an da o okuduğum 4 kitaptan biri, Bir Dinazorun Gezileri. ;) Bu da gayet güzel, ama anılar başkaydı.
      :D Bahçıvan kim, uşak nerede. Ne güldüm, ne güldüm. Teşekkür ederim tatlı yorumun için. Sevgiler koccamann! :)

      Sil
  5. hehe hayat işte tecrübe edene kadar işte acık ter dökecen :)
    ne tatlı yazıydı ama çok güldüm anlatışına :D
    işin pohunu çıkarmışsın zamanında, şimdi bunun da çıkar sonra orta yolu bulursun anacım hehee:)
    Kocamaaan sevgiler <3<3<3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Kreatif. Zamanla orta yolu bulacağımdan umudun var yani? E hadi bakalım, naasip, kısssmet! :P
      Sevgiler benden... :)

      Sil
  6. ben deee ille kitabı bitiricem inadını bıraktım bikaç yıldır ohhh eziyeti bitirdim
    ve 2-3 kitap okuyabiliyorum zaten hiperaktifim ruhen ve bedenen iyi oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hmm, eveeet, hep hiperaktif bünyenin zamazingoları bunlaaar, haklısın. Bende de var aynısından. ;)

      Sil
  7. Anlattıklarınızda kendimi buldum. O yarım bırakamama huyu çok fena yahu :). Arkadaşım doğum günümde bir kitap almıştı o çok hamdı, bi onu tamamlamadan bıraktım. Onun dışında yazarları doğru seçersek önsözü de dahil her yeri okunabilir oluyor :).
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Meğer ne çok varmış benim gibi tuttuğunu bırakamayan. Kesinlikle yazar önemli evet, bi de çeviri öpönemli! Kitabın almancasına bakıyosun süper, türkçesi diyemiyo bi türlü demek istediğini. İşte o fena, kendini de yırtsan okuyamazsın. Sevgiler benden... :)

      Sil
  8. Harika bir yazı olmuş ;)) Emeğine ve kalemine sağlık. İstanbulda farklı mekanlarla ilgili deneyimlerimi paylaşıyorum. Bloğunu takibe aldım. Bana da beklerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. :) Güzelmiş senin konu da. Gelirim tabi ki. Sevgiler... :)

      Sil
  9. gürül gürül yazmışsın,çok da eğlenerek okudum.
    ben hala;kitabın önsözünü okuyorum,okumayı seviyorum,var bende bi tuhaflık:)
    ama sarmayan kitaba direk kelek karpuz muamalesi yapıyorum.
    aynı anda 'tek' kitap okuyorum:))
    aman ha,sakın fazla kısma gözlerini,senin gibilere çok ihtiyacımız var,çok
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Havva güzel görüşün için. Önsöz okumayı seviyosan okuycaksın mirim, ne güzel işte. Ben sevmediğim halde olur olmaz her yerini okuyodum. :)
      Yok be Peynircim, o sözler benim özel, güzel, bulunmaz oluşumdan değil. Okuyan, düşünen, sorgulayan, aydın kafalı hiç kimse gözünü kısmasın bi zahmet bu devirde, hep gelişsin, çoğalsın böyleleri nolur. Ve cehalet, körlük, ilgisizlik yok olsun artık. Ne güzel ütopya di mi. :/ Benden de kocaman sevgiler. :)

      Sil
  10. Oyyy, senin durum daha da vahimmiş yaw? Kampa girip sonra hepten soğumak. :) Yok kardeş, gel ben senin elinden tutayım, yeme o ham karpuzları, gel birlikte yeni karpuzlar alalım. Yapabilirsin, sana güveniyorum Medanşeri... ;) :P

    YanıtlaSil
  11. Ayy sen ölme emi. :)) 40 mı dedin? ben yirmili yaşların başı diye düşünmüştüm.
    Kitap deyince;insanoğlu ayda 1 kitap bilemedin yarısını okusa ben razıyım .
    Sevgiler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam üstüne bastın evet, 20 lerin başı, ruhumun yaşı. :)
      Valla çok haklısın, o kadarı bile nasıl bi değişim sağlar. Keşke...
      20lik ruhumdan da kocaman sevgiler. :)

      Sil
  12. Bende de bir hastalık var kitap eğer çok hoşuma gitmişse onu bitirmeye kıyamıyorum:)) Sanki bitince boşluğa düşecekmişim gibi geliyor. Hem sonunu merak edip hem de minicik minicik okuyup kenara bırakıyorum:) Fazla mı içinde geçen kahramanlarla kendimi bütünleştiriyorum nedir anlamadım:) Bir kaç kitabı ben de aynı anda okuduğum oluyor:) Yazı çok iyiydi, sıkmıyor ve alıp götürüyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok şekersin Hamiyet. :) Minicik minicik okuyup bırakıyosun demek. Sabah sabah nasıl güldüm. :)
      Teşekkür ederim yazıyla ilgili değerlendirmen için, çok sevindim. :)

      Sil
  13. Iste bende senden bir tane daha :) Onsoz sonsoz basi sonu ne varsa okunur, ay bi de su sevmedigin bir kitabi sonuna kadar okuma cabasi dayanilmaz bir durum ama nedense dedigin gibi zorluyoruz :)
    Yazini gulumseyerek okudum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek sen de öylesin. Bi sürü varmış benden ne güsel. O kadar da garip değilmişim demek. Pek bi keyiflendim bak. :)
      Teşekkür ederim güzel yorumun için. Sevgiler. :)

      Sil
  14. Oğuz Atay'ın askerleriyiz, ön söz nedir bilmeyizz
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vıyyy, öyle mi oluyomuuş?! E pek iyi oluyomuş o zaman. Önsöz de neymiş şu fani dünyada?! Peehh! :P

      Sil
    2. evet, oğuz atay önsözleri hiç sevmezmiş :)

      Sil
    3. Vay anasını, bi şey daha öğrenmiş oldum bak. Sağol asker! :P

      Sil
  15. Merhaba,
    Çocuk klasikleri haricinde ilk ciddi kitabım Gazap Üzümleri oldu.Oldukça kalın ve entel görünmek için harika bir örnek budur düşüncesiyle başladım.İşimden dolayı hayli uzun süre sonra bitirdim.Sonra bir diğeri geldi onu okudum sonra diğeri.... Bir kitap bence sadece okumakla kalmamalı diye düşündüm.Okuduğum kitabı arkadaşlarım ile paylaştım.Tıpkı bir film anlatır gibi ortak okuduğumuz kitaplardan bahsederdik.Şayet oda okumuşsa ortak okunan bir kitaptan görüşmeleri paylaşırdık.Benim göremediğimi acaba o görmüş olabilir mi diye? Filmlerde de öyle değil midir ? Bence kitaplar okunmalı.Kötü bile olsa. Yoksa iyi olana nasıl iyi diyebiliriz ve hakkını verebiliriz ki......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba :) Okuduklarını paylaşma fikri süper. Keşke öyle okuma grupları oluşturulabilse. Teşekkürler güzel yorumunuz için. Sevgiler :)

      Sil
  16. Mimikli Böcek ben de önceleri başladığım kitabı bitirmek zorunda hissederdim kendimi. Ama artık ben de beğenmediğim bir kitabı bitirmek için debelenmiyorum, bırakıveriyorum valla. beğenmediğim bir şeyi zorla okumak işkence gibi geliyor bana. Samimi bir itiraf bu senin yazın, sayende ben de kendimle yüzleştim, sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meğer ne çok varmış benim gibi. Ben de buna sevindim. Teşekkürler, sevgiler. :)

      Sil
  17. Al bendende okadar.tuttugunu birakamayanlardanım bende ...ne cok kasmısım kendimi ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya, fena işte o özellik kardeş, duttuğunu bırakamamak. Her konuda fena hemi de, kitap, insan, iş, ortam her ne olursa, bırakılmayı gerektiren durumlar olduğunda, kurtulabilmek lazım. ;)

      Sil
  18. çok sevdiğim kitapları kimseye vermemeye çalışıyorum bazen geri gelmiyorlar:) eskiden bende öyleydim, şimdi çok okuyorum ama, çok kitap okuduğumu da söyleyemem, bana iyi gelecek istediğim şeyleri yazanları daha çok seviyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genelde geri gelmiyolar Sema. ;) Al benden de o kadar, istediğim şeyleri yazanları okumayı seviyorum, işime gelmeyenleri fıydırıyorum... :)

      Sil
  19. Ben de aynı anda iki kitap okuyamıyordum eskiden şimdi öyle tabularım yok:) zaman geçtikçe insan kendi duvarlarını yıkıyor galiba:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle, zamanla değişiyo dönüşüyo insan. Olmuyosa kötü ya. Sevgiler. :)

      Sil
  20. İyiki gelmişim, oo muhabbet koyu burada, bir sandalye de ben çektim.
    Ön söz okuyangillerden olarak bu direnişe katılıyorum. tamam ulan ben de okumayacam :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E yani, geç bile kaldın?! :) Hoşgeldin, sefalar getirdin.
      Hadi bakam, gazamız mibarek ossun o zaman, okuyan bizden diildir! :P (Direniş yalnız yaa, ne güldüm. :D)

      Sil
  21. Merhaba blog keşif etkinliği yapıyorum.daha fazla kişiye ulaşmak için bloğunda yayınlarsan sevinirim sevgiler:)))

    YanıtlaSil
  22. Ayy, senin kurtulduğun alışkanlıkların hepsi şu an bende mevcut. :) Nasıl yapsak ki. :) Öyle bir anlatmışsın ki kendimden soğudum ya hu :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yok, soğuma. Gel birliğimize katıl, ışığı gör... :P

      Sil
    2. :):):):)) pekala, anlaştık. :):))

      Sil
  23. eskiden ben de kastırırdım başlanan kitap bitecek arhadaşşşş şeklinde
    epeydir ayyyy diyorum çok da tınnnn
    kötüysen okumam seni git pispispis diyorum hop atıyorum kenara...

    aynı anda bir yığın kitabı okuma huyu oldum olası var bende
    bi makale okumuştum bu şekilde okununca daha kalıcı oluyormuş hafızada..
    mantıklı
    zira eline aldığını bi düşünüyo insan neydi neydi neydi bu şimdiiiiii diye :)

    dipteki not: blogunu çok sevdim ki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hmm, demek çok kitap birlikte okuyunca akılda kalıyomuş. O zaman tutmayın beni, zaten bi açgözlülük var, bi de bunu duydum ya şimdi, tamamdır artık. :)
      O zaman sık sık gel, madem çok sevdin. Böyle de güzel, ekmeğime yağ süren yorumlar bırak he mi? ;)
      Sevgiler... :)

      Sil
  24. ha haaaa ben de sırayla okuyom amaa biri biter sona öbürüüü bi de mina Urgan'ın o kitabı bi tane yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Beni çok etkilemiş bir kitaptır o. Şimdi de Bir Dinazorun Gezileri'ni okuyorum... :)

      Sil
  25. Ne kadar hoş yazmışsın :)
    Ben de tıpkı senin gibiyken şimdi önsöz sonsöz dinlemeden kitaba dalıyor, beğenmezsem orta yerde bırakıyor ya da iki üç kitap aynı anda okuyorum :))

    http://tubauzunlu.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek bu kitap okuma alışkanlıklarının değişmesi de bi süreç herhalde. Bi şekilde herkes doğrusunu buluyo işte. Hoşgeldin ayrıca. Sevgiler. :)

      Sil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(