7 Ağustos 2014 Perşembe

Kıskanç Kedi


Kıskançlık ne başa bela bir haleti ruhiyedir. İnsan bir dönüp kendine alıcı gözle bakamaz. Nitekim o alıcı göz saçma sapan işlerle meşguldür. Kendine bakacak zamanı yoktur, başkalarına bakmaktadır zira. Eşek anırdıkça, arı vızladıkça, börtü böcek birilerini zıplattıkça, kendini durmadan birileriyle kıyaslar. Kendine dönüp baktığında
da gerçekleri olduğu gibi, ama hakikaten olduğu haliyle, tüm çıplaklığıyla göremez zaten. Kendini içten içe hep eksik gördüğü için, gerçekte sahip olduğu güzellikleri, meziyetleri, ona bahşedilmiş hediyeleri göremez, fark edemez. Hep eksiklikleriyle haşır neşirdir çünkü zat-ı muhterem, hep olmayanlarla, yürümeyenlerle, ters gidenlerle halvettedir. Nasıl bir halvetse bu artık, pek dozu yüksek, pek bir keyifli olsa gerek ki, bir türlü de çıkamaz bu düşünüş biçiminden.

Amma velakin, işin ironisine bakın ki, dıştan dışa da, kendilerini hep olduğundan fazlaymış gibi gösterme çabasındadır sözü geçen kişilikler. Ve bir yerden sonra bu fazlayMIŞ gibi, en iyiyMİŞ gibi, mükemmelMİŞ gibi haller, çocukça kendini ispatlama çabaları, saçma sapan muhabbetleri, insanı bayaaar, boğaaar, isilik eder evlerden uzak. Aklını, duygularını, topyekun ruh sağlığını korumak isteyen ise çaresiz, enseye topuk, kaçmaya başlar yandan yandan.

Geride kalansa, yine parmağını uzatmaya, gideni suçlamaya, kendini avutmaya, değerimi bilemediciliğe, parmağını bana, toynağını Şam'a uzatcılığa, ben mükemmelimciliğe, kusursuzumculuğa devam eder. Mış gibicilik hiç bitmez bu türlerde neticede. Ve en acısı da, bu masal aha böyle sürer, gider sonsuza dek. Ne muradına eren oluuur, ne de kerevetine çıkan. 

(Bir de şu kerevetin ne olduğunu öğrendim miydi, tam olacağım bence. Nirvana'ya falan ulaşıp, yıldızlara neyin karışırım kuvvetle muhtemel. Gerçi cümle içinde kullanabildiğime göre, öğrenmiş de sayılırım sanki, ilkokuldaki gibi. :P Bak şimdi mesela bir kelime daha öğrenmiş olacağım hemen: 'Ben endoplazmik retikulum gördüm.' Gördün mü, hiç farkında olmadan bunu bile öğrendim kaşla göz arasında...;))

***********************************

Not: Paylaşımları lütfen copy/paste ile değil, alttaki butonları kullanarak yapalım. :) 



2 yorum:

  1. Kerevet bildiğim kadariyla sedir, oturulacak yer.. Yani koltuk de sen suna. Tabi yanilmiyorsam. :-).

    YanıtlaSil
  2. Şimdi gördüm bu yorumu. Şekercim, cümle içinde kullanmışım, demek ki biliyomuşum ben zati ya... ;) Teşekkürler bilgi için. :)

    YanıtlaSil

Eee, yorum yok mu? Hiç mi yok?! :(